Şerefiye Sarnıcı…

Ömer Zeybek
4 min readSep 1, 2019

--

Bu haftaki konumuz, İstanbul Büyükşehir Belediye’sinin bu sene başında ziyarete açtığı İstanbul’un en eski su sarnıçlarından biri olan Şerefiye (Theodossios) Sarnıcı…

Şerefiye Sarnıcı Girişi — Piyer Loti Caddesi

İstanbul’un su ihtiyacının karşılanması Roma döneminden başlayarak, Osmanlı’ya kadar hep sorunlu bir kamusal hizmet olmuştur. Henüz daha MS 1.YY’de İmparator Hadrian’nın inşaa ettirdiği, yaklaşık 250 yıl sonra yeni başkentin artan su ihtiyacı nedeniyle İmparator Valens tarafından genişletiletilen Bozdoğan Su Kemerleri, Belgrad Ormanı kaynağından şehre su taşımaktadır. Bizans tarihçilerinin kayıtlarına göre, Valens Kemerileri tamamlandığında şehre yaklaşık olarak günde 6000 kova su verilmekteydi.

Ancak ormanlardaki kaynaklardan ve Terkos Göl’ünden getirilen bu suyun depolanıp, kamuya dağıtımı da çetrefilli bir sorun olarak Doğu Romalı yöneticilerin karşısına çıkmıştır. İşte bu nedenle özellikle MS 5.YY’de İmparator II.Theodossios zamanında önemli kamu binalarının yakınlarına açık veya üstü kapalı yeraltı rezervuarları yapılmaya başlandığını görüyoruz. İmparator Theodossios aynı zamanda şehri Bin sene süreyle her türlü saldıraya karşı koruyan surlarında banisidir. Kendisinin MS 5.YY’de yaptırdığı surlar 28 Mayıs 1453 günü Edirnekapı’da onarılmaz derecede yıkılana ve yıkıntılar arasından Yeniçeriler şehre akana kadar Doğu Roma’yı sayısız kuşatmadan korumuşlardır.

Bugün bir çok İstanbullu sarnıç kelimesini duyduğunda aklına Yerebatan Sarnıcı olarak bilinen Bazilika Sarnıcı gelmektedir. Oysa bu yapı Roma İmparatorluğu’nun egemenliğini tekrar İberya’dan Afrika’ya ve İtalya’ya kadar genişleten muzaffer imparator Justinyanus tarafından antik dönemin sonlarına doğru 550'li yıllarda yaptırılmıştır. Bu yazıda tanıtacağımız Şerefiye (Theodossios) Sarnıcı ise, hemen 50 metre ilerisindeki Binbirdirek Sarnıcı ile beraber MS 5.YY’nin ilk yarısında Yerebatan’dan yaklaşık 120 yıl önce inşaa edilmiştir. Bu açıdan bu yapının MS 532'de Justinyanus tarafından inşaa ettirilen Ayasofya Müze’sinden dahi eski olduğunu söyleyebiliriz.

Sarnıç, Doğan Hasol’un 1975 yılında yayınlanan Mimarlık Terimleri Sözlüğü’nde “yağmur sularının biriktirilerek, daha sonra kullanılması için yapılan büyük rezervuar” olarak tanımlanmaktadır. İnşaa edildiğinde etrafındaki, Beyazıt Camii’nin şimdiki yerinde bulunan Büyük Doğu Roma Sarayı (İmparatorlugun en görkemli döneminde kullanılan saray), Zeuksippos Banyoları (Beyazıt Kütüphanesi civarında bulunan) ve Nymphaeum’a (çeşme) su sağlayan Şerefiye Sarnıcı’nın aynı zamanda Bozdoğan Kemeri ile bağlantısı olduğu da bilinmektedir.

Freely ve Çakmak 2015 tarihli İstanbul’da Doğu Roma Anıtları isimli kitaplarında Divanyolu Caddesi üzerinde, büyük inkilapçı İkinci Mahmut’un türbesinin bir blok Güney’inde bulunan Piyerloti Caddesi girişindeki Şerefiye Sarnıcı’nın 9 metre yükseklikli 32 adet Korinth sütunundan ibaret olduğunu ve sarnıcın yaklaşık 1000 metrekarelik bir alan kapladığı belirtiyor. Öte yandan, 38 senede 7000 kölelinin çalıştırılması ile inşaa edilen Yerebatan Sarnıcı ise 336 sütun içermektedir. Bu karşılaştırmadan yola çıkarak Şerefiye’nin büyüklüğü konusunda bir tahmin yürütebilirsiniz.

Korint Tipi Sütun — Süslemeli taç yapı özelliği ile ön plana çıkar

Osmanlıların duran sudan hoşlanmaması nedeniyle, fetih sonrası kamusal amaçlarını yitiren sarnıçlar hızla kaybolmaya başlamıştır. Açık sarnıçlar bostan yapılırken, örneğin Fatih-Çarşamba’daki Çukurbostan Semt Pazarı (Aspar Sarnıcı), kapalı sarnıçlar ise Binbirdirek sarnıcı gibi atölye olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Arif Paşa Konağı

Şerefiye Sarnıcı’nın ise üzerine ise 1850'lerde o dönemde sarayın emlak işleri ile ilgilenen kurumun başındaki Arif Paşa’nın konağı yapılmış ancak bu konak Büyük Hoca Paşa yangınında harap olmuştur. Daha sonra 1912'de binayı satın alan Şehremaneti onarım yaptırdıktan sonra yapıyı uzun süre idare binası olarak kullanmış, 1984'de ise Eminönü Belediyesi bu binada hizmete başlamıştı.

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’nin kurulması sonrası ihtiyaç olmadığına karar verilen, Eminönü Belediyesi’nin kapatılması sonrası daha önce unutulmuş olan sarnıcın ayrı bir yapı olarak ortaya çıkarılması için bir proje hazırlanmış ve 1950'lerde yapılan ek bina 2010 senesinde İBB tarafından yıkılmıştır. Nihayet 2018 yılı sonunda tamamlanan restorasyon sonrası, bu değerli tarihi yapı, ücretsiz ziyaret edilebilecek bir müze olarak tekrar kapılarını açtı. Işıklandırmanın yanı sıra, engelli vatandaşların rahat erişimi için projeye bir asansörde eklendi.

Şansıma yeni açılan müzeyi ilk ziyaretimde Dinçer Güngörür isimli heykeltraşın “Taşın Perileri” isimli sergisi de devam etmekteydi. Fotograflarda gördüğünüz mermer heykeller bu sergiye aittir.

Çemberlitaş Tramvay İstasyonu’na çok yakın olan Şerefiye Sanrıcı, Kapalıçarşı gezileriniz sonrası, Çorlulu Külliyesinde kahvelerinizi yudumlamadan önce hızlıca ziyaret etmek için güzel bir müze. Bu işlev kazandırmada görev yapan bütün İBB ekiplerine teşekkür etmek lazım.

Yazımızı burada sonlandırırken, yakaladığım çok ilginç bir kareyi sizin ile paylaşmak istiyorum. Aynı karede Tramway, Gazi Atik Ali Camii, Çemberlitaş, Tarihi Hamam ve 19.YY sonunda yapılan Basın Müzesini birleştiren bu fotograf aynı karede 1000 senelik bir döneme yayılan binaları içeriyor. Böyle bir imkan ne Berlin’de ne Londra’da ne de Roma’da var, İstanbulumuzu kollayalım.

--

--

Ömer Zeybek

PhD. Candidate in Istanbul Technical University, Data Analytics Expert