Kriz Sürecinde İletişim Yönetimi
Kriz, alışılmış ve bilinen çözümlerin geçerli olmadığı durumlara denir. Prof Dr. Acar Baltaş’ın krizi tanımlamak için kullandığı bu cümleye hayranım. Çünkü bu tanım, lügatımıza giren veya sıklıkla bu dönemde dile gelen, örneğin yeni normal gibi ezber kelimelerin ve bu ezberlerden oluşan cümlelerin çok öncesinde anlaşılması gereken bir giriş kapısı.
Alice Harikalar Diyarında filmini izleyenler; Alice’in kuyuya düşüp de dibine doğru uzunca bir yolculuk yaptıktan sonra kendini birçok kapısı olan bir odada bulduğunu hatırlarlar. İşte o kapıdan geçebilmek için Alice, kendini ve şartları doğru tanımlamakla işe başlar.
Acar Hoca’nın tanımını bireysel olarak anlamlandırdığımda zihin patikamda şuraya doğru evrildim. Bilinmezliklerin arttığı noktada belirsizlikler de artar. İnsan olarak belirsizliğe karşı ilk reaksiyonumuzu endişe seviyemizin yükselmesiyle veririz. Bir kez daha Alice Harikalar Diyarı filmine gidelim hadi. Film izleyenler, unutulmaz olan şu sahneyi gözlerinde yeniden canlandıracaklardır.
Harikalar Diyarı’nda yolunu kaybetmiş olan Alice, yolun çatallaştığı bir yere gelir ve ağaçta bir kedi görür.
- ‘Hangi yoldan gideceğim?’ diye sorar.
Kedi, Alice’in sorusunu bir soruyla yanıtlar. ‘Nereye gitmek istiyorsun?’
- ‘Bilmiyorum’ deyince Alice, kedi şöyle bir cevap verir. ‘Öyleyse, hangi yoldan gideceğin de fark etmez’
İşte bu sahneden hareketle, her ne kadar krizde belirsiz olmayan tek şey belirsizliğin kendisi de olsa, beynimiz bilinmeyen her şeyi yeniden tanımlamaya çalışır. Öyleyse, Alice gibi içinde olduğun durum ve şartların farkına varmakla başla..
Şirketler IT altyapısı, finansal dayanaklılık, psikolojik sermaye ve dahası için yeniden tanımlamalar arasa da kriz yönetiminin hayati bileşeni iletişimdir.
Her birimiz krizdeki belirsizliği ilk önce iletişim yoluyla elde ettiğimiz bilgilerle gidermeye çalışırız. Hayat boşluk kabul etmez ilkesini daima kendime hatırlatırım. İletişimde oluşan boşlukları dedikodu doldurur. Eksik söylediğiniz veya söylemediğiniz her şey zihinde tamamlanır. Çnükü ilteişm hraf hraf dğeil bri btün oalark ypaılır.
İlk aksiyonumuz, krizi yönetebilmek adına yönetim ekibi olarak bir araya gelmekti. Gücümüz, birbirinin uzmanlık alanlarına güvenen ekip kimyamız, organizasyonel çevikliğimiz ve karar alma süreçlerindeki hızımızdı. Geriye dönüp bakınca bunu net olarak görüyorum. Ekipçe aksiyon planımız içindeki en kritik alanlardan biri ise, etkin iletişim için tasarladığımız ve listelediğimiz maddelerdi.
Elbette, iletişim güven yaratmakla başlar. Güvenli bir ortam yaratmak iletişimde açık ve şeffaf olmamızın yanında, çalışanlarımıza sağlık ve finansal teminat sağlamakla mümkün oldu. Bu durum cesaretlendirici ortamlar yaratmamıza da zemin hazırladı.
Bu adımlar kolektif bilinci adeta parlattı. İşler ne kadar büyüdüyse, bağlılık ve sahiplenme onun iki katı kadar arttı.
Ekipler arası işbirliği ve uyum adeta yeniden tanımlandı. Bu dönemde bireysellikten sıyrılan her kişi daha fazla ekip için oynadı. Toplantılarda defalarca şahit oldum, herkes birbirine cömertçe teşekkür ve takdir eder, oldu. Gün be gün tüm ekip ortak hedefe doğru koştu.
Burada adım adım bahsetmeye çalışsam da tüm bu adımların öncesinde çok daha fazlası var elbette. Kriz öncesi dönemdeki yatırımımız, değerlerimiz. CEO’muzun şöyle bir lafı olmuştu ki hiçbir zaman unutmam. “Tüm kararlarımın altına değerlerimiz doğrultusunda imza atacağım.” Kriz hiçbir zaman haber verip gelmez ama öncesinde iyi bir hazırlık belirleyici olur.
Krizi başarılı yönetmemizi şu 3 şeyi iyi yapmaya bağlıyorum. Etkin iletişim, yönetim ekibi sinerjimiz ve etkin liderlik. Başarıyla yönetilen süreç, çalışanlarımızın güven ve takdirini kazanmanın yanında, finansal dayanıklılık, yazılım ve sistem altyapımızdaki yenilikler ve sosyal kaynaşma gibi farklı boyutlarıyla da olumlu getiriler sağladı.
Bir sonraki yazımda burada iletişim boyutunda anlattıklarımı ekipçe hayata neler yaparak geçirdiğimizden bahsedeceğim.
Buraya kadar sabredip okuyana teşekkürler, sevgiler, öpücükler..
