Sakahane *Ulu Cami

Kütahya Çeşmeleri
8 min readJan 23, 2024

Sakahane, eski dönemlerde su ile ilgili yapılardır. Kütahya’da ayrı bir sakahane daha vardır.

“Çeşmenin ve bağlı bulunduğu sakahanenin üzerinde kitabeler mevcuttur. Sakahane de yer alan mevcut kitabede hem çeşmenin hem de sakahanenin Hicri 1179, Miladi 1765/66 tarihinde yaptırıldığı yazılıdır. Çeşmenin üzerinde yer alan kitabe ise onarım kitabesi olup H. 1260, M.1844–1845 tarihine aittir.” -Yasemin Verim, 2019

Fotoğraf: Kütahya Valiliği

Pahlanmış, sakahanenin köşesine yerleştirilmiş çeşmenin onarım kitabesinde;

Ya Rab ver ecr-i cürmümün hakkı çün oldu delil
Ab-ı zülalü’l hayat Kevser misal zemzem sıfat
On ayda yaptı selsebil tecdid edip serha be pa
Atşana olsun afyat iç besmeleyle kıl dua

Ortadaki oval madalyon içinde

Maşallahu Teala H.1260 M. 1844–45 (İbrahim ?) 137.

KÜTOPYA’da Sakahane

“Barok üslüp özellikleri gösteren bu çeşmenin 19. yüzyılın ortasında onarım gördüğü anlaşılmaktadır. “-Yasemin Verim, 2019

Adil Bayram Uçar, 2024

“Ulu Camii Sakahanesinin pahlanmış köşesinde, sakahanenin tam ortasında bulunan çeşme bağımlı çeşmeler grubundadır. Çeşmenin mevcut konumundan alınan ölçüler doğrultusunda 2.46 m yüksekliğe, 1.07 m genişliğe sahip olduğu görülmektedir. Tamamıyla mermer malzemeden inşa edilen çeşmenin, sakahane duvarına gömülü olan taşıyıcıları, mermer bir bloktan oluşmaktadır. Bu mermer blok kabartmalı olarak düzenlenmiş olup üzerinde bitkisel ve geometrik süslemeleri barındırır. Üstten ikinci bir mermer blok ile bu bölüm ikiye ayrılmıştır. İkinci sırada bulunan blok silmelerle hareketlendirilmiş ve öne taşkın şekilde kabartmalı bir görünüm verilmiştir. Bu bölüm iki sıra halinde uzanan ve ortasında madalyon bulunan kitabe ile son bulmuştur. Kitabenin hemen üzerinde yer alan üçgen alınlığın merkezinde dışarıya doğru radyal şeklinde yayılan ışınsal bir bezeme bulunmaktadır. Üçgen alınlıklı bu bölüm en üstte palmet motifine sahip bir tepe ile tamamlanmıştır. Çeşmenin mermer malzemeli kurnasının iki yanında oturma sekileri halen işlevini sürdürmektedir.” Yasemin Verim, 2019

Adil Bayram Uçar, 2024

““Kemer formuna sahip olmayan düz alınlıklı çeşmenin suyun akışını sağlayan lülesi dört yönden ince silmelerle çevrelenmiştir. Bu bölümün üstünde daha ince düzenlenmiş bölümde kıvrım dallar ve yaprak motiflerinin kıvrılması ile iki volüt bu bölümü hareketlendirmiştir. Bu yekpare mermer bloğun üzerinde yer alan ikinci blok öne taşkın şekilde düzenlenmiş olup kitabenin olduğu diğer bir hatla kesilmiştir. İki sıra halinde uzanan kitabe, kartuşla dört bölüme ayrılmış ve ortasında “maşallah” yazan bir madalyon ile tamamlanmıştır. Çeşme üçgen bir alınlıkla sonlanmış ve bu alınlığın içerisinde ışınsal bir ışık demeti çeşmeye özgün bir form kazanmıştır. Bu bölüm en üstte palmet motifine sahip bir tepe ile taçlandırılmıştır.” Yasemin Verim, 2019

Adil Bayram Uçar, 2024

“Mermer malzemeden inşa edilen çeşmede iki renkli mermer kullanımı dikkat çeker. Alt bölümde damarlı gri-beyaz mermer kullanılmışken, üstte kahverengi mermer tercih edilmiştir. Çeşmenin kurnası yine mermer malzemeli olup suyun akışını sağlayan lülesi pirinç dökmedir.” -Yasemin Verim, 2019

Adil Bayram Uçar, 2024

Çeşme Kitabesi:

Ya Rab ver ecr-i cürmümün hakkı çün oldu delîl Ab-1 zülâlü’l-hayât Kevser misâl zemzem sıfat On ayda yaptı selsebil tecdid edip serhâ be pâ Atşana olsun âfyât iç besmeleyle kıl duâ Ortadaki madalyonun içinde: Mâşaallahu Taala

Sene (1260) 1844–45 (İbrahim?)

Verilen bu tarihiyle kare kemer, üçgen alınlıklı ve alınlığındaki güneşin ışıltılarını temsil eden kabartma desenli mermer çeşme Abdülmecid devri çeşmesi, süslü kıvrımlarıyla XIX. yy ortasındaki etmektedir. On ay süren bu çalışmaların büyük onarımlara işaret ölçüde cephelerdeki kaplamalara işaret ettiği tahmin ediliyor. Çeşme ve sebiller halen akmakta ve kullanılmaktadır.

Ulu Camii Menba Kaptajı:

Basri Köseler “Kütahya’nın Pınarları Akışır” adlı kitabında Ulu Camii’nin 800 yıllık kaybolan menba Hezar Dinari suyunu nasıl bulduklarını anlatmıştır; 27.07.1999 tarihli ilk çalışma ve 01.09.1999 tarihli iyileştirme projesi çalışmalarında istenilen sonuç alınamamış, kaybedilmiştir. En son bilir kişilerin yönlendirmesi ile Sarıbey Sokak’taki tulumba suyunu Ulu Camii suyuna katmak için 6 Eylül Pazartesi günü akşamı aynı sokakta oturan 90 yaşındaki bir ihtiyarın verdiği bilgi ile parkın içindeki kaptaja karar verilmiş ve 7 Eylül Salı sabahı saat 06:00'da kaptaj başlamıştır. 5,5 m. derinliğe kepçe ulaşmadığı için Fen İşleri Müdürlüğü’nden istenilen büyük kepçe ile 2 metre hafriyat yaptırılmış, makine bundan sonra 3,5 metre kazmıştır. Ana maslağın dip tarafından esas kaynağa ulaşılmış eski kuru kafa denilen yapının kendi içine çökmüş olduğu görülmüştür. Bu yüzden kaynak suyu geri tepmiş, 800 yıllık kaynak suyu kaybolmuştur. Hafriyat yaptıkça su kendini göstermiş, rivayet doğru çıkmış, 9 kol bulunmuştur. Bu yapılan kaptaj çalışması yapılabilecek olanın en hızlısı ve en ekonomik olanıdır. Bunun için kaptaj yapan ekip sabahları saat 06:00'da işbaşı yapmış, akşam 22:00'a kadar üstün bir gayretle kendi istekleri ile çalışmışlardır. Çalışma sonucu, Kütahyalı’ların dualarına ve memnuniyetine vesile olmuştur.” -Ayşe Doğan Elarslan, 2022.

Adil Bayram Uçar, 2024

Kütahya’mızda tek padişah camisi olan “Sultan Yıldırım Bayezit Han Cami-i Şerifi” olarak vakıf kaydı bulunan Ulu Cami’nin ana giriş kapısı ile minaresinin karşısındadır. Ulu Cami ile aynı dönemde yapıldığı kuvvetle muhtemeldir. Çünkü Bursa Ulu Cami yapılırken ve diğer büyük camiler için de anlatılan bir menkıbeye göre bilhassa cami yanında önce hamam ve sebillerin yapılması adeta gelenek haline getirilmiştir. Pek çoğumuzun bildiği bu menkıbeyi, bilmeyenler de olabilir düşüncesi ile tekrarlamakta fayda buluyorum.

Cami inşaatına başlayan ustalar ve ameleler arasında bir kişi, kontrole gelen padişahın dikkatini çeker. Bu işçi, taşı sırtına alıp çıkmakta ve taşı oraya bırakmadan tekrar geri getirmektedir. Padişah çağırarak niçin böyle yaptığını sorduğunda, gusül (boy) abdesti alması lazım geldiğini ve bunu da yapamadığı için böyle kutsal bir mabede, temiz olmayan bir kişinin taşıdığı taşın konmasına vicdanen razı olamadığına, ücretini hak etmesi için de taş taşıması gerektiğine inandığını ve bunun için aynı taşı çıkarıp indirdiğini anlatır. Bunun üzerine padişah inşaatı durdurarak önce hamam yapılmasını emreder.

Ulu Cami için bu geçerli olmayabilir. Çünkü birkaç sene önce yapılan kazı ile Kütahya Müze Müdürlüğü, caminin batısındaki “Eski-Yeni Hamam” diye bilinen kalıntılardan bu hamamın daha önce Yıldırım Bayezit’in kayınpederi Süleyman Şah zamanında yapıldığını biliyoruz.

Ancak sebiller, çeşme ve tuvalet yapımı ise büyük küçük bütün cami ve mescitler için zaruridir. Zira namaz kılmak için abdestli olmak farzdır. Yüce dinimiz İslam’ın temel şartlarından olan namazın cemaatle kılınması ise bazı mezheplere göre farz olması hasebiyle ve bizim mezhebimizde de yalnız kılınan namazdan 27 derece daha sevap olması bakımından cami ve mescitler, mahallelerin kurulmasında mihenk noktaları olmuşlar ve daha sonra etraflarına evler, dükkânlar ve işyerleri kurulmak suretiyle kasaba ve şehirlerin ilk birimlerini teşkil etmişlerdir. Bunu dikkate aldığımızda Ulu Cami Sakahanesinin bugünkü haliyle olmasa bile çeşmesi, sebilleri ve tuvaletlerinin cami ile aynı dönemde yapılmış olması hiç şüphe götürmeyen bir gerçektir. -Mustafa Kalyon, 2010.

Ulu Camii Çeşmesi -İsmail Germiyanoğlu Arşivi-

Sakahane kare planlıdır. Batı duvarında sekiz adet ve güney duvarında altı adet sebili vardır. Bunlardan batı duvarındaki sebillerde çiçek kabartmalı mermer levhalar ve güney cephesindeki sebillerde de meyve kabartmalı mermer levhalar devşirmedir. Yani daha önceki dönemlere aittir. Her iki duvarın birleştiği yerde güneybatı köşesinde mermer çeşme üzerinde karşılıklı iki satır halindeki

kitabede:

Ya Rab ver ecr-i cezil. Hak için oldu delil
Ab-ı zülal, hayat-1 Kevser misal zemzem sıfat
On ayda yapdi selsebil tecdit edib serta bepa
At-ı şana olsun afiyet, iç besmeleyle kıl dua

Çeşmenin ortasında: “Maşallah-ü teala sene 1260 H. (1844–1845 Miladi” (köşedeki yazı okunamadı) yazılıdır. -Mustafa Kalyon, 2010.

Yasemin Verim, 2019

Ortadaki bu çeşmenin ve iki tarafındaki sebillerin üstü iki metre genişliğinde her iki taraftan üçer ahşap direkle taşınmakta olan üstü kiremitli sundurmalarla abdest alacak ve su ihtiyaçlarını karşılayacak cemaati, kar ve yağmurun tesirinden korumaktadır. Ahşap direkler arasında oturmak için yine

ahşaplarla kaplı yarım metre yükseklikte duvarlar vardır.

Sakahanenin güney duvarındaki mermer kitabe de karşılıklı yedi beyit olarak yazılmış ve en alt iki köşesinin solunda “sene 1179” ve sağında “Maşaallah” yazılıdır.

Kitabe:
Barekallah asaf-i devran Sultan Mustafa Kim deliri Hacı Ali Paşa semma lafeta.
Feyz-i lutfundan bu sakahanede nev çeşmeler Bitti icra teşnağan-1 nase ab- ı canfeza
Olmaya bahr-i vucudunda ğubar-1 hadisat Hifz ede sıhhatle cism-i purü latifin Kibriya
Tâb-ı sâfi çeşme-i ab-ı hayatın menbe’i Meşreb-i pakizesi ayn-1 zülal ba safa
Ravza-i hald-i berinin nev şüküfte-i goncası Ruh-i pâk-i Ahmed-i şâd etmeğiçün asefa
Meclis-i aleme revnak vere cami bahti(?) Ola hurrem gül gibi ikbal-ü devletle sefa
Çıktı üçler dediler atşane tarih Hıfzı’ya Besmeleyle zemzem iç Hakka budur nefse şifa Sene: 1179 H. (1765 M.) -Mustafa Kalyon, 2010.

Sakahane’nin içinde batı ve kuzey duvarlarında beşerden on adet tuvalet, giriş kapısının karşısına gelen doğu duvarında da üç adet tuvalet vardı. Ortada sekiz musluklu sekizgen mermer şadırvanın üstü demir şebekelidir. Güney duvarında kemerli bir havalandırma ve gene kubbede de yuvarlak havalandırma bulunmaktadır. Kubbe havalandırması yağmur ve kar girmesin diye camla kapatıldığı için içerideki pis kokuların kemerli giriş kapısından dışarı çıkmasına mani olunamamakta idi. Daha önce Ulu Cami Derneği’nin Vakıflar Bölge Müdürlüğü kanalıyla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na yaptığı restorasyon müracaatı 2001 yılında neticelenmiş ve kurul bu Sakahane’nin iç kısmındaki sağlıklı olmayan tuvaletleri iptal ederek burasının sadece şadırvan ve sebiller olarak kullanılmasını onaylamıştır. Tuvaletler ise şimdi batı duvarındaki sebillerin yanına ve Çini Müzesi (Gök Şadırvan) bahçesinin kıyısında bulunan kadınlar tuvaletinin olduğu yerden içeriye doğru olan alana modern ve temiz bir şekilde yapılarak hizmete sunulmuştur. Dernek yöneticilerine ve emeği geçenlere minnet ve şükranlar.

Ulu Cami Sakahane’sinin suları Sultanbağı Mahallesinde Çatal Mescidi’ni geçtikten sonra soldaki çocuk parkı içindedir. Belediye Başkanı Merhum Abdurrahman KARAA (1963–1977 hizmet seneleri) etrafta mesken yapılarak koli basilinin suya karışması endişesiyle buradaki binaları kamulaştırarak çocuk parkı haline getirmişti. 1999 yılında Belediye Su İşleri Müdürü Basri KÖSELER Bey’in çok ciddi çalışmaları ile membasındaki suyun çoğaltılması temin edilmiş ve Eylül 1999'da bir hafta içinde netice alınmıştır. Eski Belediye Başkanı Süleyman CANAN’ın ecdat yadigârı eserlere karşı duyduğu hassasiyetle gerek sularımız gerekse tarih ve kültürel mirasımız yenilenmek suretiyle halkımıza ve sanatseverlere kazandırılmıştır.

Burada Sakahane’den başka Ulu Cami içinde müezzinler mahfilinin altında da bir şadırvan vardır. Bursa Ulu Cami’deki kadar büyük olmasa da bu şadırvan temiz, berrak ve soğuk suyu ile namaz öncesi ve sonrası hararet basan cemaatin içini serinletmekte ve şırıltısı ile de kulaklarımızdan gönlümüze huzur ve sükûn içinde ibadetimizi yapmamızda katkıda bulunmaktadır. — Mustafa Kalyon, 2010.

--

--

Kütahya Çeşmeleri

2024 yılında Abdullah Reha Nazlı, İsmail Germiyanoğlu, Adil Bayram Uçar ve Ensar Bekir Nazlı tarafından gerçekleştirilmiş bir projedir.