IBM Think 2018 Summit İzlenimleri — I. Kısım
Değerli okurlarım,
Hepinize merhaba.
Bu yazımda hafta içinde İstanbul Volkswagen Arena’da katıldığım IBM’in “IBM Think 2018 Summit” indeki izlenimlerimin ilk bölümünü sizlerle paylaşacağım.
IBM Türk’ün her yıl organize ettiği bu etkinliğe önceki senelerde katılmamıştım. Bu sene ise işyerimizde birlikte yürüttüğümüz stratejik programlar ve IBM Türk camiası ile oluşan mesai arkadaşlıkları nedeniyle etkinliğe katılmak ve havasını solumak istedim.
Açılış Konuşması
Etkinlik, “big data” ve “Yapay Zeka (AI)” temasının ağır bastığı bir görsel video ile başladı. Sonrasında sahneye açılış konuşması için IBM Türk Genel Müdürü Defne Tozan çıktı. Defne Tozan, bu sene IBM’in Türkiye’de 80. yılını kutladığını söyledi. Türkiye’deki Cumhuriyet Dönemi’nin ilk uluslararası teknoloji şirketlerinden biri olsa gerek. Defne Hanım’ın konuşmasında IBM Türkiye olarak gündemdeki öncelikli 3 konularının “Müşteri Deneyimi, Operasyonel Verimlilik, Regülasyonlar” olduğunu öğrendik. Bunlar bana bir yerden tanıdık geliyor ama… Yakında hatırlarım :)
TAV CEO’su Sani Şener’den Stand Up Tadında Konuşma
Açılış konuşması sonrası sahnede TAV CEO’su Sani Şener vardı. Sani Şener’i medyadan takip ediyordum. TAV’ın Türkiye’de ve yurt dışında başarılı hamlelerini, Sabiha Gökçen ve İstanbul Havalimanı operasyonlarını, yurt dışındaki ihalelere girip pek çok havalimanı işletmesini yapmasını hep takip ettim, ve hatta takdir ettim. Ama konunun teknoloji ile ne ilgisi vardı ve Sani Şener IBM Summit’te ne anlatacaktı? Sahneye çıktığında salonun büyük kısmı da böyle düşünüyor olsa gerek. Ama Sani Bey öyle bir konuşma yaptı ki, bittiğinde salonda alkışlar uzun süre dinmedi. Her şeyden önce, Sani Bey’in sahne hakimiyeti ve beden dili çok iyi. Buna Karadenizli olmasından gelen sempatisi ve yılların tecrübesi de eklenince, herhangi bir metne bağlı kalmadan doğaçlama olarak anlattıkları çok keyifle dinlendi. Teknoloji konusunda çarpıcı örnekler verdi, yaptıkları yazılım ve otomasyonların nasıl kâra dönüştüğünü, nasıl müşteri memnuniyeti yarattığını anlattı. Şunu söyledi— ki düşününce sizler de bu duyguyu yaşamışsınızdır—havalimanında mutlu olan müşteri daha çok para bırakıyor. Havalimanı müşterisi sürprizleri, gecikmeleri, sırada beklemeyi sevmiyor ve uçuş öncesi stres yaşamak istemiyor. Bu yüzden özellikle Istanbul (Yeni) Havalimanı için teknolojiyi müşteri memnuniyeti için fazlasıyla kullanmışlar. Tüm hava ve yer trafiğini, nakliye işlerini, müşterinin nerede ne kadar kaldığını, hangi uçakların körüğe yanaşabileceğinin optimizasyonunu, vs. Aklımda kalanlar bunlar, konuşmada bunların eksiği yoktu, fazlası var. Sani Bey konuşmasında — sunumunda demiyorum çünkü sunum yoktu — Kuveyt, Katar, Suriye gibi ülkelerdeki deneyimlerini de anlattı ki, onlar ayrı bir yazı konusu olur ve ben burada yazarsam saygısızlık olur. Kendisinden dinlemek lazım :)
Cloud (Bulut) Çözümleri
Bir sonraki bölümde, IBM Türkiye Bulut Çözümler Direktörü Nedim Nazlı, IBM’in bulut çözümlerini anlattı ve RedHat satın alımı ile birlikte IBM’in bulut alanındaki iddiasının çok daha artacağını söyledi. Ardından da sahneye RedHat satın alımını yürüten ekip içinde yer aldığını söylediği Jason Gartner’ı (VP — Hybrid Cloud Integration) davet etti. Jason Gartner da IBM’in cloud konusundaki yaklaşımlarından bahsetti. Etkinlikteki tek İngilizce sunumdu. Aşağıdaki fotoğraf IBM’in bulut yaklaşımını anlatan bir özet.
Mr. Gartner sonrası sahne alan IGA Teknoloji Genel Müdürü Ersin İnankul da TAV ve Istanbul Havalimanı’nda bulut teknolojileri nasıl kullandıklarını ve avantaja çevirdiklerini anlattı.
Şurası artık net ki, bugün kısmen olan Bulut (Cloud) sistemler gelecekte çok büyük çoğunluğu ele geçirecek. Türkiye’de bunun önündeki en büyük engel regülasyonlar. Özellikle finansal bilgilerin, müşteri bilgilerinin Türkiye dışında saklanmasını engelleyen düzenlemeler var. Bu yüzden Türkiye’de cloud sistemlerine yatırımlar artıyor ve büyük oyuncular bu alanda çözümler üretiyor.
Siber Güvenlik ve Gelecek İçin Değer Yaratma
Öğle yemeği öncesi son kısımda ise önce IBM Türkiye Güvenlik İş Ailesi ekibinden Engin Özbay’dan siber güvenlik (Build a Cyber Resilient Organization), sonrasında da farklı üç konuşmacıdan gelecek için değer yaratma (Creating Value for the Future) sunumlarını izledik. Açıkçası bu sunumların biraz öğle yemeği saatine yakın olması, biraz da içeriği nedeniyle çok fazla ilgi görmediğini ve salonun sonlara doğru yavaş yavaş boşaldığını söyleyebilirim. Dijital dönüşümün önemi, bunu yaparken siber güvenliğin unutulmaması gerekliliği, “dijitalizasyon”un neden olmazsa olmaz bir başlık olduğu konularına değinildi.
Bizim etkinliğin bu kısmında sıkıldığımız gibi, değerli okurumuz da yazının bu kısmında sıkılma belirtileri gösterebilir. İşbu nedenle etkinliğin öğleden sonraki kısmını farklı bir yazıda anlatacağım :)
Selam ve sevgilerimle.
