2 Günde Roma

ebru akdemir
7 min readFeb 26, 2018

--

Avrupa’nın en ikonik şehirlerinden Roma, antik kalıntıları, rönesansın etkisiyle şekillenen mimari dokusu ve şahane yemekleri ile seyahatseverlerin ilk tercihleri arasında yer alıyor. Biz de 2 günlük boşluğumuzu değerlendirelim, ufak bi kaçamak yapalım dedik ve kısa bir araştırma ile şahane bir tur programı hazırladık kendimize. Siz de yürüyerek gezmeyi sevenlerden ve şehir turu yapan firmaların alelacele koşturmalarından hoşlanmayanlardansanız bu yazım tam size göre. Roma’nın tüm önemli simgeleri birbirine yakın olmakla birlikte, birbirleri arasında yürümek için en ideal sıralamayı yapmak gerekli. Aksi takdirde fazlaca yürümüş, gereksiz efor sarfederek çabucak yorulmuş olursunuz. Aşağıda sıralamasını paylaşacağım Roma Seyahat Rehberi, kısa zamanını keyifli bir seyahat ile geçirmek isteyenler için en ideal rota niteliğinde.

Öncelikle havalimanı ve şehir merkezi arasındaki ulaşımın oldukça rahat olduğunu belirtmek isterim. Bunun için pekçok seçeneğiniz olmakla birlikte en pratik ve uygun fiyatlı olan yöntem Terminal 3 ten kalkan otobüsleri kullanmak. Terravision ve romaairportbus.com en fazla sefer sayısına sahip otobüs firmalarından ikisi. Tüm firmalara ait gişeler yanyana sıralanmış vaziyette. Saatlerini değerlendirerek ilk önce kalkacak olandan biletinizi alabilirsiniz. Tüm firmaların bilet fiyatları aynı ve gidiş-dönüş 9€ (Şubat 2018). Seyahatiniz trafiğe bağlı olarak yaklaşık 30–45 dk sürecektir.

Otobüslerin yanısıra şehir merkezine ulaşmak için tren ya da belediye otobüslerini kullanmayı da tercih edebilirsiniz. Trenin tek yön ücreti 14,5€ olup 20 dk’da, belediye otobüslerinin ise tek yön ücreti 4,5€ olup 1 saatte merkeze ulaşmanızı sağlıyor. Belediye otobüsleri iç hatlar teminali gidiş katından kalkıyor.

Şehir merkezine ulaştığınız nokta, tüm otobüs ve tren seferlerinin ana kalkış-varış noktası olan Roma Termini yani Roma terminali. İşte bizim rotamız da tam buradan başlıyor. Havalimanında ya da terminalde wifi ağına bağlanıp google mapsi açarak yerinizi belirlemeyi böylece gprsinizin sizi takip etmesini sağlamayı unutmayın. Ya da harita takibim iyidir ve gezgin ruhumu ortaya koymayı severim diyorsanız havalimanından çıkmadan bir citymap atın çantanıza. Böylece iki günlük en pratik ve ideal Roma turumuz başlıyor.

1.GÜN

  1. Santa Maria Maggiore Bazilikası: İstediğiniz ulaşım aracını kullanarak Roma terminide indikten sonra, kendimizi ana caddeden Kolezyum’a doğru bırakıyoruz. Gerek tabelalardan gerekse haritalarınızdan yararlanarak kolayca Kolezyum’un yönünü tayin edebilirsiniz. Yok yine de kalabalıktan şaşırdınız ve nerde bu Kolezyum dediyseniz, alın terminiyi arkanıza ve sola doğru yokuş aşağı inmeye başlayın. Takribi 200–300 mt ilerde tüm ihtişamıyla Bazilika karşınızda olacak. İçine girdiğinizde şahane duvar tasvirleri ve heykeller sizi karşılıyor olacak. Bu bazilika, Meryem Ana’ya adanmış en büyük kilise olma özelliğini taşıyor.

2. Kolezyum: Bazilikadan çıktık ve yokuş aşağı inmeye devam ediyoruz. Yokuşun sonlarına yaklaştıkça ve insan kalabalığını gözlerinizle takip ettikçe sola doğru yöneldiklerini göreceksiniz ve sonrasında her ara sokaktan görmeye başlayacağınız, Roma’nın en önemli simgelerinden birisi olan devasa Colosseum sizi karşılayacak. Kolezyum’a giriş ücreti 18€ ve biletinizi öncesinde internetten almanızı tavsiye ederim. Keza önündeki sırayı görünce girmekten vazgeçmeniz çok olası.

3. Foro Romano ve Palatine Hill: Kolezyumun hemen yanında göreceğiniz, etrafı tellerle çevrili antik şehir Foro Romano yani Roma Forumu. Foruma giriş ücretli. Ancak antik kent öylesine büyük ve etrafı açıklık ki, etrafında yürüdüğünüzde pekçok ayrıntıyı rahatça yakalayabiliyorsunuz. Palatine Hill ise forumun yanından yürüyerek ulaşabileceğiniz 40 mt yükseklikteki tepe ve antik kentin tamamını görebileceğiniz bir manzaraya sahip. Eğerki antik kentlere özel merakınız varsa ya da vaktiniz genişse ve buraya kadar gelmişken içlerini de geziyim derseniz internette kolezyum-foro romano-palatine hill üçlüsünü gezebileceğiniz kombine biletler mevcut ve fiyatları daha uygun.

4. Foro Traiano: Roma forumun hemen karşısında yer alan bir diğer antik kent Foro Traiano yani Trajan Forumu. Bu bölge ise Romalılar döneminin son imparatorluk meydanı olma özelliğine sahip. Gayet ayan beyan ortada olduğundan yürüyüşünüze devam ederken rahatça ayrıntılarını gözlemleyebilir ve fotoğraf çekebilirsiniz.

5. Piazza Venezia: Forumları arkanızda bırakarak yürüyüşe devam ederseniz kendinizi Venezia meydanında bulacaksınız. Meydandaki en göze çarpan yapı ise Vittorio Emanuele II Anıtı. Beyaz mermerden yapılan anıt hayranlık uyandırıcı mimariye sahip. Aynı zamanda anıtın içinde bir de müze bulunuyor.

6. Via Del Corso: Vittorio Emanuele II anıtına arkamızı dönüp yürümeye başladığımızda, Roma’nın en hareketli, en İstiklalvari, en keyifle yürüyüş yapılası caddelerinden biri olan Via Del Corso yani Corso caddesine yolunuz çıkacaktır. Bu caddede yer alan dükkanlardan alışveriş yapılabilir, çeşitli hediyelikler alınabilir. Aklınızın bir köşesinde dursun.

7. Pantheon: Haritayı elinize aldınız ya da daha kolayı googlemapsi açtınız. Corso caddesinin sağ tarafına doğru giderseniz meşhur Aşk Çeşmesinin sol tarafına doğru yol alırsanız ise Pantheon’un yer aldığını göreceksiniz. Burada merakınıza yenik düşüp hemen Aşk Çeşmesine yönelmemenizi öneririm. Keza gittikten sonra birazdan sıralayacağım sol taraftaki bölgelere yürümek oldukça zor ve uzak gelecek, yüksek ihtimalle ya vazgeçeceksiniz ya da fazlaca yorulacaksınız. Bu açıklamanın ardından Pantheon’a doğru yolu takip etmeye devam ettiğinizi farz ediyorum. Pantheon’un kelime anlamı Tüm Tanrıların Tapınağı demek oluyor. Milattan önce çok tanrılı dinler döneminde Romalılar tarafından, tüm tanrılarına adanmak suretiyle inşa edilmiş, Hristiyanlık döneminde kilise olarak kullanılmaya devam edilmiş oldukça önemli bir yapı burası. Bu arada İtalya’nın en güzel dondurmacılarından biri olan Venchi’nin bir şubesi de tapınağın hemen karşısındaki sokakta yer alıyor. Hazır buradan geçiyorken denemenizi şiddetle tavsiye ederim.

8. Navona Meydanı: Google maps’ten yine yerinizi hemen tayin ederek Pantheon’a oldukça yakın olan Navona Meydanı’na çıkan sokağa sapın. Ve karşınıza yine tarihi iliklerinize kadar hissedeceğiniz yapılarla çevrili, içinde 2 farklı çeşme ve dikilitaşı barındıran, sıra sıra sempatik cafe ve restaurantların yer aldığı meydan çıkacak. Burada kısa bir kahve molası vererek gezinizin kalanı için enerji toplayabilirsiniz.

Not: Paylaştığım bu rota üzerinde pekçok tarihi yapı, kilise ve müze yer almakta. Vaktiniz ve ilginiz doğrultusunda bu yapıları gezmeyi de değerlendirebilirsiniz.

9. Fontana Di Trevi: Namı diğer Aşk Çeşmesi, kuvvetle muhtemel Roma’ya ayak basar basmaz bir an önce ulaşmayı hedeflediğiniz nokta olacaktır. Ve şimdi artık haritalarınızdan çeşmeye doğru yürüyeceğiniz sokakları belirleyip yola koyulabilirsiniz. Aşk çeşmesine vardığınızda etrafının oldukça kalabalık olduğunu göreceksiniz. Gözünüze bir yer kestirip panik yapmadan usulca hedefe doğru yürüyün, işi bitenlerin yavaşça ayrılmasının ardından hop atlayıverin o noktaya ve foto şipşakk. En sevimli halinizi takınarak çevrenizdeki turistlerden fotoğrafınızı çekmelerini de isteyebilirsiniz :)

10. İspanyol Merdivenleri: Aşk Çeşmesinden ayrılan insan kalabalığını takip ederseniz İspanyol Merdivenlerine rahatlıkla varabilirsiniz. Emin olamazsanız da çeşmenin üst sokağından sola doğru dümdüz ilerlemeniz yeterli. O da olmadı açın gene haritaları. İspanyol merdivenleri Roma seyahatinizde görmeniz gereken yerler arasında ilk 10’da yer alıyor. İspanyol merdivenlerinin yer aldığı meydan Piazza Di Spagna yani İspanya Meydanı, dünyaca ünlü moda devi markalara da ev sahipliği yapıyor. Gezmesi oldukça keyifli olan, birbirinden güzel sokaklarla bölünen meydanda, güneş batarken harika fotoğraflar çekebilirsiniz.

Böylece dolu dolu geçen ilk günün ardından otelinize dönebilir ya da bu güzel geziyi enfes bir akşam yemeğiyle noktalayabilirsiniz.

2.GÜN

Yoğun geçen ilk günün ardından, ikinci günkü tavsiyelerim keyif yapmaya ve caddelerin tadını çıkarmaya yönelik olacak. Bunun için otelinizin konumuna bağlı olarak gezinize aşağıda sıralayacağım bölgelerden herhangi biri ile başlayabilirsiniz.

  • Piazza Del Popolo: Roma’da gezilecek yerleri arattığınızda ilk sıralarda genellikle Popolo yani ‘halk meydanı’ yer almaz. Ancak bu hususta hakkının yendiği kanaatindeyim. Keza meydan; bir tarafında rönesans döneminde barok tarzda inşa edilmiş Santa Maria in Monte Santo ve Santa Maria dei Miracoli ikiz kiliseleri, diğer tarafında Santa Maria Del Popolo Bazilikası, ortasında bulunan dikilitaşı ve çeşmesi ile gerek gezmek gerekse fotoğraflamak için ideal bölgelerden.
  • Campo Di Fiori: Burada meyve, sebze, peynir, likör, hediyelik eşya gibi çeşitli ürünlerin satıldığı küçük bir semt pazarı bulunuyor. Siz de evinize ya da sevdiklerinize hediye almak isterseniz bu pazarı değerlendirebilirsiniz. Aynı zamanda Roma’nın genelinde olduğu gibi, bu meydanın dört bir yanında da fotoğraflanmak üzere birbirinden güzel sokaklar yer alıyor.
  • Trastevere: Tiber nehrinin karşı tarafında yer alan bu semt birbirinden güzel sokaklara sahip. Gezinizi bu sokaklarda rastlayacağınız kafelerde, birbirinden lezzetli kahve ve tatlılarla daha da keyifli hale getirebilir, yerel restaurantlarda taze taze hazırlanmış makarna ve pizzaların tadına bakabilirsiniz. Genellikle Romalıların tercih ettiği, hem elit hem de bir o kadar bohem bir semt Trastevere.

Notlar:

-Roma fazlaca turist çeken bir şehir olduğundan, seyahatinizi bayram, sömestr gibi kalabalığın daha da yoğun olacağı zamanlara denk getirmemenizi öneririm. Hatta yağışsız kış aylarını tercih ederseniz oldukça keyifli olacaktır.

-Roma’da ne yenir sorusunun cevabı elbetteki bir şişe şarabın eşlik ettiği paniniler, makarnalar ve pizzalar olacaktır. Biz uğradığımız, soluklandığımız her mekandan fazlasıyla memnun kaldık. İnternette yazan en ünlü pizzacıları da sıradan restaurantları da denedik. Bizce lezzet olarak her biri birbirinden güzeldi. Yine de dikkate almak isterseniz, Grazie a Dio E’Venerdi ve Broccoletti‘yi güzel bir akşam yemeği için tavsiye ederim.

-Roma’da bol bol tiramisu yemeniz diğer bir tavsiyem. Adeta yemekler gibi tiramisularda da hiç mi hiç hayal kırıklığına uğramadım, aksine her biri için ‘iyiki burada da yemişim’ cümlesini kurdum. Resimdeki tiramisucu da Navona Meydanına yakın küçücük bir dükkan. Hatta şehrin en ünlü pizzacılarından Pizerria Baffetto’ya da çok yakın. Geçerken gözünüze takılırsa aman almamazlık etmeyin.

-Tiramisunun yanısıra farklı tatlılar da denemek isterseniz en meşhur dükkanlardan biri İspanyol Merdivenlerine çok yakın olan Pompi. Önündeki kuyruğu farketmemeniz imkansız olacaktır :)

Umarım Roma hakkında paylaştığım bu pratik seyahat rotası sizlere de yardımcı olur.

Yeni seyahatlerde görüşmek üzere..

Fotoğraflar için —> @notetheroutes instagram adresimi takip edebilirsiniz..

--

--