Tiananmen Olayları ve Doğu Türkistan

Oğuzhan Batur
5 min readJun 10, 2016

--

Tiananmen olayları, Doğu Türkistan için de önemli dönüm noktalarından biridir. Havada kalan bu başlığın altını doldurmak adına Çin yakın tarihinde Mao’nun ölümüne geri dönmek lazımdır.

1976’da Mao öldüğünde Komünist Parti, radikaller ve reformistler olarak ikiye ayrılmıştı. Mao’nun eşi Jiang Qing radikallerin başını çekiyordu.

Ancak Mao’nun ölümü sonucunda oluşan boşlukta reformistler partide var olan yükselişlerini sürdürdüler. Qing hakimiyeti almaya çalışırken reformistler askeri komiteyi ele geçirdi ve kendisini tutuklayarak radikalleri safdışı ettiler. Ilımlılar ve Deng Şiaoping zafer kazandı.

Şiaoping’in zaferi sonra ekonomik çöküntü içerisindeki rejimi kurtarmak adına 78-85 reform planı yürürlüğe sokuldu. Çin’de görülmemiş bir liberal hava esmeye başladı. Japonya ile barış dahi imzalandı. Yabancı sermayeye ve dış dünyaya kapılar açıldı.

Aslında tüm bunlar Şiaoping ve ekibinin çok liberal olmasından değil, çökmekte olan bir rejimi kurtarmak adına yapılan hamlelerdi. Yabancı sermayenin girmesi için uygun özgürlükçü bir ortam yaratılmak hedeflendi. Bu hava Doğu Türkistan’a da yansıdı.

80’li yıllar Doğu Türkistan için bir nefes alma dönemi oldu. O dönemde Doğu Türkistan kültür sanat hayatı ve ekonomisi canlandı. Hala o dönemdeki filmler, müzikler ve kitaplar takdir görür. Görece var olan özgürlük ortamı güzel sonuçlar verdi. O dönemde Uygur tarihçiliği de ilerlemişti. Turğun Almas adlı Uygur tarihçisi Çin yıllıklarını araştırarak önemli eserler verdi. "Uygurlar", "Hunlarnın kıskaça tarihi" gibi eserler bu dönemde yayınlandı.

Gelgelelim Çin belli bir ekonomik gelişmeyi sağladıktan sonra fikir hürriyetinden rahatsız olmaya başladı. Artık bireyler ÇKP’yi eleştiriyordu. Sonuçta tek parti tek adam dönemi hala mevcuttu. Ayrıca Doğu Bloğu ve Sovyetlerdeki hareketler Çin’deki insanlara cesaret veriyordu.

Şiaoping aslında partinin genel sekreteri değildi. Defacto bir liderdi. 81den beri Genel Sekreter Hu Yuobang ondan daha liberaldi. Genel danışman görevi yürüten Şiaoping ülkedeki liberal ortamdan artık rahatsız olmaya başladığı için Hu hakkında gazetede eleştiri yazısı yayınladı. Ve bunun sonucunda 87 yılında Hu, görevinden alındı. Buna ise öğrencilerin tepkisi büyük oldu.

89 yılında ülkedeki tepkiler iyiden iyiye artarken Hu Yuobang’ın şüpheli ölümü Tiananmen olayları olarak bildiğimiz olayları ateşledi. Öğrenciler onun iadei itibarını isterken bu olayın yaşanması Pekin’de öğrencileri sokağa döktü. 4 Mayıs Çin’de gençlik günü olarak kutlanılır. 15 Nisan’da Hu Yuobang’ın ölümü sonrası sokağa dökülen gençler 4 Mayıs’ta iyiden iyiye kalabalıklaştı.

Artık işçilerin ve halkın da katıldığı bu kitle demokratikleşme ve yolsuzluklara karşı Tiananmen meydanını milyona yakın 1 kitleyle doldurdu. 26 Nisanda Şiaoping’in öğrencileri karşı devrimci ilan ettiği yazısının olduğu gazeteler yakıldı. Gösteriler ülkeye yayılırken Ürümçide de protestolar vardı.

Bu noktada Tiananmen hareketinin üç öğrenci lideri olduğunu görüyoruz.

Ve bu üç öğrenciden yukarıda mikrofonu tutan kişi bir Uygur olan ÖRKEŞ DÖLET’tir a.k.a. WUER KAİXİ.(Çincede adlar değişir).

Örkeş, Doğu Türkistan’ın Gulca şehrinden gelen bir Uygur ailesinin çocuğuydu. Tiananmenin en önemli isimlerindendi. 15 Mayısta Gorbaçov’un planan ziyaretinde protestolarla karşılaşmamak için yoğun önlemler alan Çin hükümeti başarısız oldu. İmajı sarsıldı. Tüm dünyada sosyalist blok büyük bir yara almıştı. Onun reformlarına atıflar yapıldı.

17 Mayıs’ta Pekin’de 1.5 Milyon kişi yürüyüş düzenledi.

4 Mayısta açlık grevine başlayan Örkeş ve arkadaşları en sonunda başbakan Li Peng tarafından kabul edildi. Öğrenciler ise bu toplantının güvenlikleri ve şeffaflığı açısından canlı yayında olmasını şart koştular. 18 Mayıs’ta canlı yayında 3 öğrenci lideri Li Peng ile canlı yayında görüştüler. Bu 3 öğrenciden bie Örkeş’ti . Li Peng’in tam yanında oturuyor ve isteklerini sıralıyordu. Düşünsenize bir Uygur, Çin başbakanına parmağını sallayarak konuşuyor.

Bu konuşmayı 21:50den itibaren şu linkten izleyebilirsiniz.

Tv görüşmesinde Li Peng ciddiyetsiz tavrıyla "ateşli gençlersiniz" oyununu oynadı. Bir sonuç çıkmadı. Bu noktadan sonra Tiananmen meydanındaki kamplarda provokasyon hareketleri başladı. Mao’nun tablosuna yumurta ve boya atıldı. Üstüne üstlük meydana Özgürlük Heykeli tarzında bir demokrasi heykeli getirilmesi ortamı iyice gerdi.

Daha sonrasında çadırlarda silahlat görülmesi provokasyonu daha da tırmandırdı. Sonuçta 3 Haziranı 4’üne bağlayan gece 50.000 asker alanı kuşattı. Komünist Partisi askerleri 4 Haziran gecesi alana girerek yüzlerce insanı katleti. Sayı binleri aştı.

Bu noktadan sonra ekonomik kurtuluş için maske edilen özgürlükçü ortamın defteri kapatıldı. Jiang Zemin genel sekreterliğe getirildi. Zemin, aşırı liberalliği eleştirdi. Piyasa ile siyasi liberalliği ayırdı. Siyasette katılık geri döndü.

Bu Doğu Türkistan’da 80li yılların serap olduğu gerçeğini yansıttı. Tiananmen sonrasında ardı ardına Barın, Kaşgar, Gulca katliamları geldi. 90 yıllar ayrıca Çin kolonyalizminin zirvesi oldu. Açılan fabrikalara Uygurlar değil koloni Han Çinlileri sokuldu. Demografinin aleyhe dönüşünün zirvesi bu yıllar oldu. Uygurlar modernleşmesini tamamlayamadan katliamlar yaşamaya başladılar.

Özellikle 97 Gulca katliamı ve ardından 11 Eylül Uygurları birden bire radikalizm ile muhatap kılınmaya itti.

Tiananmen olayları bu açılardan Uygurlar için gündüzün geceye çevrilişi oldu. Okuduğunuz için teşekkürler.

رەھمەت سىلەرگە

BONUS: Örkeş, sığındığı Tayvan’da bu yıl bağımsız parlament seçildi.

--

--

Oğuzhan Batur

Türkçü Dergi'deki ve İhtar gazetesindeki yazılarımı, ayrıca Twitter floodlarımı kaydettiğim yer.