Doktora Öğrencilerini İyi Bir Düşünür Olarak Yetiştirmek

Little Thinkers Society
3 min readMay 9, 2018

--

Biyomedikal alanında uzman yetiştiren birçok doktora programı, hızlı biçimde laboratuvar çalışanı yetiştirme baskısından dolayı, ders sayılarını azaltıyor ve daha geniş bağlamda araştırma yapma imkanlarını kısıtlıyor. Sadece biyomedikal alanında değil, bugün birçok doktora programı için geçerli olan durum şu ki, programlar öğrencilere ilgili alanda uzmanlık kazandırmalarına rağmen, onlara gerçek hayattaki durumlar karşısında eleştirel düşünme ve yaratıcı problem çözme becerisi kazandıramıyorlar. Bunun sonucunda doktora programları, toplumun gerçekten ihtiyacı olan iyi düşünebilen ve yaratıcı problem çözme becerisine sahip kişileri yetiştiremiyor.

Örneğin biyomedikal alanındaki öğrenciler, mikrobun yaşam döngüsünü çok iyi biliyorlar, ama bilimin bizzat ne olduğu hakkında çok az bilgiye sahip oluyorlar. Onların, teorik bilgi edinmenin yanı sıra, uygulamalardaki hataların nereden kaynaklandığını fark edecek düzeyde eğitilmeleri gerekiyor. Öğrencilerin bunu yapabilmeleri için, gerçek araştırmalara dayalı vaka çalışmalarını değerlendirebilmeleri veya literatürdeki eksiklikleri disiplinlerarası okuyabilmeleri ve tespit edebilmeleri gerekiyor. Hatta öğrenciler bilimsel sürecin bizzat ne olduğunu öğrenmeliler — bilimin kısıtlamalarını, güçlüklerini ve aynı zamanda kazara keşiflerin yer aldığı eğlenceli yanlarını.

Johns Hopkins Üniversitesi’nde mikrobiyolog Gundula Bosch ve Arturo Casadevall, bu eksikliği gidermek amacıyla, yeni bir doktora programı tasarlamışlar. 2015’ten bu yana sürdürdükleri programın temeline felsefe ve diğer insan bilimlerini yerleştirmişler. Yani doktora programını, felsefe, tarih, iletişim gibi farklı derslerin de yer aldığı disiplinlerarası ve bütünleşik bir program haline getirmişler. Bu programın içerisinde, alanla ilgili uzmanlık derslerinin yanı sıra, epistemoloji, mantık, etik, istatistik, iletişim, liderlik gibi dersler de yer alıyor.

Casadevall düşüncelerini şu şekilde dile getiriyor: “Bugünün eğitim programları, yoğun konu ve yüksek test içeriğiyle, öğrenileni daha geniş bağlamda anlama dönüştürmenin önemini göz ardı ediyor ve yaratıcı problem çözmeye çok dar bir alan bırakıyor.”

R3 diye adlandırdıkları program ismini üç ilkeden alıyor; Rigor, Responsibility, Reproductivity, yani Ciddiyet, Sorumluluk ve Üretkenlik. Programın amacı öğrencilerin, çalışmalarını ve deneylerini titizlikle yapan, üretkenliklerini sosyal sorumluluk penceresinden değerlendiren, eleştirel düşünen ve iyi iletişim kuran uzmanlar olmalarını sağlamak.

Lisans eğitiminden farklı olarak burada öğrenciler, analiz etme ve eleştirel düşünme becerilerini geliştiren dersler alıyor ve projeler yapıyorlar. Öğrenciler etik bir soru hakkında görüşlerini beyan edip bunun üzerine tartışıyorlar. Örneğin, bilimsel güvenilirlikle ilgili önemli bir tartışma olan Big Sugar vakasını tıbbi, etik ve siyasi bir sorun olarak soruşturuyorlar. Yani hem gerçek hayat hem araştırma hem bilim bir arada…

Bu programa olan ihtiyaç, yine araştırmaya dayalı olarak ortaya çıkmış. En çok eksiklik hissedilen alanlar üzerine hem öğrenciler hem de öğretim üyeleriyle yapılan mülakatlar sonucunda, en çok tekrar eden temalar, teorik bilginin laboratuvardaki istatistik testlere uygulanmasındaki yetersizlik, uygun deneysel kontrol seçiminde yapılan hatalar ve yapılan işi uzman olmayan kişilere açıklamaktaki zorluklar olarak sıralanmış. Bunun üzerine program tasarlanırken bu ihtiyaçlara yönelik boşluklar doldurulmaya çalışılmış.

R3 programı henüz yeni olduğu için öğrencilerin performanslarına etkisi henüz görülmüş değil. Programa karşı çıkan sesler de var. Bir kısım öğrenci ve öğretim üyesi, bu derslerin doktora programını tamamlamak için gereken süreyi uzatabileceği konusunda kaygılılar. Casadevall ve Bosch, eleştirel düşünmenin ve tartışmanın öğrencileri daha üretken yaptığına inandıklarını belirterek, yeni programı uygulama konusunda birçok profesörü ikna ettiklerini ve derslerin öğrencilerin performansları üzerindeki etkisini ölçeceklerini dile getiriyorlar.

Şimdiye kadar bu program kapsamında 5 yeni ders hazırlanmış ve yaklaşık 10 farklı bölüm ve departmandan 85 öğrenci kaydolmuş. Verilen derslerin kapsamında hataların anatomisi ve bilimsel pratiğin yanlış kullanımı gibi konular yer alıyor ve öğrenciler bilimsel yayınları nasıl titizlikle incelemeleri gerektiğini öğreniyorlar. Ayrıca, disiplinlerarası tartışma serileri öğrencilerin bilimle ilgili geniş ve eleştirel düşünmelerini teşvik ediyor. Bir araştırma yaparken araştırmanın toplumsal sonuçlarını göz önünde bulundurmayı öğreniyorlar. Örneğin, sperm ve yumurtanın genetik olarak değiştirilme kabiliyetini tartışarak, bunun insanlık adına ne gibi sonuçlar doğuracağı hakkında bakış açısı kazanıyorlar. Buna ek olarak programda, liderlik becerileri, etkili iletişim, mentorluk gibi profesyonel becerilerin gelişimini destekleyen birçok atölye çalışması ve seminer de yer alıyor. Program tasarımcıları, daha sonraki aşamalarda, bu programdan mezun olan öğrencilerin kariyer seçimleri ve başarıları hakkında daha detaylı bilgi toplamayı planlıyorlar.

Casadevall ve Bosch daha geniş bakış açısıyla eğitim alan araştırmacıların daha iyi bilim yapacaklarına ve böylece daha güvenilir olacaklarına inanıyorlar. Yani dünyanın daha rasyonel hale gelmesine…

*Bu yazı https://www.nature.com/articles/d41586-018-01853-1 adlı makaleden uyarlanarak yazılmıştır.

--

--

Little Thinkers Society

Çocuklar İçin Felsefe, Philosophy For Children, P4C, Little Thinkers Society, Herkes İçin Felsefe, Eğitim, Eğitmen Eğitimi, Öğretmen Eğitimi, Öğretim Yöntemleri