Güneşli havalarda üniversite seçmek
Son zamanlarda okuduğum en kafa açıcı kitaplardan birisi olan Mastermind’ın bir bölümünde, havanın etkisinin aldığımız kararlarda ciddi rol oynadığı anlatılır.
Verilen bir örneğe göre; “potansiyel üniversite seçeneklerini” araştıran öğrenciler, güneşli günlere kıyasla yağmurlu günlerde akademik kriterlere daha fazla kafa yoruyorlar.
Ve bir üniversite gezisinin gerçekleştiği günde havanın kapalı olması öğrencinin o üniversiteye kayıt olma ihtimalini arttırıyor!
Tercihi etkileyen unsurlar biliniyor mu?
Bugün itibariyle ülke genelinde havalar güneşli ve adaylar üniversite tercihlerine başlamış durumda.
Yukarıdaki ilginç örneği ve “verinin değerine” verilen önemi görünce ister istemez aklıma şöyle bir soru takıldı:
“Ülkemizde bir üniversite adayının, üniversite tercih kararını verene kadar nelerden etkilendiğine ilişkin herhangi bir bilimsel araştırma yapıldı mı?”
Soruyu tanınmış devlet ve vakıf üniversitelerinde çalışan ve yakından tanıdığım üç yetkiliye yönelttim, tamamı “böyle bir araştırma yaptırmadıklarını, varsa da haberleri olmadığı ve kullanmadıklarını” dile getirerek bilimsel (!) bir cevap verdiler.
Belli ki “köklü / marka” bir kurum olduklarını düşünmenin konforuna sahipler ve herhangi bir kontenjan sıkıntısı yaşamıyorlar.
Peki genel olarak üniversiteler, adayları çekmek için başka neler yapıyor? diye araştırdığımda ise şu iki yaklaşımla karşılaştım:
1- Liselerle yıl boyunca yapılan karşılıklı ziyaretler, bu sayede okul aile birlikleri, rehber öğretmenler ve öğrencilerle birebir ilişkiler kurularak kendilerinin tavlanmaya çalışılması
2- Tercih dönemine son birkaç ay kala sıkıştırılan, adayların ebeveynlerine yönelik vasat reklam / tanıtım faaliyetleri
Veriler sınırlı, sıralamalar izafi
Konuya bir de üniversite adayları açısından bakarak şunu sordum:
“Adayların en uygun tercihleri yapabilmeleri için, üniversiteleri kıyaslayabileceği bir mekanizma var mı?”
Üzgünüm ki size bunun cevabını verirken de zorlandığımı fark ediyorum.
Üniversiteler hakkında elde ettiği tüm verileri şeffaf bir şekilde ortaya koyması gereken başlıca kurum olan YÖK’ün adaylarla paylaştığı bilgiler yok denecek kadar az. Olanlar da araştırmacıların ya da akademisyenlerin kullanabileceği istatistiklerden öteye geçemiyor.
Diğer taraftan, üniversitelerin akademik kalitesini ortaya koymak üzere, hem ülkemizde hem de yurtdışında yapılan “üniversite sıralamaları” (ranking’ler) mevcut.
Ülkemizdeki basın yankılarına baktığımda bu sıralamalardan en dikkat çekenlerinin; yerlilerde URAP ve TÜBİTAK, yabancılarda ise THE, QS ve CWUR olduğu görülüyor.
Burada da şöyle bir durum var ki; her sıralama kendi işine gelen kriterlere ve önceliklere göre değerlendirme yapmakta, sıralamalar arasında bir karşılaştırma yaptığınızda belli bir tutarlılık yakalamaktan ziyade “hangisi, kime göre doğru?” sorusu aklınıza takılabilir.
Genel olarak bu sıralamaların, listeye bir yerinden giren üniversitelerin kendi halkla ilişkiler çalışmasına yarayan (bu sayede sıralamayı yapan kuruma da prestij sağlayan), öğrencinin üniversite, sosyal yaşam ve iş dünyası ile olan etkileşimini göz ardı eden ve bu yönleriyle de soyut kalan çalışmalar olduğu kanısındayım.
Tercih öncesi 4 tavsiye
Kısacası tercih yapacak gençlerin işi hala pek kolay değil.
Doğru kıyaslamaları ve tercihleri yapabilmeleri için ayakları yere sağlam basan “referans” kriterlere, yani
- Kampüsün sosyalliği,
- Üniversitenin bilim-teknoloji, kültür sanat, spor, sosyal sorumluluk gibi alanlardaki varlığı,
- Öğrencilerin gerçekleştirdiği projeler,
- Bunların topluma katkıları vb.
erişemedikleri gibi, tam da şu sıralarda bini bir para kulaktan dolma bilgiye ve belki de ilerde pişman olacakları yönlendirmelere maruz kalıyorlar, kalacaklar.
Bu noktada gençlere ufak bir destek atabilmek için, son 10 yıldır üniversite öğrencileri ile iş dünyası arasında bir iletişim köprüsü kurmaya gayret eden bir kardeşiniz olarak, 4 tavsiyem var.
Bu tavsiyeler konum, bölüm ve puandan bağımsız olacak:
1. Üniversiteyi ve öğrencilerini yerinde görün
Her üniversite kendine özgü bir kültüre sahiptir, bunun şekillenmesi için de yıllar gerekir.
Bu kültürün bir parçası olan üniversitedeki öğrencilerin profili de; üniversite hayatı boyunca ister istemez kişiye yansır, şekillendirir ve çerçevesini belirler.
- Dolayısıyla yapılacak tercihle sadece üniversiteyi değil, “müstakbel” çevrenizi de seçmiş olacağınızın farkında olmalısınız.
- Şu an tavsiye etmek için biraz geç belki ama “kayıt için göz kırptığınız” listede yer alan üniversitelerin tercih zamanından çok daha önce gezilmesi avantaj sağlar.
- Bir tanıtım ofisi yetkilisi eşliğinde, lisenin zoruyla ya da oryantasyon zamanlarında değil, beklenmeyen bir anda bir grup arkadaşınızla kampüs hayatının doğal halini yakalamak daha gerçekçi bir izlenim sağlar. Bunun için önceden üniversite ile görüşmeler yapıp bu ziyaretin altyapısını kurabilirsiniz.
2. Mezunların görüşlerini alın
Size bir üniversite ve bölüm ile ilgili “hayat kurtaran” tüyolar verebilecek en potansiyel kişiler; lise rehber öğretmeniniz, üniversitenin tanıtım ofisi ya da öğrenci işleri değil, o üniversitenin mezunları olacaktır.
- Doğru kişileri bulmak biraz emek istiyor, fakat günümüzde teknolojinin ve network’ün gücünü kullanarak çok da zor değil. Deneyimlerini sizinle içtenlikle paylaşabilecek birileri mutlaka çıkacaktır.
- Yukarıda bahsettiğim “referans” kriterleri mezunlara birebir sorarak üniversite ve bölümleri hakkında derinlemesine bilgi sahibi olabilir, kendi öncelikli kriterlerinize göre hangi üniversitenin size daha uygun olduğunu kafanızda şekillendirebilirsiniz.
- En az 3 farklı kişiyle görüşmekte fayda var, içlerinden biri mutlaka “çok yeni mezun” olsun. Kendinizi bir haber hazırlayan “muhabir” düşünün, farklı kişilere mikrofon tutup noktayı koyacaksınız.
- Hatta bu kişilerle sosyal medyada paylaşım yaparlarken karşılaşmanız da olası. Sosyal medyada üniversitenin adını aratarak bu kişilere ulaşabilirsiniz.
3. Kulüpleri ve etkinlikleri inceleyin
Bir üniversitenin sosyal yaşamını zenginleştiren, gündemle, toplumla, trendlerle, zamanın ruhuyla bağlarını kuran en önemli paydaşlarından biri de üniversite kulüpleridir.
Üniversite yıllarındaki en unutulmaz anıları oluşturmanın yolu ise etkinliklere katılmaktan geçer.
Üniversite kazanıldığında kulüplere üye olup olmamak farklı bir konu. Burada yapacağınız incelemedeki amaç, üniversite içinde ne kadar sosyal, demokratik ve hoşgörülü bir ortam olduğu ile ilgili ipuçları yakalamak olacak.
Ekibimizle şu ana kadar yaptığımız araştırmalar gösteriyor ki, ülkemizde genel anlamda üniversitelerde kulüp üyesi olan gençler ortalamada üniversite nüfusunun yüzde 10’u düzeyinde.
Oran gözünüze az görünebilir fakat aktif kulüp sayısının yüksek olduğu ve kulüpler arası rekabetin yoğun olarak yaşandığı üniversitelerde işte bu yüzde 10’luk kesim üniversitenin havasını tamamen değiştiriyor, üniversiteler arasındaki kalite farkını büyük ölçüde etkiliyor.
- Dolayısıyla tercih etmeyi düşündüğünüz üniversitedeki kulüpleri yakından inceleyin, büyük bir çoğunluğunun Facebook ve Twitter sayfaları mevcut.
- Kaç kulübün aktif olduğunu, yaptıkları etkinlikleri gözlemleyin. Yaklaşımlarının sizin beklentileriniz ve hedeflerinizle ne kadar uyuştuğunu göz önünde bulundurun.
- Yine benzer şekilde ilgili üniversitede düzenlenen etkinliklerin yoğunluğuna ve hangi türlerde olduğuna göz atın. Bu, genel anlamda o üniversitedeki öğrencilerin profili konusunda da fikir verecektir.
Her üniversite kendine özgü bir kültüre sahiptir, bunun şekillenmesi için de yıllar gerekir. Bu kültürün bir parçası olan üniversitedeki öğrencilerin profili de; üniversite hayatı boyunca ister istemez kişiye yansır, şekillendirir ve çerçevesini belirler.
4. Mezunların çalıştığı sektörler ve şirketlere bakın
Son olarak üniversite sonrası kariyerinizin nasıl şekillenebileceği konusunda size ipucu verebilecek birkaç araçtan bahsedeceğim:
- Bunlardan ilki Linkedin. Her üniversiteye özel sayfaları ile ilgili üniversiteye ait temel bilgiler ve o üniversitenin mezunlarının şu anda hangi sektörler ve şirketlerde çalıştığına dair size fikir verecek verileri bulabilirsiniz. Üstteki arama bölümünden farklı üniversiteleri sorgulayabilirsiniz.
- Bu yönde bir diğer benzer araç da Kariyer.net tarafından oluşturulmuş Kariyer Haritası. Burada da tercihinize yön verebilecek içgörüler elde edebilirsiniz.
- “Ben yine de üniversitenin konumuna, puanlara ve bölümlere de bir göz atayım” derseniz Google’ın Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte gerçekleştirdiği ve son birkaç senedir tercih dönemlerinde ön plana çıkardığı Google Üniversite Seçimim sayfası faydalı olabilir.
En iyi tercihi yapacağınız güzel bir gelecek ve güneşli günler dileklerimle.