E-posta Pazarlaması Performans Ölçümünde Kullanılan 9 Temel Metrik

E-posta pazarlamasında belirlediğiniz hedefleri (yatırım getirisi almak, marka bilinirliği sağlamak…) gerçekleştirmek için düzenli olarak ölçmeniz gereken önemli metrikler vardır. İçeriğimin son bölümünde bu metriklerin neler olduğunu nasıl hesaplayacağınızı, ne sıklıkla izlemeniz gerektiği anlatacağım.

Bu makalede, e-posta pazarlaması için izlemeniz ve analiz etmeniz gereken 9 KPI’ya (Temel Performans Göstergeleri) dair bir inceleme sunacağım. Ayrıca her bir KPI’nın önemini açıklayacak ve hangi metriklerin hedeflerinize en uygun olduğunu anlamanıza yardımcı olacağım.

1. Teslim Edilebilirlik Oranı (Delivered Rate):

E-posta kampanyalarınız abonelerinizin gelen kutusuna ulaşıyorsa yararlıdır. Teslim edilebilirlik oranı e-postalarınızın abonelerinizin gelen kutularına ulaşma başarısını ölçer. Amacınız her zaman e-postalarınızı %100 teslim etmek olmalıdır. Piyasa şartları içerisinde, %95 gibi bir oran, başarılı kabul edilebilir. Teslim edilebilirlikte ani bir düşüş olup olmadığını kesinlikle takip etmelisiniz.

2. Açılma Oranı:

Adından da anlaşılacağı gibi, açılma oranı, e-postanızı açan e-posta alıcılarının oranıdır. Açılma oranları doğrudan konu satırınızın ne kadar ilgi çekici olduğunu gösterir. Açılma oranının genel bir ortalaması yoktur. Her sektörde farklı bir ortalama vardır. %17 ile %24 arasında değişir. %25’ten daha yüksek bir açık oran elde ederseniz, neyin işe yaradığını analiz edin ve bunu bir sonraki kampanyalarınıza da kesinlikle uygulayın.

Açılma oranını yükseltmek için konu satırınızda A/B testleri yapmalısınız. Ayrıca e-posta gönderimlerinin zamanlaması da açılma oranlarını etkiler. Hedef kitlenizin hangi saatlerde aktif olduğunu e-postalarınızı farklı saatlerde gönderip test ederek ya da Google Analytics verilerinden gözlemleyebilirsiniz.

3. Tıklama Oranı:

Tıklama oranı (Click-Through-Rate), e-postanızdaki en az bir bağlantıya kaç kişinin tıkladığını gösterir. Tıklama sayısını teslim edebildiğiniz e-posta sayısına bölerek elde edebilirsiniz.

Tıklama oranı, tüm e-posta pazarlamacılarının izlemesi gereken çok önemli bir ölçüttür. Tıklama oranı, gönderdiğiniz e-postanın amacına göre değişecektir. Bu yüzden bir belirli bir ortalaması yoktur. Tıklama oranınızı iyileştirmek istiyorsanız denemeler yapmanız önerilir. Harekete geçirici (call to action) butonlarınızın yerini, rengini, yazı tipini ve boyutunu test etmelisiniz.

4. Click-to-Open-Rate:

Click-Through-Rate’den farklıdır. Açılan e-posta sayısının tıklama sayısına oranıdır. Yani, e-postanızı açan ve bağlantılara tıklamaya devam eden abone sayısıdır. E -posta içeriğinizin ne kadar etkili olduğunu gösterebilen e-posta ölçümlerinden biridir. Konu satırınız insanların açmasını sağladıysa ancak tıklama oranı düşükse, e-posta içeriğinizi geliştirmelisiniz. Hedef kitleniz, e-postayı gönderdiğiniz saat gibi faktörler CTOR’u etkileyecektir.

5. Abonelikten Çıkma Oranı (Unsubscribe Rate):

Abonelikten çıkma oranınız, e-postanızın içindeki “abonelikten çık” bağlantısına tıklayan e-posta alıcılarınızın yüzdesidir. %0,5'ten daha düşük bir abonelikten çıkma oranı, genellikle e-posta kampanyaları için iyi bir yüzde olarak kabul edilebilir.

Bazı aboneler sürekli e-posta almak istemeyebilirler. Abonelikten çıkma oranlarınızı düşürmek için e-posta gönderme sıklığınızı yeniden gözden geçirebilirsiniz. Ayrıca e-posta içeriğinizin kalitesini arttırmanız ve e-postalarınızı kişiselleştirmeniz abonelikten çıkma oranlarınızı düşürmeye yardımcı olacaktır. Abonelikten çıkma oranında büyük bir artış görürseniz, içeriğinizin kalitesini ve alaka düzeyini değerlendirmeniz gerekir.

Abonelikten çıkma oranlarınızı düzenli olarak kontrol etmelisiniz. Özellikle yeni e-posta tasarımları yapıyorsanız ve gönderdiğiniz e-posta sayısı arttıysa bu oran yakından takip etmelisiniz. Ayrıca abonelikten çıkma oranı e-posta listenizin büyüme oranını hesaplamak için de yardımcı olur.

6. Spam Şikayet Oranı:

Spam şikayet oranınız, e-postanızı spam olarak işaretleyen e-posta alıcılarınızın yüzdesidir. Abonelikten çıkma oranlarınızı takip etmenin yanı sıra, spam şikayetlerine de dikkat etmelisiniz. Çünkü abonelerin birçoğu genellikle abonelikten çıkmak yerine spam bildirmektedir. Aboneleriniz e-postanızı alakasız bulursa spam işaretleme oranı artar. Kabul edilebilir spam şikayet oranı ise %0,1'dir.

7. Bounce Rate:

Gönderilen toplam e-postalarınızın abonelerinizin gelen kutusuna başarıyla teslim edilememe yüzdesidir. İki tür bounce rate vardır. Hard bounce olan bounce rate teslimat başarısızlığı kalıcıdır. Hard bounce geçersiz, kapalı veya var olmayan bir e-posta adresinin sonucudur ve bu e-postalar hiçbir zaman başarıyla iletilmez. İnternet servis sağlayıcıları, bir e-posta gönderenin itibarını belirlemek için ana faktörlerden biri olarak geri dönme oranlarını kullandığından, kalıcı geri dönen adresleri e-posta listenizden hemen çıkarmalısınız. Soft bounce olan aboneleriniz ise gelen kutusunun dolu olması veya e-posta adresiyle ilgili bir sorundan kaynaklı e-postaları alamayanlardır. Ancak soft bounce olan abonelerinize birkaç gün sonra yeniden e-posta gönderirseniz, e-postalarınızın başarılı şekilde teslim edildiğini görebilirsiniz.

8. Dönüşüm oranları:

Dönüşüm oranı e-postanızı okuduktan sonra bir bağlantıya tıklamak, bir ürün satın almak veya bir form doldurmak gibi hedeflediğiniz eylemi tamamlayan e-posta alıcılarının yüzdesidir. Yüksek bir dönüşüm oranınız varsa ve amacınız satış yapmaksa kampanyanız için harcanan paralar iyi bir şekilde kullanılıyor demektir.

9. Liste büyüme oranı:

Liste büyüme oranı e-posta listenizin büyüme hızıdır. Liste büyüme oranı e-posta pazarlaması için kritik KPI’lardan biridir. Bu nedenle, kontrol altında tutmanız gereklidir. Sağlıklı bir yeni abone oranınız olduğu sürece, e-posta pazarlama çabalarınız doğru yoldadır. Listeniz büyümüyorsa, ölüyor demektir. İnsanlar yalnızca abonelikten çıkmakla kalmaz, aynı zamanda e-posta hesaplarını değiştiren ve eski hesaplarını kullanmayı bırakan kişiler de vardır. Bu yüzden listenizi sağlıklı olarak büyütmek için çabalamalısınız.

E-posta pazarlama hakkındaki kapsamlı içeriğimin sonuna geldim. Umarım yazım sizin için öğretici olmuştur.