WWW 30 Yaşında! Kişisel Bir Hatıra ile Web’in Benim İçin Önemi
Değerli okurlarım,
Merhaba.
Çoğunuz gibi ben de arama motoru olarak yıllardır Google’ı kullanıyorum. Google’ın basit arayüzü, müthiş hızlı ve doğru şekilde sonuçları listelemesi, gmail ve görsellere kolay erişimi gibi çok güzel özelliklerinin yanısıra bana kendini sevdiren bir özelliği de “Doodle” olarak bilinen belli günlere özel tasarımları.
Bugün internet tarayıcımı açtığımda Google ana sayfasında aşağıdaki Doodle karşıladı beni:
World Wide Web (kısaca www veya Web), İnternet üzerinde yayınlanan birbirleriyle bağlantılı hiper-metin (hypertext) dokümanlarından oluşan bir bilgi sistemi olarak tanımlanıyor. Herkesin bildiği www ile başlayan web siteleri yani. www.hurriyet.com.tr, www.akbank.com, www.youtube.com gibi Peki bu işin 30. yıl dönümü ne demek? Bundan 30 yıl önce Google yok muydu, bu siteler yok muydu yahu? Vallahi yoktu. Hatta şu an bu yazıyı okurken kullandığınız tarayıcı (browser) da yoktu. Youtube, Spotify, Yandex, Netflix, hatta Iphone bile yoktu. Zor günlerdi :)
Web’in dünyada ortaya çıktığı, Türkiye’de ise hiç bilinmediği 1989 yılında, yani bundan 30 yıl önce, ben Nazilli Anadolu Lisesi’nde okuyan bir ortaokul öğrencisiydim ve bilgisayar ile tanışıklığım hiç yoktu. Sadece 2–3 arkadaşımın evinde Commodore 64 isimli kişisel bilgisayarlar vardı ve benim sahip olduğum en kıymetli elektronik alet Tetris adı verilen mini oyuncak idi. 1993'te, web 4 yaşında iken ben ise üniversiteye giriş sınavında o dönemin en popüler bölümlerini tercih etmiştim : Bilgisayar Mühendisliği ve Elektronik Mühendisliği. Türkiye’de ÖYS sınavında (o dönemki üniversiteye giriş sınavının adı buydu) ilk %1'lik dilimde yer alacak gibiydim, ve muhtemelen bu bölümlerden birini kazanacaktım. Her ikisi ile ilgili de en ufak bir fikrim ve bilgim yoktu.
1993'te Ege Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği’ni kazanınca ilk kez “Internet” kavramı ile tanıştım. Ege Bilgisayar’ın tarihi binasındaki katlardan birinde IBM3090 denilen “mainframe” bilgisayarlar vardı. Bu bilgisayarlar Internet’e bağlı idi ve “e-mail adresi olan dünyanın herhangi bir yerindeki bir kişiye e-mail gönderebiliyordunuz”. Bir de “Sun-Solaris” makinaların olduğu daha renkli ekranları içeren ve daha az sayıda bilgisayarların olduğu farklı bir laboratuvar vardı. Burada ise arkadaşların “web sitelerine” bağlanabildiğini duyduk. Dediler ki, www.nasa.org yazarak NASA’nın bilgilerine erişebiliyorsun. www.whitehouse.gov yazarak Beyaz Saray’ı inceleyebiliyorsun. Bu sitelerin Türkiye’de ise örneği tek tük idi. ODTÜ’nün ve Ege Üniversitesi’nin web siteleri olduğunu hatırlıyorum.
Gelelim hikayenin benim için kişisel ve özel olan kısmına… Yıl 1996, ben ise bilgisayar mühendisliği üçüncü sınıf öğrencisi olmuştum. O dönemde ben de “html” isimli programlama tekniğini öğrendim ve kişisel bir web sitesi hazırladım. Bu sitede sevdiğim bir kaç özdeyiş, dalgalanan bir Türk bayrağı, benimle ilgili bazı bilgiler ve bazı web sitelerine link’ler yer alıyordu. Bunu kendim kodlamıştım, o dönem için “vi” isimli notepad’e benzer bir editör kullanarak. 20 yıl sonra web sitesi geliştirmenin çok tutulan bir iş olacağını bilsem kariyerime belki de bu yönde devam eder ve bir ajans sahibi olabilirdim. Gerçi bu işin önce okuldan mezun olur olmaz iş hayatına girişte (Yaşar Holding) sonrasında da askerde epey ekmeğini yedim. Genelkurmay Başkanlığı’nda web sitesi geliştirmesi yaparak askerliğimi sürekli Internet’e bağlı bir ortamda geçirdim :)
1996'da benim kişisel web sitemi hazırladığım dönemde Hürriyet Pazar’da Yurtsan Atakan isimli bir yazar vardı — 2012 yılında genç yaşta rahmetli oldu maalesef — ve Internet ile ilgili bilgiler yazardı. Kendisi iyi bir Galatasaray taraftarı olan Yurtsan Atakan bir Pazar şöyle bir haber yayınladı : “Internet Ligi’nde de Galatasaray Lider”. Haberin detayında Galatasaray’ın Internet’te (yani Web’de) 10'a yakın sitesi ile lider olduğu, Trabzonspor’un ve Beşiktaş’ın tek tük siteleri olduğu, Fenerbahçe’nin ise bomboş bir (rakamla 1) adet web sitesi ile Internet Ligi’nde sonuncu olduğu yazıyordu. Bu haberi okuyup da hüzünlenmeye gerek yoktu. Ben web sitesi yapabiliyordum, Fenerbahçeliydim ve Türkiye’nin ilk Fenerbahçe Sitesi’ni yapmak bana nasip olabilirdi. İş başa düşmüştü :)
1996'nın Ekim-Kasım aylarında basit bir Fenerbahçe web sitesi hazırladım. O dönem http://bornova.ege.edu.tr/~donmez adresinden erişilebilen bu siteye “Fenerbahçe’nin Başarıları” adını verdim ve Türkiye’de en çok şampiyon olan takım, en çok taraftarı olan kulüp, en çok gol kralı çıkaran takım, … gibi aklıma gelen ve bulabildiğim tüm başarıları ekledim. Tabi üzerine bir de Yurtsan Atakan’a e-mail gönderdim. “Bakın sizin haber artık doğru değil, Fenerbahçe’nin de bir web sitesi var artık, hadi bunu da yazın anlamında küfürsüz, sempatik (o dönem emoji var mıydı bilmiyorum, var ise :) yapmışımdır)” bir e-mail idi.
Yalnız ve güzel ülkemde sıradan bir Pazar günüydü, ve sıradan bir Pazar günü kahvaltımı yaptıktan sonra Hürriyet gazetesi ve eklerini elime almıştım. Sürpriz beni Pazar ekinin orta sayfalarında karşıladı. 1 milyona yakın tirajlı Hürriyet’te haber olmuştum. İşte şu haber :
Hemen 2–3 Hürriyet gazetesi daha aldım, bunları sakladım. Birinde gazete kupürünü kestim ve uzun süre cüzdanımda taşıdım. Pazartesi üniversiteye gittiğimde gören epeyce arkadaşım olmuştu. Nazilli’den telefonla arayıp haberin çıkmış diye bilgi verenler vardı. Benim için büyük, insanlık için küçücük bir olaydı ama ilkler unutulmazdı ve ilk Fenerbahçe web sitesine ben imza atmıştım. Eşzamanlı olarak ODTÜ’den bir arkadaşın da site hazırladığını haberde öğrendim :)
1997'de Fenerbahçe Spor Kulübü www.fenerbahce.org sitesini yaparak resmi sitesini yayına aldı. Sonraki yıllarda web ve Internet Türkiye’de hızla gelişti, 2000'lerde tüm resmi kurumlar ve özel kurumlar web siteleri yayınlamaya başladı, o yıllarda önce wap bankacılığı, Internet bankacılığı, sonraki yıllarda mobil bankacılık derken Internet artık hayatımıza hiç çıkmayacak şekilde girmeye başladı. Sonrasında günümüze kadar gelişti.
WWW’nin 30. yılı kutlu olsun. Bu kişisel anım da bu yazı vesilesi ile kayıtlarda yerini alsın.
Saygı ve sevgilerimle,
Mustafa DÖNMEZ
mustafadonmez@gmail.com