Dünyanın En Yüksek Dağı Mauna Kea
Dünya’nın en yüksek dağı hangisidir? diye sorsanız hiç düşünmeden büyük bir çoğunluğumuz Everest deriz. Büyük çoğunluğumuz mu ? Farklı bir cevap veren de mi olur? Evet olur. Ama nasıl olur ? Bakış açımızı değiştirerek.
Dağ yükseklikleri deniz seviyesi baz alınarak ölçülür. Bu durumda en yüksek dağ 8848 metre ile Everest Dağı kabul edilir. Ancak Hawaii’deki Mauna Kea Dağı Okyanus seviyesinin üst kısmında kalan bölümü 4207 metre olmasına rağmen Okyanus tabanından itibaren yüksekliği ise tam olarak 10.100 metredir.
Gerçekten bildiğimizi sandığımız şeyi nasıl biliyoruz ? Kendimize sormamız gerek asıl soru budur.
Genel olarak, insanlar iki şekilde bilgiye sahip olurlar. Birincisi doğrudan kendi deneyimleri yoluyla yani tecrübe edinerek. İkincisi dolaylı olarak okul, kitap, insanlar, TV, internet vb gibi belirli bilgi kaynakları aracılığıyla
Genel olarak bilgiyi doğrudan ve kişisel olarak görerek veya bizzat deneyimleyerek elde etmenin her zaman en iyi yol olduğunu düşünürüz. Halbuki “Görmek İnanmak Değildir”. Aslında, çoğu insan oldukça zayıf gözlemcilerdir.
Dolaylı yoldan bilgiye ulaştığımızda ise başka birinin gözlemlerinin, yorumlarının ve raporlarının kalitesine güvenmek zorunda kalırız.
Başkaları tarafından verilen bir bilgiyi, hazırlanan bir raporu değerlendirirken, kendimize birkaç soru sormamız gerekiyor: En başta bilgiyi nasıl elde ettiler ? Bu bilgiyi sağlama nedenleri nelerdir? Hangi gündemleri var ? Bilgi kaynakları nedir ve bu konuda ne kadar uzmandırlar?
Peki neye inanacağımızı nasıl bilebiliriz? Sorunun cevabı yine bakış açımızı değiştirerek.
Hayatta da genel kabullerimizle hareket ettiğimiz sürece yanılgılara düşme riskimiz artar. Tecrübelerimizi, öğrendiklerimizi, yasaları, prosedürleri değişmez kurallar sanırız. Bunların hepsi bakış açımızın yönünü tayin eder. Halbuki hayata bakış açımız insanlarla nasıl ilişki kurduğumuzu, ilişkilerimizi ve sıkıntılarımızı nasıl ele aldığımı ve günlük yaşam biçimimizi belirler. Hayata bakış açımız kendimizi olduğu kadar etrafımızdaki insanları da etkiler.
Hayata karşı kötü ya da olumsuz bir bakış açısın varsa, çevrendeki her şeyi ve etrafındaki herkesi olumsuz etkilersin. Kendini sürekli öfkeli hisseder ve başkalarının bakış açılarını kabul edemezsin. Normal zamanda bakış açında küçük bir değişim yaparak çözebileceğin durumlardan şikâyetçi ve stresli olabilirsin.
Hayata karşı iyi bir bakış açısına sahip olmak sana bir avantaj sağlar. Her şeyden önce, diğer insanların bakış açısından görmeye çok daha açık olursun, böylece anlamlı ilişkiler yaratman da kolaylaşır. Ayrıca minnettar ve mutlu olmak için çok daha fazla neden bulabilirsin. Sürekli olarak şükran duyduğun ve mutlu olduğun bir hayat yaşıyorsan, tatmin edici bir hayatın vardır.
İş ortamlarımızda kendi düşüncelerimize uymayan fikirleri ters karşılamak, bunları tehdit gibi algılamak yerine her birini bir gelişim fırsatı olarak değerlendirip, bu görüşlerin farklı bir bakış açısı olduğunu ve farklı fikirlerle düşüncelerimizi çok daha geliştirebileceğimizi bilmek bizi mutlu edeceği gibi ileriye taşıyacaktır.