Vandallar

“Vandalizm” kavramının isim babası olmayı hak ettiler mi?

Genel Kültür Tarih
4 min readApr 29, 2020

Vandallar Roma kaynaklarında ilk olarak I. yüzyılda Oder Nehri’nin doğusunda yaşayan bir Cermen kavmi olarak yer aldılar. Bundan önceki anavatanları muhtemelen Güney İskandinavya idi. 300'lü yıllarda Roma İmparatoru Büyük Konstantin onları Pannonia’ya (Günümüzün Batı Macaristan ile Doğu Avusturya’sı) yerleştirdi ve buradaki ovalarda Roma için at ve süvari yetiştirdiler. Bu sırada imparatorlukta esen Hristiyanlık rüzgarına kapıldılar ve Cermen kavimleri arasında çok yaygın olan Ariusçu Hristiyanlığı benimsediler.

4. yüzyıl sonlarında, Avrupa alışık olmadığı yeni ziyaretçilerle karşılaştı: Hunlar. Orta Asya’dan gelip Karadeniz’in kuzeyi boyunca ilerleyen ve göçebe bir kavimler federasyonu olarak örgütlenen Hunlar, önlerindeki birçok kavmi de Roma sınırlarına doğru iterek Kavimler Göçü’nü başlattılar. Hunlar’ın Pannonia’ya yönelmesi üzerine Vandallar 406 yılında Ren Nehri’nin batısına, yani Galya’ya(günümüzde Fransa’nın doğusu) doğru hareket ettiler. Bu bölgeye çoktan yerleşmiş olan başka bir Cermen kavmi olan Franklar’ı, Mainz şehri yakınlarında kanlı bir savaş sonucu yenilgiye uğrattılar ve Galya’yı yağmalayarak müttefikleri Alanlar ile birlikte güneye, Akitanya’ya(Güneydoğu Fransa) ilerlediler. 409 yılında ise Pireneler’i geçerek İspanya’ya girdiler.

İspanya’da farklı bölgelerde müttefikleri Alanlar ve Suebiler ile kendi devletçiklerini kurdular, Akdeniz kıyılarındaki zengin şehirleri ele geçirdiler ve kendi donanmalarını yapmaya başladılar. Fakat Romalılar İspanya’daki durumdan rahatsızdı, 413'te Vizigotlar ile anlaşarak onları İspanya’ya girmeye ikna ettiler. Vizigot saldırıları, Vandallar ve Alanlar için şok etkisi yaptı ve onlara büyük kayıplar verdirerek buradaki devletlerinin dağılmasına yol açtı. 422 yılında birleşik bir Roma-Got ordusunu yenmeyi başarsalar da verdikleri kayıplardan sonra İspanya’da daha fazla tutunamayacakları ortadaydı. Yeniden göç yolu görünmüştü.

429 yılında büyük kral Geiseric önderliğinde, Kuzey Afrika’ya göç eden Vandallar, günümüzde Cezayir’in doğusunda kalan Hippo Regius kentini başkent ilan ettiler, 10 sene içinde ise tüm Batı Akdeniz kıyılarını ele geçirerek Roma tarafından yıllar önce yok edilmiş zengin Kartaca’nın topraklarında kendi devletlerini ilan ettiler. Vandal fethinden önce Kartaca, Roma’nın tahıl ambarıydı ve bu verimli toprakların kaybedilmesinin Roma’ya ekonomik maliyeti çok büyüktü.

Geiseric’in orduları Sardinya, Korsika ve Balear Adaları’nı alarak Batı Akdeniz’de tam bir hakimiyet kurdular. 441 yılında püskürtülen Roma saldırısı ve ondan bir sene sonra da Sicilya’ya yapılan başarısız saldırının ardından Batı Roma İmparatorluğu ile Vandal Krallığı anlaşma masasına oturdu; böylece Roma ilk defa kendi toprakları üzerinde bir barbar devletini resmen tanıyordu. Barışı pekiştirmek için de İmparator III. Valentinian’in kızı da Geiseric’in oğlu Huneric ile nişanlandırılmıştı.

455 yılında Valentinian’ın Maximus tarafından ihanet ile öldürülmesi, Geiseric’e Roma’ya saldırmak için bir fırsat verdi. 402 yılından beri Batı Roma’nın başkenti Ravenna olsa da, Roma hâlâ imparatorluğun en zengin ve kalabalık şehriydi. 2 Haziran 455 günü Vandallar Roma’ya ulaştılar ve şehri iki hafta boyunca yağmaladılar. Vandalizm kelimesinin içini dolduran olay, işte bu yağmaydı.

Sonunda Papa I. Leo, kilisenin sapkın ilan ettiği bu Ariusçu Cermenlerin kralından bizzat yağmayı durdurmasını rica etti. Bu rica üzerine yağmanın “hafiflediği” söylenmiştir. Aynı Papa daha sonra Attila’dan da benzer bir istekte bulunacaktı.

Karl Bryullov’un Vandallar’ın Roma işgalini betimleyen tablosu.

Batı Roma İmparatorluğu, son nefeslerini alıp verdiği tarihlerde, 468 yılında Vandal ülkesine bir sefer düzenledi ama bu da başarısızlıkla sonuçlandı. Vandallar Roma Donanması’nı yaktılar. Daha sonra Sicilya’yı da aldılar ve Yunanistan kıyılarına kadar seferler düzenlediler; Akdeniz’de tam hakimiyet kurmuşlardı, öyle ki artık Akdeniz’e “Vandal Denizi” denmeye başlanmıştı.

Çöküş

527 yılında Doğu Roma’nın tahtına geçen büyük imparator Jüstinyen, yıkılan Batı Roma topraklarında hakimiyet kurmak istiyordu. İtalya’da Batı Roma’nin külleri üzerinde kurulan Ostrogot Krallığı ile uzun sürecek ve İtalya’yı perişan edecek bir savaş başlatmıştı.

Bu sırada Vandal Krallığı’nda ise eski Roma vatandaşları ve Aryan Hristiyan olmayanlar ile iyi ilişkiler kurulmasını destekleyen Hilderic ve çevresindekiler, Gelimer ve çevresindeki hizip tarafından tahttan edilmiş ve hapsedilmişti. Jüstinyen bunu savaş sebebi saydı ve 533 yılında, yetenekli ve sadık komutanı Flavius Belisarius’u 18 bin kişilik bir ordu ile Kuzey Afrika’ya gönderdi. “Taktik” olarak ise önceden Vandal kontrolündeki Sardunya’da isyan kışkırtıldı, bu da Vandallar’ın kuvvetlerinin bir kısmını bu isyanı bastırmak ile görevlendirmesine yol açtı.

Ad Decimum Savaşı’nda Gelimer’in kuvvetleri yenildiler ve Belisarius Kartaca’ya girdi. Ülkenin geri kalan kısmı için birkaç ay sonra tekrar savaşıldı ve Belisarius burada da galip gelerek Hippo şehrine girdi. Kral ve çevresindekiler bir süre daha direnseler de nihayet kendilerine sunulan barış anlaşması ve imtiyazları kabul ettiler.

Bizans işgali sonrasında, nüfus olarak yerli halka göre oldukça azalmış olan Vandallar’ın tamamı Kuzey Afrika’dan sürüldü. Bir kısmı Konstantinopolis’e gönderildi ve asker yapıldı. Gelimer ve çevresindeki soylular Doğu Roma’nın Galatia Eyaleti’ne(günümüzde Çorum civarından başlayıp Karaman’a kadar uzanan bölge, yani bildiğimiz İç Anadolu) büyük araziler verilerek yerleştirildiler, burada “emekli” edildiler.

Sonunda Vandallar, Bizans’ın içinde asimile olarak kayboldular.

Vandalizm?

Vandalizm kelimesi ilk defa 1794 yılında Fransız Devrimi sırasında sanat eserlerine yapılan saldırıları tanımlamak için kullanılmış. Bugün ise “toplum yararına olan şeyleri sebepsiz yere tahrip etmek” gibi bir anlamı var. Wikipedia’daki makalelere ilgisiz şeyler yazarsanız buna vandalizm deniyor mesela.

Vandallar’ın yaptıkları “sebepsiz” miydi?

Roma İmparatorluğu gibi sırf ganimet ve köle uğruna “barbar” ilan ettiği kadim kültürleri yok eden, bilinen eski dünyanın neredeyse tamamını sömürgeleştiren bir devlet ile kimse “sebepsiz” yere savaşmış olmamalı. Zengin bir tüccar devleti iken Roma tarafından önce sömürge haline getirilip sonra sudan sebeplerle savaş açılarak yok edilen Kartaca da Romalılar’ın gözünde “barbar” idi. “Medeni” Roma’nın düzenlediği Galya Seferi’nde, bastırdığı Yahudi İsyanları ve Köle İsyanları’nda da yüzbinlerce insan öldürüldü ve köle edildi. Bunların yanında Vandallar’ın sadece Roma’yı yağmalayarak elde ettiği unvan biraz abartılı ve haksız mı duruyor ne?

Roma delenda est !

--

--

Genel Kültür Tarih

“Genel Kültür” seviyesinde tarih. Yormadan, sıkmadan, mümkünse eğlendirerek.