Manchester’da 3 Gün :)

gezgincapa
11 min readFeb 24, 2023

--

Sadece gezilecek yerleri görmek istiyorum derseniz 2 gün, yok ben rahat rahat şehrin tadını çıkararak gezmek istiyorum, acelem yok derseniz Manchester şehri için 3 gün ayırmanız yeterli olacaktır :)

Sanayileşmenin ilk adımlarının atıldığı şehir olduğu için Manchester “Cottonopolis” lakabını almış. Şehir gelişmiş ekonomisi açısından Birleşik Krallıkta 3.sırada ve Londra ve Edinburgh’tan sonra en çok ziyaret edilen yer.

Manchester’a Pegasus uçuşları da başladığı için uygun bilet bulmak mümkün :) İstanbul’dan Manchester yaklaşık 4–4,5 saat civarı sürüyor.

2–7 Şubat 2023 tarihleri arasında Manchester gidiş dönüş uçak biletimizi Pegasus’un kampanyalarını takip ederek 1000 TL’ye almıştık, evet sıfırlarda yanlışlık yok Bin TL’ye almıştık :)

Gidiş ve dönüş biletlerimiz Manchester’dan olduğu için 2 gün Manchester, 2 gün Liverpool, 1 gün Manchester şeklinde planımızı yaptık.

Manchester’da Havaalanından Merkeze Nasıl Gittik?

Uçaktan indikten sonra “The Station” ve “Terminal 1–3” tabelalarını takip ederek Terminal’e gittik. Burada metro, otobüs ve tramvay durağı bulunuyor. Bilet alabileceğiniz makineler bulunuyor, biz internetten (Omio) kontrol ettiğimizde daha uygun bilet bulduk ve onu aldık. Bileti aldıktan sonra maille QR kod geldi. Bu QR kodunu turnikeden okutarak istasyona giriş yaptık. Giriş yaptıktan sonra içerideki ekranlarda metronun saat ve kalkacağı peron bilgisi yazıyor, oradan bakarak metroya bindik. Metro bileti saate, firmaya göre çok değişebiliyor, mutlaka kontrol etmenizi öneririm. Örneğin biz bileti kişi başı 3 pound’a aldık ama 10 dakika sonraki bilet 6 pounddu, sanırım doluluk oranına göre fiyat değişiyor.

Manchester’da Nerede Kaldık?

Konaklama konusunda bizim için en önemli iki nokta bulunuyor: merkezi bir yerde ve temiz olması.

İngiltere genelinde olan bir konudan bahsetmek istiyorum, birçok otelde Cuma ve Cumartesi günleri diğer günlere göre oda fiyatları 2 katına çıkıyor :(

İngiltere’de zincir bir otel olan EasyHotel’de kaldık. Beklentiniz bizimle aynıysa şiddetle öneriyorum, merkezi olması ve temizlik açısından çok başarılıydı. Bunlar dışında çok bir beklentiniz olmaması lazım :) 2 kişilik oda fiyatı, Cuma ve Cumartesi günleri 100 Pound, diğer günler 50 Pound. Bu kadar merkezi bir konuma göre fiyatları baya uygun. Biz hiç toplu taşıma kullanmadan tüm şehri gezdik.

Manchester’da Nereleri Gezdik?

Sanayi devriminin etkisiyle bir endüstri şehri olan Manchester’da neredeyse sayısız müze bulunuyor. Tam bir sanat, tarih, mimari ve spor şehri diyebiliriz. Bu arada neredeyse tüm müzeler ücretsiz, genelde müzelerin girişinde ve içerideki bazı noktalarda bağış alanları bulunuyor, isterseniz bağış yapabiliyorsunuz, hatta bağışı kredi kartı ile temassız şekilde de yapabiliyorsunuz. Avrupada bazı kilise/katedral girişleri ücretliydi, Manchester’da ücretsiz ama aynı bağış kutuları içeride bulunuyor. Kilise ve katedrallerde bağış kutularının yanında günlük giderleri yazılıyor.

Biz şehri yaşamak ve sakin bir gezi planı yapmak istediğimiz için tüm müzelere girmedik, sadece gidip gördüğümüz deneyimlediğimiz şeyleri yazacağım :)

1. Science and Industry Museum

Castlefield bölgesine bulunan Bilim ve Endüstri müzesi. 2 katlı bir müze. Hayatımızda yer edinmiş bilim ve teknolojinin bize kazandırdıklarını gösteriyor. Özellikle 2.katı deneylerle dolu bir yer, genelde insanlar çocuklarını alıp buraya getiriyor, böylece çocuklar küçük deneyimler ile bilim ve teknolojiyi öğrenmeye başlıyor, güzel düşünülmüş :) Saat 10:00–17:00 arası ziyarete açık olan müzeye giriş ücretsiz, içeride bağış kutularına isterseniz bağış yapabiliyorsunuz.

2. People’s History Museum

Bridge Street ile Water Street kesiştiği noktada bulunan müze, Büyük Britanya ile işçi sınıfının ev, iş ve sosyal hayatının 200 yıllık geçmişini anlatıyor. İçeride çok fazla uyaran olduğu için bizi açıkçası biraz rahatsız etti. Uyarandan kastım şu, örneğin içeride kapağı açılabilen bir tabut var ve kapağını açtığınızda ölen insanlar ile ilgili gazete küpürleri bulunuyor, bunun gibi çok fazla şey var ve biraz rahatsız edici. Saat 10:00–17:00 arası ziyarete açık olan müzeye giriş ücretsiz, içeride bağış kutularına isterseniz bağış yapabiliyorsunuz.

3. John Rylands Research Institute and Library

John Rylands kütüphanesi Victoria döneminde kurulmuş bir kütüphane. John Rylands pamuk ticareti ile uğraşan multimilyoner birisi, vefatından sonra eşi Enriqueta tarafından bu kütüphane kurulmuş ve 1900 yılında halka açılmış. İçeride yaklaşık 50 farklı dilde her alanda kitaplar mevcut, içerisi gerçek anlamda büyüleyici. Kütüphane 4 katlı, 2. ve 3.katında okuma ve çalışma alanları mevcut. İsterseniz kitabınızı veya laptopunuzu alıp içeride çalışabilirsiniz, vakit geçirebilirsiniz. Girişleri ücretsiz. Manchester’a giderseniz buraya en az 2–3 saat ayırmanızı kesinlikle öneriyorum.

4. Manchester Town Hall (Belediye Binası)

Manchester Albert Square’de yer alan bu belediye sarayı, 1868–1877 yılları arasında inşa edilmiş. Maalesef bakım altında olduğu için biz ne görebildik ne de içine girebildik, çalışma çok kapsamlı olduğu için bilgilendirme tabelasında tahmini 2024'de tamamlanacağı yazıyordu.

5. Manchester Central Library (Merkez Kütüphanesi)

Manchester Merkez Kütüphanesi, İngiltere’nin Manchester kentindeki Aziz Petrus Meydanı’na bakan bina, E. Vincent Harris tarafından tasarlanmış ve 1930 ile 1934 yılları arasında inşa edilmiş. Giriş katında kafe olan kütüphaneye gidip araştırma yapabilir, tüm kütüphane imkanlarından faydalanabilirsiniz.

6. Chinatown

Manchester’daki Chinatown Birleşik Krallığın 2., Avrupanın 3.en büyük Çin mahallesi. Burada birçok Çin restoranı ve barı bulabilirsiniz. Buraya gittiğinizde Manchester’da değil de kendinizi Çin’e gitmiş gibi hissedebilirsiniz çünkü buraya gittiğimizde etrafımızdaki insanlar ve mekanlar bir anda farklı bir yerdeymiş hissi uyandırdı :)

7. Gay Village

İngiltere’de en sevdiğimiz şeylerden birisi de kimse kimseyi rahatsız etmiyor, herkes kendi özgürlüğünü yaşıyor. Gay Village da bunun örneklerinden birisi.

Rochdale Kanalı’nın yanında, rahat kafelerin ve hareketli gay barların süslediği, araç trafiğine kapalı olan hareketli Canal Street, Gay Village’ın merkezi durumunda. Biz de bir akşamımızı buradaki canlı müzik olan bir barda geçirdik ve çok eğlendik. İnsanlar aşırı kibar, mutlu ve eğlenceliydi :)

8. Saint Ann’s Church

St. Annes Square’de bulunan kilise dıştan manzarası ve içerisinin güzelliği ile ziyaret edilmesi gereken yerlerden birisi. İçeriye ücretsiz girip dolaşabilir, isterseniz bağış yapabilirsiniz.

9. Manchester Katedrali

Geçmişi 13.yüzyıla dayanan katedral, Manchester’da kesinlikle görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. İhtişamlı yapısı ile şehirde dikkat çekici bir yeri bulunuyor. İçeriyi ücretsiz ziyaret edebilirsiniz. Biz şans eseri akşam yapılan bir ayine denk geldik ve içeri girdiğimizde bize ayinde okunacak yazılar ve söylenecek şarkıların yazılı olduğu küçük bir kitap verdiler. Bir süre sonra kilisenin normalde ziyarete kapalı olduğu bir alanda etkinliğin devam edeceğini, bu sebeple de içeri geçebileceğimizi söylediler, bu sayede normalde giremeyeceğimiz bir alanda ayini izlemeye devam ettik :)

10. Printworks

Printworks birçok mekanı tek çatı altında toplayan eğlence merkezi. Şehrin en ikonik merkezi olarak bilinen Printworks içinde kafe, restoran, sinema salonu gibi aktivite mekanları barındırıyor. Ayrıca Printworks binasının terk edilmiş ünlü yayınevi olması mekana tarihi bir hava katıyor.

Printworks eğlence merkezi, gazete ve matbaa sahibi Hulton ailesi tarafından 1873’te kurulmuş. Zamanla başka kişilerinde devralıp devretmesiyle Avrupa’nın en büyük matbaası haline gelmiş.

1986’dan sonra ise bina kapatılıp terk edilmiş.1996’dan sonra bina, birtakım siyasi olayların ardından Manchester’ın yeniden geliştirilmesinin bir parçası olmuş ve bir eğlence merkezi olarak yeniden açılmış.

11. Şehri Yaşamak

Bana göre Manchester’ı en iyi gezme yöntemi şehirde kaybolarak tüm sokakları gezmek, binaları seyretmek ve anı yaşamak. En güzel cadde ve bölgeleri;

Castlefield, Deansgate, Albert Square, St. Annes Square, Exchange Square, Victoria Street, Market Street, Northern Quarter, Piccadilly, Piccadilly Gardens

Manchester’da Nerelerde Yedik/İçtik?

Burada öncelikle şunu belirtmeliyim, İngiltere’nin özel bir mutfağı yok :) Burada en meşhur, en güzel yerler genelde İtalyan ve Fransız mutfağı olarak görünüyor. Biz hem İtalya’da hem de Fransa’da bolca vakit geçirdiğimiz için yemek yerine daha çok şehri görmeye odaklıydık :)

Türkiye’den farklı olarak bir de şuna dikkat etmek lazım, çoğu restoran ve bar gibi yerlerde içeri girdikten sonra çalışan birisinin gelip sizle ilgilenmesini beklemelisiniz, içerisi boş olsa bile gidip kafanıza göre bir yere oturmamanız gerekiyor :)

1. Go Falafel

Falafel sevdiğimiz için denemek istediğimiz bir yerdi. Burası gel-al şeklinde çalışan, şehirde birden fazla yerde olan bir yer. Falafel dürümleri muhteşem değildi ama güzeldi, büyük boy dürüm 6 Pound, küçük boy dürüm de 5 pound.

2. The Pen and Pencil

İlk günün akşamı bir yerlerde oturup bira ve atıştırmalık bir şeyler yiyip barda oturmak istedik. Burası da tam öyle bir yer, isterseniz masalarda da oturabilirsiniz tabi :) 2 Fıçı bira, bir patates kızartması ve nachos 21 Pound. Lezzet olarak başarılı bulmasak da mekanın tasarımını beğendik.

3. Tesco

Tesco aslında bir market. “Meal Deal” paketi var, bence aşırı mantıklı bir paket bu arada :) Oturup uzun uzun yemek yemek istemeyenler, ayak üstü atıştırmak isteyenler ile bütçe dostu seçenek isteyenler için uygun bir paket. Biz genelde kahvaltıyla vakit kaybetmek yerine bu paketlerden alıp gezerken ayak üstü kahvaltı yaptık.

“Meal Deal” şu aslında, bir ana ürün, bir yan ürün ve bir içecek. Ana ürün olarak; soğuk sandviç, salata, makarna, yan ürün olarak; humus, meyve, cips, içecek olarak da; meyve suyu, kola ve türevleri, kahve seçebilirsiniz(starbucks şişeli kahveler de dahil) Tesco kartınız yoksa 3.90, kartınız varsa 3.40 pound.

4. Cafe 1881

Manchester Katedral’inin karşısında bulunuyor. Bizim gördüğümüz kadarıyla akşam 3,4 gibi kapatıyorlar :) Biz kahve içmeye gitmiştik, mutfağı da bulunuyor. Kahvesini açıkçası beğenmedik ama Manchester Kathedral’inin büyüleyici manzarası eşliğinde oturmak için gidilebilir bir yer :) Americano 2.5–3 pound civarındaydı.

5. Rudy’s Pizza Napoletana

Manchester’da birden fazla yerde bulunan bir İtalyan pizzacısı, biz pizzasını baya beğendik, tavsiye ediyoruz :) İçeride ve dışarıdaki masalarda oturabileceğiniz gibi isterseniz pizza fırınının yanındaki barda da oturarak pizzanızı yiyebilirsiniz. Margherita 9 Pound, Parmigiana 11 Pound, fıçı biralar 5-6 Pound civarında.

6. The Vienna Coffee House

Liverpool’a gitmeden önce istasyona yakın bir yerde kahve içmek için ararken bulduğumuz bir yer. Kahveleri başarılı, tatlıları da güzel görünüyordu ama vaktimiz olmadığı için deneyemedik :) Americano ve filtre kahve 2.5–3 pound civarında.

7. Chapter One Books

Liverpool’dan Manchester’a döndükten sonra uğradığımız,listemizde olan bir kahveciydi. İçerisi çok güzel dizayn edilmiş bir kahveci, biz çok beğendik. Masaya oturduktan sonra QR menü ile masa numaramızı girerek siparişimizi oluşturduk, ödemeyi de online olarak yaptık. Böylece kimse sizden sipariş almayla uğraşmıyor ve ödeme için sıra beklemiyorsunuz, biz bu yöntemi baya beğendik :) Kahveleri ve tatlıları başarılıydı, önerebileceğimiz bir yer :) Tatlıları genel olarak 5 pound, filtre kahve ve Americano da 2–3 pound civarında.

8. Bundobust

Manchester’daki son akşamımızda Hint mutfağı denemek istediğimiz için gittik. Paylaşımlı masalar bulunuyor, menüye masalardaki QR ile ulaşabiliyorsunuz. Karar verdikten sonra bara gidip siparişimizi verdik. Genelde çalışanların önerisi kişi başı 2 veya 3 çeşit yemek seçilmesi oluyor çünkü porsiyonlar biraz küçük. Baya baya çeşit fıçı bira bulunuyor, eğer isterseniz biraları anlatıp size tattırıyorlar, çalışanlar çok güler yüzlü :) Hint mutfağı denemek için güzel bir yer. Menü için buraya tıklayabilirsiniz.

9. Ezra & Gil

Uçağımızın olduğu günün sabahı uğradığımız kahveci. EasyHotel’in tam karşısında bulunuyor, otelde kalanlara özel %10 da indirim var. Kahveleri ve kruvasanları güzel, Americano 2–3 pound, kruvasanları da 2–2.5 pound civarlarında.

10. Arndale Food Market

Burası AVM’ye benzer bir alan aslında, içeride birden fazla kafe, restoran ve manav tarzı yerler bulunuyor, alışveriş yapabileceğiniz, yemek yiyip kahve içebileceğiniz bir yer.

Manchester’dan İlginç Bilgiler

Ters Trafik

Türkiye’de ve Avrupa’dakinden farklı olarak trafik tersten akıyor :) Bu yüzden karşıdan karşıya geçerken ve araba kullanırken ekstra dikkatli olmak lazım, alışkanlıkları bir kenara bırakıp sıfırdan öğrenme süreci resmen :) Zaten araba kullanmak isterseniz de direksiyonun sağ koltukta olması çok ilginç geliyor :)

Grev

Özellikle tren, metro ve tramvaylarda sıkça yaşanılan bir durum. Bir süredir çalışanlar maaş politikalarından memnun olmadığını dile getirmiş, hükümetten de istedikleri cevabı alamamışlar. Bu yüzden ara ara grev yapıyorlar, aldığınız biletler son dakikaya kadar iptal edilebilir, dikkatli olmak lazım. Örneğin havaalanından şehir merkezine gitmek için bilet alacaktık, doğru bileti aldığımdan emin olmak için görevliye sorduğumda biletin doğru olduğunu ama 10 dakika sonraki bileti almam gerektiğini söyledi, sebebini sorduğumda da o saatteki seferi iptal ettik dedi :) Bu sebeple aldığınız/alacağınız biletlere dikkat etmeniz lazım, maillerinizi sık sık kontrol etmeniz lazım yoksa bir anda iptallerle karşılaşabilirsiniz :)

Ücretsiz Su

Havaalanından Piccadilly İstasyonuna geldiğimizde şişenizi doldurabileceğiniz “Water Bottle Refill” alanı bulunuyor. Burada şişenizi ücretsiz bir şekilde içme suyu ile doldurabiliyorsunuz. Biz havaalanından şehir merkezine gelmek dışında toplu taşıma kullanmadığımız için diğer duraklarda ne kadar yaygın bilmiyoruz ama Piccadilly İstasyonunda olduğunu biliyoruz :)

Caddede Bulunan El Yıkama Yeri

Evet başlığı okuyunca bana da garip geldi ama böyle bir şey var :) Manchester’da dolaşırken sadece 2 yerde gördük, o yüzden çok yaygın bir şey olduğunu düşünmüyoruz. Bazı yerlerde portatif el yıkama alanları yapılmış, amacı veya sebebini bilmiyoruz ama tahminen çalışma olan yerlerde çalışan insanlar için yapılmış :)

Yeme/İçme Kampanyaları

Bu aslında biraz da şehirde yaşayanlara yönelik bir şey ama paylaşmak istedim :) Örnek olarak “Pret A Manger” dan bahsedelim. Burası zincir bir kahveci, Starbucks’ın yerel olarak benzeri diyebiliriz. Aylık 25 Pound ödeyin, ilgili ay içinde her gün 5 içeceğe kadar ücretsiz alın gibi bir kampanyası var :) Genel olarak bir kahvenin 2–3 pound civarında olduğun düşünürsek, her gün işe giderken kahve alan bir insan için süper fırsat :)

Bunun gibi farklı yerlerde farklı kampanyalar var. Eğer uzun süreli gidecek olursanız takip edilmesi faydalı olur :)

Caddelerdeki Küçük Kitaplıklar

Caddelerde, sokaklarda, bazı kafelerin önünde küçük kitaplıklar gördük. İnsanlar okuduğu kitapları ortak bu tarz yerlere başkalarının da faydalanması için bırakıyorlar, siz de ücretsiz faydalanabiliyorsunuz, aynı şekilde siz de kitap bırakabilirsiniz. Örneğin aşağıdaki fotoğraf bir kafenin önündeki kitaplık.

Gördüğüm 74.şehir olan Manchester, bizim çok sevdiğimiz, sokaklarda dolaşırken aşırı keyif aldığımız bir yer oldu, UK vizeniz varsa kesinlikle değerlendirmelisiniz :)

Yazımı beğendiyseniz daha fazlası için instagramdan beni takip edebilirsiniz, hoşçakalın :) (@gezgincapa)

--

--

gezgincapa

Seyahat etmeyi seven ve tecrübelerini paylaşan bir gezgin