Bugün Pazartesi ve diyete (falan) başlamıyorum…

Murad TIRYAKIOGLU
3 min readMar 4, 2019

--

Bugün 04 Mart 2019 Pazartesi ve ben diyete (falan) başlamıyorum.

Oysa ki Pazartesi ne güzel de bir gün diyete başlamak için. Tıpkı baharın en güzel mevsim olduğu gibi, spora başlamak için. Yaz için mayo-bikini hazırlığı yapanların amacı ince-fit görünmek. Onun içinse şimdiden başlamak lazım diyete, spora…

Eee hadi o zaman bu Pazartesi başlıyoruz…

İstikrarlı olanlar Cumaya kadar, dayanıklı olanlar Çarşambaya kadar ve hayata bir kere gelineceğini, atın ölümünün arpadan olmasından daha doğal bir gelişmenin olmadığını, anı yaşamanın gerekliliğini keşfeden bilge insanlar ise Salıya kadar sabredip sonra da kaldıkları yerden kalorili yaşamlarına geri dönüyorlar.

İtiraf ediyorum: Hiçbir spor salonu üyeliğimi sonuna kadar devam ettiremedim. Yani iğneyi kendime…

Benim de benzer birçok hikâyem var ama sadece diyet konusunda değil, pek çok konuda ama en çok da yazma konusunda. Bunun ispatı 3,5 metrekarelik odamda, sağa sola sığdırmaya çalıştığım bir koli, yarım kalmış, bir koli de hiç başlanmamış defter. Örneğin ne çok kez başladım Medium’da yazmaya ve ne çok taslak çöpe taşındı.

Bu onlardan biri değil, olmayacak…

Niyet ettim yazmaya…

En son ne zaman, neye niyet edip, harekete geçip, sonuçlarını almayı hayâl ederek yürümeye başladığımızı kendimize sormazsak ve yarıda bıraktıklarımızla yüzleşmezsek bir süre sonra yürümekten vazgeçme eğilimimiz (daha da) artıyor. Bırakın koşanları, yürüyenleri görünce bile tahammül edemiyor, koltuğa biraz daha yerleşiyoruz. Yanımızda koskocaman bir dilim kek, yanında bir sürü abur cubur ve gittikçe yavaşlayan metobalizmamızla birlikte televizyon kanallarındaki sağlıklı-kaslı insanlara öykünerek “yarın biz de başlıyoruz” sağlıklı beslenmeye, koşmaya, spora, diyete…

Hele ki bahar gelmiş, yaz yaklaşmış ise…

En son ne zaman “Niyet-Gayret” ettim?!…

Peki acaba, en son ne zaman neyi merak ettim?

Türk Dil Kurumu’na göre Merak:
1. Bir şeyi anlamak veya öğrenmek için duyulan istek
Biraz sonra yine bazı sesler işittim / Merak ile merdivenin başına gittim -E. B. Koryürek.
2. Bir şeyi edinme, yapma, bir şeyle uğraşma isteği
Öteden beri güzel giyinmeye, güzel konuşmaya merakım vardır.-R. N. Güntekin.
3. Düşkünlük, heves
Meslek dışında biricik merakı, kendi tabiriyle hobisi fotoğrafçılıktı.-
H. Taner.
4. Kaygı, tasa.

Nereden çıktı bu merak konusu, merak ediyorsanız hemen söyleyeyim. Bu konu bir mobilya atölyesinden, özür dilerim mobilya fabrikasına yaptığım(ız) ziyaretten çıktı. İçinde dünyada eşi benzeri olmayan, rekabetçiliği çok yüksek, taklit edilme ihtimali çok zayıf olan ürünlerin hem de çok genç insanlar tarafından üretildiğini gördüğüm yerden çıktı.

Niyet etme, Merak et…

Basit kişisel gelişim kitaplarının mottolarını andıran bir ifade gibi oldu başlık ama ziyanı yok. 01 Mart 2019 Cuma günü, hareket eden bir meraklı zihnin fabrikasını, atölyesini, Ar-Ge Merkezini, çalışma odasını ziyaret etme şansı yakaladım. “Yerli Yeşil Yeni Platformu”nun 13. Video Röportajını yapmak için ziyaret ettiğim Nurus’un baş tasarımcısı Renan Gökyay benim(le birlikte bana eşlik eden kızım, karım ve iki genç meslektaşımla birlikte yapım ekibinin) ezberlerini bozdu, paradigmalarını sağa sola saçıverdi.

Soldan itibaren, yaklaşık 3,5 saattir bizi dinleyen, gördüklerini, duyduklarını anlamlandırmaya çalışan ve o gün okula gitmediği için çok ama çok şanslı olan Duru, ülkenin geleceğine ilişkin umudumu artan ve azıcık dağılan bendeniz, zihninde yeni yeni fikirler uçuşan Bilge, Novist-Renan Gökyay, tez konusu ile ilgili tüm fikirleri allak bullak olan Gizem, sanırım artık KPSS’nin anlamını yeniden sorgulamaya başlayan, platformun Ankara asistanlarından Özden ve saatlerce yüzünde kocaman bir gülümseme ile bize eşlik eden Nurus’un Pazarlama-İletişim koordinatörü Begüm… 01 Mart 2019-Nurus, Ankara, Türkiye

Renan Gökyay, ne çok şeyi merak edip ne çok harekete geçmiş, muhteşem ekibi ile birlikte. Ekip çok genç, çok sıradışı. Ortaya ne çılgın işler çıkmış. Türkiye’de “benim” diyen üniversitelerin sahip olmadığı (lütfen dikkat: olamadığı değil-olmadığı) akustik laboratuvarını kurmuş, “Türkjet”i üretmiş, inovasyonu ve tasarımı sadece Türkiye için değil Dünya için de yeniden tanımlamış afacan bir çocuk enerjisinde çılgın bir Türk…

“Yapılan yenilik, insana, insanlığa fayda sağlamıyorsa o inovasyon değildir” diyor Renan Gökyay…

Hepsini ve daha fazlasını, ilerleyen yazılarda (ve aslında kitabımda) aktaracağım. Aktaracağım, aktarmasına da benim şimdi spora, diyete, çalışmaya başlamam lâzım...

Benim şimdi en çok da merak etmeye ve harekete geçmeye başlamam lâzım…

Hadi o zaman…

--

--