Enişteler ve Baldızlar
Geceliği 10 bin liralık nişan balayı ile gündeme gelen Ankara Başsavcısı Yüksel Kocaman’ın bugün Ankara Sheraton Otel’de düğünü var. Takip edenler hatırlayacaktır Yüksel Kocaman’ın Siber Eleştirilerle Mücadele Daire Başkanı ve aynı zamanda Baldızı ‘Avukat’ Çağla Dursun Hanımefendi, benim günler önceki twitlerimi bularak Eniştesini savunur bir cevap yazarken ‘terörist’ olduğumu ifade etmeyi de es geçmemişti. Ben daha geceliği 10 binlik balayının şokunu ve ‘Avukat’ Çağla Dursun’un hakaretlerinin acısını (!) atlatamamışken Sheraton Otel’deki düğün şoku biraz fazla geldi açıkçası. Düğün Balayı olarak da bir jete atlayıp daha gözlerden uzak bir yerde; geceliği bilmem kaç bin dolardan Dubai’de Burj Al Arab performansı bekliyorum !
Yargı bağımsızlığı ve yargı eliyle muhaliflere karşı yürütülen baskı ve yıldırma operasyonlarının konuşulduğu şu günlerde gördüklerimiz şaşırtıcı olmadı desek yeridir. Ankara Başsavcısı’nın makamından kaynaklı gelir-gider dengesi düşünüldüğünde dahi geceliği 10 bin’lik nişan balayı soru işaretlerine sebep olurken üzerine Sheraton Otel düğünü meselesiyle bu konu biraz daha aklıma takıldı. Ben de biraz hafızamı biraz da bilgi kaynaklarını zorlayınca ortaya daha ilginç sorular çıktı açıkçası;
Ankara Başsavcısı Yüksel Kocaman, 1999 yılında Kırklareli ili Pınarhisar ilçesinde Cumhuriyet Savcılığı yapmış bir isim. Pınarhisar’ı hatırladınız mı? Hani şu ‘reis’in şiir okuduğu için 4 ay 10 gün cezaevinde kaldığı yer. Yüksel Kocaman’ın da hayatında en önemli dönüm noktalarından biri Pınarhisar’da görev yaptığı yıllar sanırım. Zira burada hayatına yön veren iki kişi ile tanıştı. Birisi o dönem ‘’dostluk’’ kurduğu ve belki de bugünlere kadar gelmesine sebep olan Recep Tayyip ERDOĞAN diğeri de Pınarhisar’da çiftliği olan Mehmet ÇELİK.
Yüksel Kocaman, gelecekteki siyasi ikbalini ‘’tahmin ettiği’’ Erdoğan için birçok riski göze alarak Cezaevinde ‘reis’i oldukça rahat ettirdiği iddia ediliyor. Hatta bir keresinde, cezaevi bahçesine getirtilen ünlü bir restoranın garsonları ile mangal partisi yapıldığı bile kitaplara konu olmuş durumda. (Bir Liderin Doğuşu, Hüseyin Besli ve Ömer Özbay)
Bu noktadan sonrasına dair net bilgiler bulmak zor olduğu için sadece merak ettiğim noktaları sorarak devam edeceğim.
1. Ankara Başsavcısı Yüksel Kocaman ve Mehmet ÇELİK isimli kişi ile tanışıklık ve ikili ilişkiler ne seviyededir?
2. Mehmet ÇELİK isimli şahsın uyuşturucu baronu olduğunu biliyor mu?
3. Mehmet ÇELİK’in Pınarhisar ilçesindeki çiftliğine hiç gitti mi?
4. Mehmet ÇELİK’in Ataköy 9. Kısım’da kiraladığı ev ile alakası nedir?
5. Adalet Bakanlığı Adli Sicil Genel Müdürlüğü görevini yaparken Mehmet ÇELİK hakkında yürütülen bir soruşturmada Yüksel Kocaman’la yaptığı görüşmelerin iletişim tespit tutanaklarına yansıması sonucu bu dosyayı kim ortadan kaldırdı?
6. Mehmet ÇELİK’in kendi uyuşturucu çetesinde faaliyet gösteren bir örgüt üyesinin Diyarbakır’da yakalanması üzerine, şüphelinin serbest bırakılması için Mehmet ÇELİK’le beraber o dönem Diyarbakır Başsavcısı Durdu Kavak’ın yanına gitti mi?
7. Ceza İşleri Genel Müdürlüğünde Daire Başkanlığı yaptığı dönemde hangi fiil/eylem sebebiyle görevden uzaklaştırıldı? Eşi MİT bünyesinde görevli bir bayan tetkik hâkiminin bu konuyla ilgisi nedir?
8. Memleketi Zonguldak’taki AKP seçim çalışmalarında boy göstermesinin yargı bağımsızlığı ile ilgili sorun olabileceğini düşünüyor mu?
https://www.youtube.com/watch?v=W_r15JlHyQw
9. AİHM’in kesinleşmiş kararına rağmen siyasi iktidarın yargı sopasıyla Selahattin Demirtaş’ın yeniden tutuklanması ve birçok muhalife karşı yürütülen operasyonların, geçmişindeki bu soru işaretleri ile ilişkisi var mıdır?
Tabi ki bu sorulara en doyurucu cevabı verebilecek olan kişi tabi ki Ankara Başsavcısı Yüksel Kocaman… Aslında soruları önden vermiş oldum kendisine, artık hazırlıksız da değil. Kendisinin vereceği cevapları bilemiyorum ama ben doğru cevapları noktasına virgülüne dokunmadan aşağıya iliştirivereyim;
YARGI ETİĞİ İLKELERİ
Değer 1 ;BAĞIMSIZLIK
1.2 Hâkim, aile, sosyal veya diğer ilişkilerinin, yargısal davranışını ve muhakemesini uygunsuz biçimde etkilemesine asla izin vermez.
Hakim, yasama ve yürütmenin etkilerinden fiilen uzak olduğu gibi aynı zamanda bu şekilde de görünmelidir.
Değer 3; DÜRÜSTLÜK
3.3 Hâkim, yargı görevini, kendisine veya başkalarına menfaat sağlamak amacıyla kullanmaz.
3.4 Hâkimin, yargılama faaliyetine ilişkin olarak yaptığı, yapacağı veya yapmaktan kaçınması gereken herhangi bir eylem veya işleme ilişkin olarak, kendisi veya aile fertleri, hediye, borç, ağırlama, yarar, ayrıcalık veya lütuf gibi bir menfaat talep etmeyeceği gibi kabul de etmez. Hatta makul ölçüler çerçevesinde yargı görevinin ifasını etkilemeye yönelik olarak algılanabilecek diğer davranışlardan da kaçınır.
Değer 4; MESLEĞE YARAŞIRLIK
4.2 Hâkim, daima halkın gözü önünde olduğundan, normal bir vatandaşa göre külfet olarak nitelendirilebilecek kişisel sınırlamaları kabullenir, bunlara isteyerek uyar.
4.3 Hâkim, mesleki ve kişisel ilişkilerinde diğer meslektaşları nezdinde, makul ölçüler çerçevesinde bakıldığında kayırma veya taraflılık kuşkusu ya da görüntüsü verecek durumlardan kaçınır.
4.10 Hâkim, yargı makamının itibarını, kendisine, aile fertlerinden birisine veya başka bir kimseye özel çıkar sağlamak üzere kullanmaz.
Adalete güvenin dip seviyelere indiği, normal bir hukuk devletinde alışılmamış derecede ileri safhada olan iktidar-yargı ilişkileriyle binlerce muhaliflin hayatının kararması, bu hususlara bağlı olarak 2020 verilerine göre Hukukun Üstünlüğü Endeksi’ne göre 128 ülke arasında Türkiye’nin 107. Sırada olduğu göz önüne alındığında…. Neyse şimdi düğün günü ağzımızın tadı kaçmasın, Ankara Başsavcısı ve Baldızına iyi eğlenceler…
Bu arada unutmadan; Çağla Hanım, Zondulgak’taki soruşturmanızda başarılar (!) Sizin yerinizde olsam eniştemin bu kadar derdi varken kendi derdime kendim derman bulmaya çalışırdım. Nitekim kendisiyle ilgili de bu kadar soru işaretleri olan bir durumda siz de kendisinden bir yardım talep etmeyi ‘etik’ bulmazsınız diye düşünüyorum…
