Sosyal İzolasyon Güncesi

Gürkan Bilgisu
4 min readMar 24, 2020

--

Karantinanın ilk haftasında yaşadıklarımı burada kaleme almıştım:

İlk yazıyı kaleme aldığım tarihte ortalık biraz daha umursamızdı fakat sanırım gün geçtikçe durumun ciddiyetini daha iyi kavramaya başladık. Ligler ertelendi, devlet ekonomik önlem paketlerini açıkladı. Yaşlılara kolonya dağıtmak gibi dahice buluşlarımız oldu ayrıca 65 yaş ve üzerinin dışarı çıkması yasaklandı. Vaka sayılarımız ve ölüm oranlarımız katlayarak artıyor.

Evden çıkamıyor olmak zorunluluk olduğu için son derece moral bozucu ve sıkıcı olmaya başladı. Çok fazla dezanformasyon var herkes yine herbokolog ve her konuda uzmanmışçasına konuşuyor. Açıklanan rakamlar ve uygulanan test sayılarına bakarsak ülkemizde test sayısının yeterli olduğunu söylemenin zor olduğu ifade ediliyor. WHO tarafından Pandemi ilan edildiğini hepimiz zaten biliyoruz. 1918'de I. Dünya Savaşı sonrası İspanyol Gribi olarak adlandırılan bir influenza salgını olmuş ve o dönem 50 milyon insan hayatını kaybetmiş.

Salgın baskılanmazsa benzer bir senaryonun gerçekleşme ihtimali söz konusuymuş. Yine tüm dünya paranın peşinde. Hepsi aşıyı biz geliştirdik diye basın yoluyla ısmarlama haberler yaptırıyorlar. Aşının en iyimser ihtimalle Eylül ayında piyasada olacağı söyleniyor. Televizyon izlemeyi pek seven birisi değilim fakat son salgın sonrası biraz Türk haber kanallarına şans vereyim dedim yine ortalığın şarlatan dolu olduğunu ve anlamsız yayınlar yapıldığını görünce vazgeçtim. Haberleri genelde dış basından okumaya özen gösteriyorum en azından bize göre daha objektif veri ve analizler sunuyorlar.

Bugün İzmir’deki vakaların birkaç tanesini daha öğrenme fırsatım oldu. Durum pek iyi gözükmüyor. Biz izindeyiz belki ama dışarıda çalışmak ve evine kazanç sağlamak zorunda olan bir sürü insan, bir sürü sağlık çalışanı var. Umarım onlara bir şey olmaz. #evdekal çağrısına halen uymayan ve toplu taşımayı kullanan yaşlılar olduğunu görünce sinirleniyorum. Bir de bize bir şey olmaz Elhamdülillahçılar var. Tanrıya sığınmak elbetteki böyle anlarda ruhsal bir rahatlama sağlar fakat dışarıda elini kolunu sallayıp bize bir şey olmaz deyip salgın riskini arttırmak tam bir aptallık.

Geçtiğimiz hafta evde kullamak için katı meyve sıkacağı almıştım. O epey faydalı oluyor bu süreçte. Bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek için taze meyvelerin suyunu sıkıp içiyorum. Şöyle bir karışım önerim var evde olanlar deneyebilir:

1 adet portakal, 1 greyfurt, 1 havuç, 2 kivi, 1 yeşil elma, 2 dilim ananas, Bir küçük parça zencefil. Bunların hepsini katı meyve sıkacağından geçirin. Hem ferah içimli bir içecek oluyor hem de oldukça sağlıklı ve bağışıklık sistemi için önemli.

Microsoft Bing işbirliği ile COVİD-19 Tracker (İzleyici) adını verdiği bir online takip sistemi kurmuş. Bu yazıyı yazarken virüsten etkilenen ve vefat edenlerin sayısı ise şu şekilde:

Rakamları görünce gerçekten insanın içi kararıyor. Evde kaliteli zaman geçirmek için bazı rutinler edinmem gerektiğini anladım. Sabahları güzel bir kahvaltı ediyorum. Evde eksikler varsa alışverişimi yapıyorum. Pek çok online platformu aktif olarak kullanıyorum. Arkadaşım sayesinde 6 aylık Amazon Prime üyeliğini ücretsiz edindim ve oradan kafa dağıtmak adına The Office izliyorum. The Man in the High Castle’ a başlamayı planlıyorum. Arkadaşlarla Fortnite oynayıp sesli sohbet üzerinden görüşüyoruz. Kitap okumaya devam ediyorum. Sosyal medya ile ilk hafta çok haşır neşirdim ama artık can sıkıcı olmaya başladı. Herkes her şeyi sallıyor her yerden doğru bilgiye ulaşmak epey zor. Evrim ağacı sağ olsun ülkemizdeki virüs vakalarının datasını çıkarmış ve sürekli güncelleniyor. Ben de oradan takip etmeye çalışıyorum. Meraklısı için aşağıya bırakıyorum:

Türkiye Korona Virüs İstatistikleri

Bol bol müzik dinliyorum, bilgisayar oyunları oynuyorum. Ayrıca bu dönem bakanlığın uzaktan eğitim sunumlarının bazılarını hazırlama görevini aldığım için home-office uzaktan çalışma modelini de deneyimleme şansım oldu. Uzaktan çalışmak keyifli fakat benim gibi dikkat dağınıklığı olan biriyseniz dikkatinizi toparlamak epey zaman alıyor. Bu gibi durumlarda çalışma masanızdaki gereksiz fazlalıklardan kurtulmanızı tavsiye ediyorum. Normalde bohem seven bir insanım fakat evde uzun süre kalmak zorunda olduğumuz için Bohemya’ya bir süre uğramamayı planlıyorum çünkü diğer türlü düşüşe geçiyorsunuz ruhsal olarak. Size de tavsiyem pozitif şeyler dinleyin, izleyin. Kafa dağıtın. İşe gitmek zorunda olanlarınız varsa mutlaka korunun, ellerinizi dezenfekte edin. Evde kalmak zorunda olanlar ve öğrenciler bu hafta uzaktan eğitim yoluyla EBA ve TRT üzerinden eğitim-öğretim faaliyetlerine başladı. Tabi sosyal medyada çok goy goyu döndü bu işin. Bir de pedagojik açıdan izahı olmayan son derece sorumsuz bir idam animasyonu koymasalar kısa sürede güzel iş başarmışlardı.

Market alışverişi yapmak için evin yakınında yer alan A101'e bu süreçte iki defa gittim ve her ikisinde de pek çok ürünün tükemiş olduğunu gördüm. Kasiyer ile yaptığım kısa konuşmada yoğun talep nedeniyle tedarik sorunu yaşandığını öğrendim. Eve kapalı kalmak durumunda kaldığımız bu süreçte online teslimat seçeneği sunan marketleri de deneyimleme şansım oldu. Getir, Banabi ve Migros Hemen’i denedim. Getir ve Banabi fiyat olarak uçuk fakat teslimat süresi olarak çok iyi iken Migros Hemen neredeyse market fiyatına teslimat fakat son derece kalitesiz bir işleyiş ve geç teslimat sunuyor. Firmaların çoğu temassız teslimat diye bir seçenek sunmuşlar. Siparişinizi kapıya asıp gidiyorlar ve kurye ile temas kurmamış oluyorsunuz. Pek çok büyük firma kepenk kapatmaya başladı. Umarım bu hikâyenin sonu mutlu biter ama pek umutlu değilim. Evde vakit geçirmek zorunda olduğumuz şu günler için önerilerim şunlar:

Bir Kitap: Edebiyat Terapi-Mine Özgüzel

Bir Film: Wristcutters: A Love Story

Bir Dizi: F is for Family

Bir Oyun: The Wolf Among Us

--

--

Gürkan Bilgisu

Eğitim, sanat ve teknoloji üzerine yazıyorum. Diğer yazılarım için: www.gurkanbilgisu.com adresini ziyaret edebilirsiniz.