Bir Dizi İncelemesi: Şahmaran

irem eraktas
3 min readJun 27, 2023

--

Şahmaran dizisini izlemeye, yayına başladığı ve popüler olduğu zamanlar karar vermiş, hemen izlenecekler listeme eklemiştim. Dizi 2023 Ocak ayında yayına başlasa da benim onu izlemem haziran ayını buldu. Daha önce yayına başlayan ve hala listemde bekleyen pek çok dizi var. Maalesef bir şeyler izleme konusunda okuma konusunda olduğum kadar iyi değilim. Ama bunda da yol kat etmeye başladım.

Şahsu adında, psikoloji alanında öğretim görevlisi olan bir genç kadın, görevi gereği Adana’ya gelir. Orada yıllar önce annesini terk eden ve bunun eksikliği ile büyümesine neden olan dedesi ile yüzleşir. Dedesi ise sanki hiçbir şeyi hatırlamıyor ya da hatırlamak istemiyor gibi görünür. Yüzleşmenin verdiği huzur / huzursuzluk ile dedesinin yanından ayrılsa da zihnindeki soruların sayısı her geçen gün artmaktadır. Dedesi yıllar boyu Şahsu’nun annesinin ona yazdığı mektupları torununa verir. Bu da kendilerine has bir ilişki kurmalarına yardım eder. Bir şekilde iletişim kurmayı başaran dede torun arasında biraz kavga biraz inat biraz sevgiden oluşan ilginç bir ilişki gelişir. Gelişen ilişkinin akabininde Şahsu dedesinin evine taşınır.

Karşı komşuları olan çiftlikte doktor bir baba ile 3 kızı ve bir oğlu birlikte yaşar. Bu insanların her biri birbirinden ilginç karakterlerdir. Dizinin her bir bölümünde bu insanların ilginçliklerine tanık oluyoruz.

Şahsu bu şehre geldiğinden beri tanımlayamadığı mistik olaylar yaşamaktadır. Nasıl oluyorsa her olayın ardından ya karşı komşunun oğlu Maran ya da öğretim görevlisi arkadaşı Cihan çıkıyor. İkisi de Şahmeran ile ilgili kehanete inanan Mar adında bir inancın üyeleridir. Kehanete göre bazı alametler belirecek ve Şahmeran’ın kendi elleri ile lanetlediği kız kardeşi yeniden yer yüzüne dönecek, insanlardan intikamını alacak. Bunun olmaması için Şahmeran’a ihanet edenin soyundan gelen ile Mar inancında olan birileri âşık olmalı. Bu kehanet etrafında olaylar gerçekleşmeye başlar.

Maran ise bu kehanete bir türlü inanmaz. Ancak şehre yeni gelen kızdan da hoşlanmaya başlar. Reddettiği inancı ile aşkı arasında kalan Maran nihayet kendini aşkına teslim eder. Şahsu ile Maran, aşkları sayesinde Şahmeran’ı oluşturur ve hayat bulmaya çalışan kötülüklere karşı birleşirler.

Bu arada da Şahsu’nun dedesinin ihanet eden, yani ölememekle lanetlenen Camsab olduğu bu nedenle akıl sağlığının çok da yerinde olmadığı ortaya çıkar. Bu kadar bilgi yüklemesi bir anda Şahsu’ya fazla gelse de Şahmeran’ın lanetlenen kardeşinin adamlarının ona saldırması yüzünden parçaları birleştirir ve bu kehanete inanmaya başlar. Dizi de Şahsu’nun inanması ile son bulur.

Yüzyıllardır masal olarak dinlediğimiz bu hikâyenin böylesine somutlaştırılarak sunulması beni pek rahatsız etmedi. Bazı efsanelerin dizileştirilmesi / filmleştirilmesi belki senaryodan belki de bizim zihinlerimizdeki algıdan dolayı kötü oluyor. Ben bilgeliğin ve aşkın sembolü olan Şahmeran’ı ve hikayesini oldum olası sevmişimdir. Bu nedenle sevmeyeceğimi düşünerek diziyi izlemeye başladım. Ancak merak duygum galip geldi ve 6 ayın sonunda izlemeye başladım. Hem de gerçekten bir solukta bitirdim. Dizide Camsab’ın ihanet etiikten sonra mağdur rolüne sokulması ise farklı bir yaklaşım olmuş.

Camsab hakkında farklı rivayetler bulunuyor. Kimileri kendi isteği ile ihanet etti diyor, kimileri Şahmeran ile olan ilişkisi nedeniyle vücudunda bulunan pullardan yakalandı ve itiraf etmek zorunda bırakıldı diyor. Her nasıl olursa olsun Camsab her kaynakta ihanet eden olarak geçiyor. Böyle anılmak insanoğlu için ağır bir yük. Kimsenin kaldırabileceği bir şey değil. Bu nedenle de dizide akıl sağlığı yerinde olmayan ve kehanette bulunan tarafından korunan bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Madem öyle yapmasaydı diyen de çıkabilir. O da doğru ancak insan nefsine hâkim olamıyor. Geçirebilse insan olmaz zaten. Günahları ve sevapları olduğu için insan, insandır.

--

--