Petersburg Öyküleri [Gogol]

M. Talha Keskin
2 min readApr 20, 2016

--

Dünya klasiklerini okumaya başlamam üniversite hayatımın ilk yıllarına dayanır. Birbiri ardına tatmaya başladığım Dostoyevski, Tolstoy, Dickens, Balzac gibi yazarların ardından nihayet Gogol ile ‘Palto’ hikayesi vasıtasıyla tanıştım. Pek çoğumuz gibi ben de bir oturuşta bitirdim kitabı.

Anlatımdaki akıcılığı, okuru olayların içine ansızın zapt eden tasvirleri, insana dokunan gerçekçiliği ve zeka dolu alaycılığı ile damağımda bambaşka bir tat bıraktığını hatırlıyorum Gogol’un. Bu hayranlığım yazarın en meşhur romanı ‘Ölü Canlar’ ile zirveye ulaştı tabi.

O zamanlar edebiyat ile ilişkim yazarlar ve kitaplarını okumaktan ibaretti. İşin arka planından yani Gogol’un Rus gerçekçilik akımının öncüsü olduğundan bihaberdim henüz. Yıllar içerisinde konuyu öğrenmem ve Dostoyevski’nin “hepimiz Gogol’un Palto’sundan çıktık” cümlesini okumamla taşlar yerine oturdu. Akakiy Akakiyeviç’in dokunaklı hikayesi tarihe imzasını atmış en ünlü kalemleri dâhi derinden etkilemişti anlaşılan.

Petersburg Öyküleri’ne dönecek olursak; keyifle okuduğumu söylemeliyim. Gogol’un farklı bir hikayesini okumayalı uzun bir zaman olmuştu. Kitapta yazarın 7 hikayesi bir araya getirilmişti. Her ne kadar Palto’nun yeri farklı olsa da Gogol’un diğer hikayelerinde de benzer tadı yakalamak mümkün.

Kitaptaki 7 hikayenin ‘Petersburg Öyküleri’ ismiyle bir araya getirilerek bir şehre ithaf edilmesi de kitaba olan ilgimi oldukça arttırdı açıkçası. Şüphesiz her hikaye dünyanın bir şehrinde geçer ama özellikle şehirlere ithaf edilmiş kitapların cazibesi farklı oluyor bende. Güçlü bir kalemin elinde o kitap, kitap olmaktan çıkıyor ve elimizden tutarak bizi o şehrin sokaklarında kahramanlarımızla birlikte oradan oraya sürüklüyor.

Bir kitap, daha önce ziyaret ettiğimiz bir şehirde geçiyor; bir de o şehrin sokakları ve insanlarını başarılı bir şekilde tasvir ediyorsa tadından yenmeyecek bir hale geliyor. Henüz Petersburg’u ziyaret etme fırsatım olmadı ama George Orwell’in “Paris ve Londra’da Beş Parasız” kitabını okurken anlatmaya çalıştığım hissi sonuna dek yaşadığımı rahatça söyleyebilirim. Şehirlere dair kitapları sevenler için de bu kitabı tavsiye etmiş olalım.

Petersburg Öyküleri;

  • Nevski Bulvarı
  • Burun
  • Portre
  • Palto
  • Fayton
  • Villada Geceler
  • Bir Delinin Hatıra Defteri hikayelerinden oluşuyor.
Kitabın başındaki Petersburg haritası.

Kitabın giriş kısmındaki Petersburg haritası ve hikayelerin ilk basımları için yapılmış çizimler kitabın insana dokunan gerçekçi yanını kat kat arttırıyor. Kitaptaki her bir hikaye bir veya bir kaç ana karakterle birlikte çeşitli yan karakterler hakkında da detaylı ayrıntılara yer veriyor. Hikayelerin içeriğine girmeye çok gerek görmüyorum ama ben Portre, Palto ve Nevski Bulvarı hikayelerini beğendim özellikle. Hikayeleri keşfetmeyi okumayı düşünenlere bırakıyorum. Kitabın başında ‘Palto’, sonunda ise ‘Gogol’ hakkında birer değerlendirme makalesi olduğunu da hatırlatmış olayım.Siz en çok hangi hikayeyi beğendiniz?

--

--

M. Talha Keskin

Uluslararası İlişkiler & İnsani Yardım Sistemi — International Relations & Int’l Humanitarian System.