YAPAY ZEKA RORSCHACH TESTİ YANITLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Osman Koç
3 min readDec 19, 2016

--

Genel olarak bakıldığında, yanıt sayısı norm çalışmalarında beliren ortalamanın üstündedir. Ancak her kartta yanıt içerikleri incelendiğinde, yanıtların sayısı arttıkça yanıt içerikleri bozulmaktadır. Bu noktada, yapay zekanın kendisinin de vurguladığı eminlik seviyesinde (confidence level) de düşük bir oran bildirmesi dikkat çekicidir. Adeta kartlara verdiği yanıtlardan kendisi de emin olamamaktadır. İnsan ruhsallığında da böyle bir işleyişte yanıt sayısının artması emin olamamaya ve karar vermekte zorlanmaya denk gelir. Düşünsel süreçlerine yatırımı fazla olan insanlar kartlardaki detaylara odaklanarak daha fazla yanıt vermektedir.

Yanıtlardaki en belirgin özellik, yanıtlarının büyük çoğunluğunun zemin-şekil ilişkisi temel alınarak kartın üstündeki şekli ayrıştırma uğraşısının sürmesidir. Özellikle siyah-beyaz kartlarda şekil daha belirgin vurgulanmaktadır. İlişkisel bir uygulama yapılamaması ve bu yüzden Rorschach Testi öngörüşme ve anket bulgularının eksikliği önemlidir. Anket, kişinin yanıtını neyin tetiklediğini, yanıta götürenin ne olduğunu yordayan sorgulama biçimidir. “Size bunu düşündüren nedir?” sorusu yöneltilemediğinden yapay zekanın yaptığı, farkettiği şekilleri fonla ya da fondan bağımsız aktarmak olmuştur. Ruhsal değerlendirmede, şekillere olan yatırımın yoğunluğu formu görmeye, yani herkes gibi olmaya, sıradan olan algıyı farketmeye yarayan bir durum olması ve bunun nevroz sınırlarına yakınlaştığı düşünülse de; anket yapılmadan işleyen bir süreçte durum bir yandan nevrotik sınırlarda kalmayı bir yandan da form kalitesinin bozulması ile psikotik sınırlara kaymayı işaret edebilir.

Neredeyse her karta bütün bir yanıtla başladığı görülen test protokolü, teste alışma sürecinin de etkili olduğu bir biçimde önce teste bütüncül bir bakış açısı ile bakma, sonrasında da detaylarla devam etme şeklinde sıradan bir yanıtlama biçimi olarak düşünülebilir. Ancak, tekrarlayan yanıt sayısı oldukça fazladır. Bireyin ruhsal işleyişinde tekrarlayan yanıtlar, ya bastırma ve dolayısıyla dürtüsel süreçlerin dışavurumunu engelemeye ya da ketlenmeye ve dolayısıyla bilişsel süreçlerin işleyişinde farklı sebeplerden ötürü –zeka düzeyi, psikiyatrik bir bozukluk- duraksamaya denk düşer. Burada yine zemin ve şekil ilişkisi çerçevesinde gördüğünü benzetme çabası olarak düşünülebilir öyle ki beyaz rengin tekrar tekrar “kar”, siyah rengin ise tekrar tekrar “gölge” yanıtını alması bunun sonucudur. Burada hayal gücünün işleyişinin söz konusu olamadığı bir durumla karşı karşıyayız, dolayısıyla yaratıcılık ve özgünlük eksikliği mevcut. Çünkü bu yanıtlar, yani kartın dokusundan etkilenen yanıtlar duygulanımsal süreçlerle harekete geçer ve bireysel duygulanımları açığa çıkarır. Buradaki yanıtlar oldukça keyfidir ve duyguları işlemek, ötesinde dili kullanarak hikayeleştirebilmek mümkün olamamıştır. Semantik dizge, formlar arasındaki bağlantıları kurup imgeleri cümlelere ve hikayelere dökmeyi kolaylaştırmaktadır, ancak burada ancak çağrışımlar üstüste söylenip bırakılmaktadır. Bu durum, normal popülasyonda beklenen hareket yanıtlarının da görülmemesi ile sonuçlanmıştır. Kartlardaki imgeler aracılığıyla dürtüsel veya ilişkisel hareket aktarılmasına rastlanmamaktadır. Afektif -duygulanımsal- dünyanın dışa vurulmaması ise renk yanıtlarının çok yetersiz sayıda verilmesiyle belirginleşmektedir. Yanıt içeriğinin form üzerine odaklnaması, savunma mekanizmalarının çeşitliliğinin sergilenmesine de engel olmaktadır. Form yanıtı dışında başka yanıt olmaması savunma düzeneklerinin incelenmesine imkan vermemektedir, burada yapay zeka için egonun işleyişinin olmaması önemlidir. Savunmalara ihtiyaç duyan ve hayal gücünü işletip idden gelen dürtüleri organize edip superegoya uyum sağlayan egodur.

Bütüne bakıldığında, bu protokol ancak temkinli bir değerlendirmeyle, ya nevrotik ve psikotik özellikleri barındıran sınır işleyiş, ya bilişsel süreçleri yeterince gelişmemiş olan çocuk-ergen işleyişi ya da zihinsel işleyişinde dağılmalar yaşayan direnç gösteren ancak tedavide takip edilen bir psikotik işleyiş olarak düşünülebilir. Her zaman tam ve sağlıklı bir değerlendirme için detaylı bir öngörüşme ve yanıt içeriklerinin sorgulandığı anket sorgulaması ile kişinin motivasyonel, dürtüsel, duygulanımsal süreçlerinin incelenmesi gerekmektedir. Testten geçmek ruhsal bir sıkıntıya katlanmaktır aslında; yanıtları zenginleştirir ama burada böyle bir durum takip edilmiyor.

Yrd. Doç. Dr. İrem Erdem Atak

Yakın Doğu Üniversitesi Psikoloji bölümü Öğretim Üyesi

Rorschach ve Projektif Testler Derneği Başkan Yardımcısı

--

--