Kelimelere adanmış bir hayat nasıl olur?

Sizin zamanınız, benim hikayem. Squid Game filminin görselleri eşliğinde. Hoş geldiniz dünyama. İyi okumalar.

Kübra Demir
3 min readOct 15, 2021

Merhaba Medium ailesi;

Ben Kübra. 36 yaşında bir faniyim. Biraz daha anlat deseniz, şüphesiz önce bir uzaklara bakarım, sonra da düşündüğünüzden çok daha fazla anlatmaya başlarım. Herkesin gibi benim de 36 yıla sığdırdığım koskoca bir hayatım var çünkü. Geçmişe doğru baktığım zaman en çok da bu hayatın kelimelere adandığını görüyorum. Bu yüzden ilk yazımı onlara ithaf etmek istiyorum, sıcak bir gülümseme eşliğinde.

Sıcak bir gülümsemeden kastım tam olarak şu:

Kelimeler önemlidir. İkiz kardeşimle 10 yaşlarındayız. Bir gece uyuyamadım ve kardeşimin yanına uzandım. Kulağına hafifçe fısıldadım; “uyuyamıyorum”. Dün gibi hatırlarım. Şöyle dedi;

- Hayalet!

Korkudan çığlık atmaya başladım. Hayalet gördüğünü sanmış, koşarak odadan kaçmıştım. Oysa bana demek istediği şöyleydi:

- Hayal et!

Kelimeler önemlidir. Ama ondan çok daha önemlisi bu kelimeleri nasıl kullandığınızdır.

Büyüyen küçük bir şans

Üniversite 3. sınıftayım. İktisat okuyorum. Ama kitap okumayı daha çok tercih ediyorum. Kampüste, derslerde en arka sırada. Ve çoğu zaman bahçede bir ağacın altında. Okuduğum bölümden nefret ediyorum. Neden geldim ki bu bölüme soruları ilk yılımdan itibaren daima benimleler. Ve ne yazık ki bu sorunun cevabını veremiyorum. Bir gün o zamanlar çokça popüler olan ‘Kişisel Gelişim’ adı ile bir dergi geçiyor elime. Mail adreslerini alıyorum ve başlıyorum kendimi anlatmaya. İçten, samimi ve duygu yüklü bir mail bu. Kelimelere aşık olduğumu yazıyorum; hayatımı onlara adamak istediğimi yazıyorum ve şöyle sesleniyorum: sizden sadece küçük bir şans istiyorum! O küçük şans, yaşamımı şekillendiriyor. Bir buçuk yıllık stajyer muhabirliğinden 11 yıllık yazarlığa uzanan hikayem başlıyor böylelikle. Bugün düşünüyorum da, yaşamıma yön veren o maili gerçekten ilgilerini çekecek şekilde yazmasaydım; kelimeleri doğru, yerinde ve kalplerine dokunacak şekilde kullanmasaydım bugün bambaşka bir ben olacaktım.

Bu yol hiç kolay değildi :)

Bir işe tutku ile bağlı olduğunuz zaman başarısız olmanız mümkün değil. Sadece yola çıkmak gerekiyor. 11 yıllık kariyer hayatım daima güzel geçmedi. Çokça işsizlik, çalışıp para alamama ve sürekli bir koşturma hali. Fakat yine de hiç pişman olmadım. Ve şimdi 36 yaşımda ‘iyi ki’ diyorum, ‘iyi ki vazgeçmemişim hayallerimden ve hep koşup kovalamışım’

Hikaye tabii ki devam ediyor. Yola çıkmak kadar, yolda kalmak da apayrı bir mesele ve başlı başına bambaşka bir yazı konusu. Çağa ayak uydurmayan, teknolojiyi takip etmeyen kişi ve kurumların bir bir kaybolmaya mahkum olduğu bir dönemin yaşayanlarından biri olarak bu oyunu kazanmanın tek bir yolu olduğunu düşünüyorum; çalışmak! Fakat kelimenin hakkını verircesine çalışmak. Öyle böyle bir çalışmak değil bu. Sektörünle ilgili trendleri takip etmek, ilgili makaleleri okuyabilmek ve iletişim kurabilmek için yabancı dil öğrenmek, o yabancı dili bitirip bir diğerini öğrenmek, yazı deyip geçmemek, yazıda hangi program olur ki dememek ( Miro ve Figma çarpar sizi :) ) ve uzayıp giden bir örnekler silsilesi. Neden uzuyor biliyor musunuz?

Merhaba UX writing! Sana da merhaba content marketing!

Çünkü artık yazarlıkta bile yepyeni kavramlar var. Bizim kelimeler şimdilerde UX’ci olup çıktılar. Birkaç yıl önce de marketingci olmuşlardı. Oysa benim sektöre başladığım ilk zamanlarda sadece ya gazeteci ya da dergicilerdi. Şimdi onlar da bizler gibi online olma derdindeler.

Ve bu derdi pek sevdiğimi itiraf etmeliyim.

Kısacası hoş geldiniz Kübraca’ya… Umarım hep birlikte öğrenir, bolca öğrenir, daima öğrenir ve yine öğreniriz.

Kelimeleriniz bol, azminiz hep çok olsun!

Bonus: Steve Void’den ‘I’m Blue’ şarkısını sizlere armağan etmek istiyorum. Bu şarkıyı dinlediğiniz zaman, şayet ilk seferde görselliğine aldanmayıp sözlerine hafifte olsa dikkat ederseniz size mavi rengi ile umut verdiğini fark edeceksiniz.

Dinle işte bir hikaye

Küçük bir adam hakkında mavi dünyada yaşayan

Ve bütün gün ve bütün gece ve bütün gördükleri

Onun gibi mavi…

--

--

Kübra Demir

Önemli olan ne anlattığınız değil; nasıl anlattığınızdır. #content #contentmarketing #uxwriting