Bağımsız Devletler Topluluğunun Doğuşu

Nikolay Romanov
2 min readJul 26, 2016

--

Bağımsız Devletler Topluluğunun doğuşu.

Bağımsız devletler topluluğunun kurulmasındaki en büyük sebep, Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra oluşan boşluğu doldurma ihtiyacı.

Bağımsız devletler topluluğu(BDT), halen ekonomik ve kültürel olarak bir birine bağımlı olan devletlerin bu birlikteliği sürdürmek için karşılıklı antlaşma ile kurdukları bir birliktir.

Bütün BDT ülkelerinde, Rusça devletin resmi dilidir ya da ikinci resmi dil olarak geçerlidir.

BDT’nin kurulmasındaki sebepler.

BDT’nin kurucu antlaşması 8 Aralık 1991 yılında meşhur Belovejskaya ormanında imzalanmıştır. Kurucu üyelerin imzalarını: Rusya adına Boris Yeltsin, Ukrayna adına Leonid Kravçuk, Beyaz Rusya adına Stanislav Şuşkeviç atmıştır.

İleriki tarihlerde antlaşmaya Letonya, Litvanya, Estonya hariç bütün eski Sovyet ülkeleri imza atmıştır. Topluluğa son katılan üye 1993 yılında Gürcistan olmuştur

Antlaşma metninde topluluğun kurulma sebepleri şöyledir:

· Üye devletlerin tarihsel birlikteliği

· Üye devletlerin demokratik bir hukuk sistemi kurmak istemesi.

· Üye devletlerin ekonomik ve kültürel gelişimde güç birliği istemesi.

Antlaşma metninde, ortak tarihi birlikteliğe yapılan atıf sadece Sovyetler Birliğini kastetmiyor daha eskiye Çarlık Rusya’sını da kapsıyor. Özellikle Çarlık Rusya’sının Orta Asya topraklarına getirdiği devlet yapılanması ve Avrupai akıma atıf yapılıyor.

Topluluğun işleyişi

BDT ülkeleri birlikte birkaç projeye imza attılar. En önemli projeleri birlik üyeleri arasında imzalanan Serbest Ticaret Antlaşmasıdır. Bunun haricinde topluluk üyeleri düzenli bir şekilde birlikte askeri tatbikatlar düzenliyor. Ortak bir nükleer politikaları var. Bunun haricinde topluluk üyesi devletlerarasında göçmen politikasını belirliyorlar.

Ancak BDT, Avrupa Birliği misali bir birlik değildir. Aynı şekilde bir konfedarasyon bile değildir. Her ülkenin kendi para birimi, kendi bağımsız yasma, yürütme, yargı organı, ekonomik bağımsızlığı (bu biraz sözde) vardır. BDT’nin tam üyesi olmayıp sadece gözlemci statüsünde faaliyetlerine katılan iki ülke vardır. Bunlar Moğolistan ve Afganistan. Moğolistan, zamanında Sovyetler Birliği ile çok yakın ilişkiler içinde bulunmuştur. Hatta Moğolistan Sovyetler Birliği’nin resmi olmayan 16. Ülkesi olarak kabul görmüştür. Afganistan ise her alanda geri kalmış bir ülke, ancak zamanında başarısız bir sosyalizme geçiş süreci yaşamış ve bu sebeple doğu bloğu içinde yer almıştır. Eski Yugoslavya ülkeleri de BDT’ye girmek için başvuruda bulunmuştur ancak bu talepler hayata geçirilemedi.

Topluluğa yöneltilebilecek eleştiriler.

İlk bakışta BDT ülkeleri barışçıl topluluklar olarak göze çarpıyor. Ancak üye devletlerarasında ciddi problemler var. Bunlardan en önemlisi Azerbaycan ve Ermenistan arasında yaşanan Dağlık-Karabağ sorunu. Çeçen sorunu( İçkerya Çeçen Cumhuriyeti’nin tanınmaması). En yeni sorunlar ise Gürcistan’ın topluluktan çıkmış olması ve Ukrayna’nın yaşadığı sıkıntılar sebebiyle topluluktan ayrılma isteği.

BDT için getirilen en büyük eleştiri, topluluğun bir kalkınma değil bir sömürü yapılanması olduğu yönündedir. Ek olarak üye devletlerin otoriter bir yapıda olması birliğin demokratik amaçları ile bağdaşmayabiliyor.

Ancak her şeye rağmen topluluğun faydalı olduğu örneklerde var. Beyaz Rusya ve Kazakistan topluluk ile işbirliği içinde olarak büyük bir gelişim sağladılar.

Okuduğunuz için teşekkürler. Her türlü olumlu olumsuz eleştirinizi yorum kısmında yazarsanız bir daha ki yazıların daha iyi olması için dikkat etmem gereken noktaları görmüş olurum.

--

--

Nikolay Romanov

Çarlık Rusya'sı, Sovyetler Birliği ve Rusya Federasyonu hakkında yazar. Hukuk-Tarih-Uluslararası İlişkiler. Her konuda fikir beyan eder.