KAPSÜL OTEL : göründüğü kadar küçük değil.
İster uyku kutusu deyin, ister kapsül, hatta bazıları için tabut veya mezar, buralara kadar gelmişken, bir gecenizi ayırın derim. Sanıldığı kadar ucuz olmasa da, Tokyo’dan sonra bütçelere bir nebze su serpmesi de cabası. Booking.com’da gecelik fiyatı an itibariyle 150 TL civarı (İki kişi gecelik 300TL vermek ne zaman bütçelere su serper oldu Tanrım!)
Japonya’daki en popüler ve diğerlerine nazaran daha az klostrofobik olduğunu düşündüğümüz Kyoto’daki “Nine Hours Otel” oldukça makul. Otelin sitesine şuradan ulaşabilirsiniz. Her şey bir yana, astronotlar için yapılmış dizaynı ve uzay aracı konsepti için bile görülmeye değer.
Kapsül oteller ilk kez Japonyada 80'lerde hizmet vermeye başlamış. O zamanlar asıl müşterileri gece geç saatlere kadar çalışan işadamlarıymış. Sonraları gece sarhoş eve dönmek istemeyenlere yuva olmuş, hatta ekonomik krizde aylık kiralayanlardan dolayı yer bulunamaz hale gelmiş. (Kiraya verecek paran yoksa kapsülde kal)
Şimdileri, Rusya’da Belçika’da ve Çin’de açılan kapsül otellerle populeriteleri artıyor. Yükselen trend kapsül otel kurallarını şöyle sıralayabilirim.
Kural 1: Gelir gelmez ayakkabılar çıkıyor.
Yerine otelin verdiği konforlu terlikler giyiliyor. Zaten alana girdiğiniz andan itibaren, herkesin klonlanmış gibi göründüğünü farkedeceksiniz. Otel herkese aynı pijamayı-entariyi verdiği ve biraz da odada takılalım diyecek bir mekanınız olmadığı için etrafta birbirinin tıpatıp aynı insanları göreceksiniz.
Kural 2: Bavullar kalıyor, pijamalar ve “en fazla neye ihtiyacınız olabilir” kitiyle devam ediyorsunuz.
Ne isterseniz yukarıya odanıza çıkartabiliyorsunuz tabii ki, ancak mekan dar olduğundan bavulları bırakabilieceğiniz gayet güvenli alanlar mevcut. Onlar aşağıda kalınca da gerçekten hafifliyorsunuz. Uyumak için entariniz ve bunlar var:
Burada Japonya’nın kalite severliği yeniden gündeme geliyor. Otellerde genellikle orta kalitede hatta kalitesiz nitelikte bulunan şampuanlar burada mis gibi. Alp’inkini alıp eve getirmiştik, hala kıyamıyorum kullanmaya. Diş macunları bile 1. sınıf. Bu yazdıklarım şu an komik geliyor biliyorum. Ne demek istediğimi gidip görünce anlayacaksınız.
Kural3 : Ayrılık vakti
Resepsiyonu geçer geçmez asansörlere yönlendiriliyorsunuz. Ve ayrılık vakti. Odalar tek kişilik olduğu gibi farklı katlarda. Kadın ve erkek için ayrı asansörlerle ayrı katlara çıkışlar bulunuyor. Bundan sonrası daha gizemli, kadınlara ayrılmış katta, size özel koridordaki minik odanıza entariniz üstünüzde giriveriyorsunuz.
Kural 4: Ne kadar alana ihtiyacınız varsa o büyüklükte, ne bir adım eksik ne de fazla.
Klostrofobi çığlıkları kulağıma kadar geliyor. Öncelikle şunun altını çizmeliyim. Japonya’dasınız, depremdi, yangındı, sel bastı, yanımdaki telefonumu çaldı gibi bir kaygınız yok. Teknoloji son noktada, havalandırma, klima siz nasıl isterseniz o derecede çalışıyor. Gecenin üçünde, uykudaki vücut sıcaklığınızdan dolayı yarım derece kendiliğinden değişiyor. Yastıkları istediğiniz kalınlıkta seçebiliyorsunuz, çarşaflar, nevresim bembeyaz, mis gibi. Kapsülün bir kapağı yok, kalınca bir bas-çek perdeyle ayrılıyor. İtseniz açılıyor, ışık geçirmiyor.
En merak edilenin cevabını veriyorum: Oda büyüklüğü :2mt*1mt*1mt
Başucunuzda tam da olması gereken yerde fiş bulunuyor, telefonu takın şarj olsun diye, tam olması gereken yerde bir başucu lambası ve yanında çalar saat düzeneği de gerçekten şok edici derecede kusursuz. Mavi renkli musluktan sıcak su akmasına alışmış olduğumuzdan her şeyin böylesine mükemmel olması gözlerinizi yaşartacak, demedi demeyin.
Sorularınız ve daha çok fotoğraf için instagram’a da bekleriz: yaevdeyoksann