Fırat
3 min readApr 13, 2023

Karlofça Ânı

Anadolu’da ortaya çıkmış olan tüm beylikler, tipik patrimonyal devletçiklerdir. Patrimonyal devlette ülke ve reâya, hânedân kurucusunun atadan mirası, mülkü gibi algılanır. Savaşçı grup; gaza liderinin, bir kutsal savaş ve/veya ganimet için etrafına alplar ve nökerler birlikteliği kurması ile ortaya çıkar. Osmanlı İmparatorluğu, ıstılahi olarak bütün siyasal ve idari yapının sultanın kişisel egemenliği altında toplanması ile oluşmuştur. Bu imge, Osman Gazî idi. Osman Gazî, Bizans’a karşı en uzak serhadde savaşan bir boy beyi ve alp idi. Osman Gazî, bir medeniyetin doğuşunu tasavvur eden ve tasavvurunu tahayyülü ile bütünleştiren biri idi. Bu tahayyüllün nispeten azaldığı; statükoyu önceleyen bir devlete evrimin başladığı ve pekâlâ erken modernitenin temayül ettiği tarih olarak Karlofça Antlaşmalarını işaret eden Ali Yaycıoğlu’nun birçok yazıdan temayüz eden ve “bilgece” sorular sormanıza vesile olan yazısı, farklı lâyihaları ihtiva etmeme sebep oldu. Nihayetinde ise sorularınıza cevap bulamamanın yarattığı külfet, “hâlet-i nezi” oldu. Burada, Ramî Mehmed Efendi’nin Sulhnâme’sindeki “…Kâğıt ile ifadeden garazları ne ola deyü Devlet-i Aliyye murahhasları te’emmül eylediklerinde zahiren hedm ve tahliye hususun da olan hahişimizden karaltı ile bizi me’yus etmek içün lisana almağa cesaret edemeyecekleri mertebe na-seza fikirlerin kaleme götürmüşlerdir” söylemindeki “hahişimizden karaltı” ifadesinin neyi teşkîl ettiğini anlamak için Karlofça Antlaşmalarının Rusya’ya, Venedik’e ve Avusturya’ya karşı ahidnâneleri incelenmiş; döneme ilişkin okumalar, Caroline Finkel’ın “Rüyadan İmparatorluğa Osmanlı” eseri ve Halil İnalcık’ın “Devlet-i ’Aliyye: Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar-III” eseri ile yapılmıştır.

Topkapı Palace from Bosphorus Miniature, Taner Alakuş Miniature Gallery.

Şüphesiz ki, Osmanlı İmparatorluğu’nda modernite oluşumu, Tanzimat Fermanı’ndan daha öncesine gitmektedir. Naima’ya göre, Osmanlı İmparatorluğu’nun modernitesinin olgunlaşması üzerinde XVII. Yüzyılın dramatik bir etkisi vardır. Ramî Mehmed Efendi, modernite ânlarından birisi olarak yorumlanan Karlofça Antlaşmalarının, geçici bir ân olduğunu belirtmiştir. Lakin, konvensiyonel bir çaba olduğunu ve radikal fikirlerin gün ışığına çıktığını da ilave etmiştir. Bu ân, hukuksal bir zemine de oturmaktadır: “uti possidetis”. Latince “ita possidetis uti possidetis”. Yahut “alâ hâlihi”, yani zaptında olan zaptında kalır. Osmanlı elit üyelerinin bir kısmı, Roma’nın hukuksal zeminine irtikal eden bu ân’a karşı çıkmıştır. Karlofça ânı, Osmanlı İmparatorluğu’nu homeostasis bir hâle evirmiştir. Aslında, bu ân, ‘Malikâne ve Mukataa’ sistemine benzemektedir. Bunun iktisadî ilişkisi kurulmayacaktır; lakin, Ramî Mehmed Efendi ve bu ânı geçici olarak yoranlar, iktisadî anlamda da aynı yorumlarda bulunmuşlardır. Bunlar, coğrafi ilişkisi bakımından modernitenin iki temel tezahürüdür; geleneksel (traditionary) tutuma karşı bir tezdir. Karlofça Antlaşmalarının delegasyonlar nezdine yansıyan görüntüsü ise oldukça ilgi çekicidir. Müzakere sürecinde Osmanlı misyonu, in scritto hâline davet edilmiştir. Sulhnâme’deki “hahişizimden karaltı” ifadesi, muhtemeldir ki, in scritto hâline atfedilmiştir. Osmanlı delegasyonundan Ramî Mehmed Efendi’nin yardımcısı İskerletzâde Aleksandros Mavrokardatos, bunun genelden tekile bir yöntem olduğunu ve tekil durumlara ilişkin hakkıyla bir sorgulamanın yapılamayacağını ifade etmiştir. Buna karşın, “inductive” yani cüzziyyattan külliyatı savunmuştur.

Karlofça Antlaşmalarını anlamak için dönemin siyasî arenasını okumak, anlamak elzemdir. Bunun için ilişkili döneme hâkim yegâne güç olarak addettiğim, imparatorluğun idare konumunda hamilik yapan Köprülüler, incelenecektir. İnalcık’a göre, Köprülü Mehmed Paşa, sadaret makamına kadar saygı gösterilen bir paşa değildi. Nispeten mülksüz, azil zamanlarında Köprülü kasabasına çekilen, fakat Saray-ı Hümayun’a akıl hocalığı yapmaktan geri kalmayan birisi idi. Köprülü Mehmed Paşa, iktidarını Turhan Sultan’ın iltimaslı söylemleri ve tavırlarına borçludur. Caroline Finkel’a göre, Osmanlı İmparatorluğu’nun gücü, Köprülüler’e ve diğer nüfuzlu ailelere geçmiştir. Padişahlığın prestijindeki düşüşün göstergesini, Girit’teki yeni sultan camilerinin tek minareli olmasına bağlamıştır. Köprülü Mehmed Paşa, aile fertlerinin ve onların himayesindeki kişilerin artık güvencesi idi. Köprülü, iktidarının ilk günlerinde pek çok sorun ile uğraşmıştır. Hazîneye ilişkin “irâd kasası tamam münsed” söylemleri vukû bulurken Kadızâdeliler’in ayaklanıyor, Anadolu’daki otorite eksikliği hissediliyordu. Köprülü, bu meselelere karşı ilk önlemlerini almaya başlamıştır. Bunlardan ilki, harem kurumunun devlet işlerine müdahalesini sonlandırmak olmuştur. Nepot aile, devlet ağının hücrelerine kifâ bir şekilde dağılmıştır. Nihayet, Köprülü Mehmed Paşa’nın kardeşinin oğlu Amcazâde Hüseyin Paşa’nın düşüncelerinin menkul bir kıymeti kalmadığında, Osmanlı Devlet’nin evrimi başlamıştır.

Temaşa ile.

Fırat

I write on history, more specifically the Ottoman History, mythology and Ancient of Greek myths, philosophy, analysis and research, and popular science.