İpek Özbiçer Karagöz
3 min readJul 27, 2020

Yeni Başlayanlar İçin Mindfulness (Bilinçli Farkındalık)

Son zamanlarda en sık duyduğunuz ve karşılaştığınız kelimelerden biri mindfulness( bilinçli farkındalık) olabilir.

Jon Kabat-Zin mindfulness kavramını “şimdiki zamana istemli, kasıtlı ve yargısız bir şekilde dikkatini vermek” olarak tanımlar. Buradan yola çıkarsak en temelde dikkatini kasıtlı ve açık bir merakla içinde olduğun ana yöneltmek diyebiliriz. Yani anda ne deneyimliyorsak dikkatini ona vererek onun farkına varmak ve bu farkındalığı günlük hayatına yerleştirmek.

Peki neden bu farkındalığa ihtiyaç duyarız?

Günlük hayatın içinde çoğu zaman nedenini tanımlayamadığımız bir şekilde dağılmış, zihnimizde uçuşan yapılacaklar listesi içinde kaybolmuş hissederiz. Günün uyanık olduğumuz her saatinde an düşünceler selinde akıp gider.

Vakit nasıl geçti, en son ne düşünüyordunuz ve ne yapacaktınız hatırlamakta zorluk çekeriz. Birbirini takip eden böyle günler içinde sıklıkla aynı şeyi hissederiz: kafam çok dolu. Çünkü gün içinde bir şeyler yapmakla o kadar meşgulüz ki olma halinden, bedenimizden, etrafımızdaki seslerden, ağzımızdaki tattan uzaklaşıyoruz. Mesafe gitgide açılıyor ve bir zaman sonra ben, sanki ben değilmişim gibi hissetmeye başlıyoruz.

İşte mindfulness tam da bu noktada kendime alan açmama yardımcı oluyor;

Bana eşlik eden ve arkada akan nefesim, etrafımdaki çeşitli sesler, varsa ağzımda bir tat, burnuma gelen kokular.. Ayaktaysam ayaklarım ile yerle olan teması, oturuyorsam bedenimin yere değen ya da değmeyen kısımları, ellerimin bedenle olan teması, bedenimin ağırlığı, bedenimdeki belirli / belirsiz duyumlar, ağrılar, belki de sıkışmalar..beni ana getiren ve anda tutan nefesim ve bedensel duyumlarım..

Mindfulness dikkatimi vermediğim için akıp giden tüm bu anları farkındalık ve merak ile araştırmak ve o anda derinleşmeme olanak sağlıyor. Dikkatimi verdiğim anda gördüğüm duyduğum, tattığım ya da deneyimlediğim ne varsa isimlendirmeden, sadece hissederek yeni bir bakışla, meraklı bir tavırla bakmaya devam ettiğimde dönüşümü hissedebiliyorum.

Doğuştan hepimize hediye edilen ve hep benimle olan bedenime ve nefesime bir kaşif gibi yaklaşmak beni ana, içinde bulunduğum şimdiye taşıyor.

Günlük hayatta ana dönme pratiklerinden en basit olanını yapmak isterseniz rahat bir oturma pozisyonunda (ayaklarınız yere basan, sırtınızın dik olduğu bir pozisyonda) derin bir nefes alın ve yavaşça hiç acele etmeden verin. Bırakın nefes aksın..Gözlemeyin, akışına bakın, bırakın aksın..

Bir kez daha nefesinizin burun deliklerinden girip, yavaşça bedeninizde dolaşmasına izin verin. Nefesin başından sonuna kadar farkında olun. Nefes alıp vermeye devam ederken merakla gözlemleyin; nefesiniz bedeninizin neresinde en güçlü, neresinde nasıl bir his bırakıyor, bu esnada bedeninize ne oluyor. Her nefes aldığınızda yukarı doğru minimal hareketlerle çıkan bedenimiz, nefes verdiğimizde eski haline dönüyor. Ve bunu tekrarlarken bırakın nefes bedeninizde özgürce dolaşsın. Sadece nefesin mucizevi gücüne ve sizi nasıl canlı tuttuğuna odaklanın.

Nefes alıp verirken zihin uçuşur, akşam yapacağı yemeğe, işyerindeki bir toplantının hazırlığına, çıkılacak tatile, yetiştirilmesi gereken işlere gider. Hatta çoğu zaman şu anda yaşadığın deneyimi sorgularken ya da kendini yargılarken bulabilirsin.

Hepsi normal ve doğal. Endişelenecek hiçbir şey yok, zihin bunu yapıyor çünkü zihnin görevi düşünmek. Buradaki amacımız da düşünceleri durdurmaya çalışmak değil, düşünceleri engellemek ya da yok saymak hiç değil. Amacımız nefesimizi izlerken zihnimizin her uçuşmasında bunu fark etmek, tekrar nefesimize ve bedenimize dönmek. Bu dönüş bizi ana tekrar geri getirecek.

İlk kez nefes egzersizini yapmaya çalıştığımda zihnimdeki uçuşmaları fark etmek dikkatime ve kendime dair yepyeni bir alan açmıştı. Fark ettim ki zihnim bir maymun gibi daldan atlıyor, bir düşünce diğerinin hemen ucuna ekleniyor. Ancak bunu her fark ettiğimde yargılamadan ve nezaketle nefesime ve bedenime dönmek dikkatimi geliştirmemde büyük fayda sağlıyor. Başlarda zordu evet, ancak şimdi nefesimin bedenimin içinde akması ve bunu deneyimlemek beni büyülüyor. Bu dikkati günlük hayatımda da istediğim şekilde kullanmak her deneyimime ve o ana canlılık ve gerçeklik katıyor.

Kontrolden çıkmış bu dünyada hepimizin bir parça ihtiyacımız olan şey bu değil mi?

Sevgilerimle

İpek Özbiçer Karagöz

Hayattaki temel tutkularım insanı daha iyi anlayabilmek, öğrenmek, öğrendiklerimi diğerleriyle paylaşmak ve yazmak.