A Theory of Human Motivation — Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi’ne Genel Bir Bakış

Onur Yarar
7 min readFeb 10, 2020

--

Photo by Joshua Earle on Unsplash

It is quite true that man lives by bread alone — when there is no bread. But what happens to man’s desires when there is plenty of bread and when his belly is chronically filled?

“İnsanın sadece ekmekle yaşadığı doğrudur-ekmek olmadığında. Ancak bol miktarda ekmek olduğu ve karnı düzenli olarak doyduğunda insanların arzularına ne olur?

Aynı zamanda başka ve “daha yüksek” ihtiyaçlar ortaya çıkar. Bunlar fizyolojik açlıklardan daha çok organizmaya hâkim olur. Sırayla karşılandıklarında, yine yeni ve hala “daha yüksek” ihtiyaçlar ortaya çıkar. Temel insan ihtiyaçlarının göreceli baskınlık hiyerarşisinde örgütlendiğini söyleyerek kastettiğimiz budur.”

Her şey Abraham Harold Maslow’un (1908–1970) insan psikolojisi ekseninde “muhteşem insan doğasını” anlayabilmek için çalışmalar yapmasıyla başlar. İnsanların tercihlerinde ve davranış modellerinde etkili olan dinamikleri, insan motivasyonunun kaynaklarını aradığı bir dönemde ihtiyaçlar kavramına yoğunlaşır. Bu alandaki çalışmalarının sonucu olarak Brooklyn College’da görev yaptığı 1943 yılında “A Theory of Human Motivation” adlı bir makale yayımlar. İnsanların tercih ve davranışları ile ihtiyaçları arasındaki korelatif ilişkiye dikkat çeker. Beş temel sınıfta ele aldığı bu ihtiyaçların bir hiyerarşiye sahip olduğunu tanımlar. Bu hiyerarşik yapıdaki ilişkileri ise aşağıdan yukarı ve çoktan aza gider tarzda bir piramit temsiliyle ifade eder.

Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi, Maslow Piramidi gibi isimlerle de adlandırılan teorinin kaynağı makale, yayımlandığı dönem psikoloji alanındaki akademik çevrelerde oldukça yankı uyandırır. Maslow, aynı alandaki çalışmalarından Meta Motivasyon, Öz Güncelleme, Doruk Yaşantısı gibi çalışmaları ile 1950'li ve 1960'lı yıllarda psikolojide hümanistik ekolün sembolü haline gelir. Hatta Amerikan Hümanist Derneği tarafından “Yılın Hümanisti” ödülünü alır.

Teoriye göre, insanların motivasyonu dış etkenlerden daha çok kendi içindeki ihtiyaçlara dayanır. Kişiye ait bu ihtiyaçlar bir hiyerarşi içinde gruplandırılır, kişiye dışarıdan verilen ödül veya ceza gibi etkenler motivasyon üzerinde söz konusu bu ihtiyaçlar kadar etkili değildir. İnsanlar, belirli ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik motivedir ve bazı ihtiyaçları diğerlerine göre daha önceliklidir. En temel ihtiyaç hayatta kalmaktır ve bu davranışları belirleyip insanları motive eden ilk şeydir.

Peki hayatta kalma ihtiyacı giderilip bu seviyeye ulaşıldığında bir sonraki seviyede insanları motive eden şey nedir?

Bu soruya cevap bulmak için Maslow’un Piramidi’ni yakından inceleyelim. Piramitte, insan ihtiyaçları beş ana kategoride ve hiyerarşik bir ilişki bağlamında ifade edilir.

Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi

Kategorik olarak beş ana seviyeden oluşan piramitin ihtiyaç hiyerarşisi şu şekildedir;

1. Biyolojik ve Fizyolojik İhtiyaçlar

Bunlar insanın hayatta kalması için biyolojik gereksinimlerdir; hava, gıda, içecek, boşaltım, barınak, giyim, sıcaklık, uyku, cinsellik.

Bu ihtiyaçlar karşılanmazsa, insan vücudu sağlıklı ve düzgün şekilde çalışamaz. İnsanların denge kurabilmesi için bunların karşılanması gerekir. Maslow, bu ihtiyaçlar karşılanana kadar diğer tüm ihtiyaçlar ikincil hale geldiğinden fizyolojik ihtiyaçları en önemli seviye olarak kabul eder.

2. Güvenlik İhtiyaçları

Vücut, iş, mülkiyet, aile ve sağlık güvenliği, düzen/yasa, istikrar, korkudan kurtulma kavramlarını içerir. İnsan tehlikelere karşı her zaman savunmadadır ve sahip olduğu şeyleri korumaya yönelik bir güçlü bir güdüye sahiptir. İnsan doğası gereği mevcut olanı korumayı ve sürdürmeyi arzular. İnsanlar buna bağlı olarak korku ve kaygılarını azaltacak önlemlere ihtiyaç duyarlar.

Bir işe sahip olmak, geliri olmak, vücut bütünlüğü ve sağlığını korumak, temel korkulardan uzak, huzurlu yaşamayı sağlayacak kamusal düzene/yasalara sahip olmak, yakın geleceğinden endişe duymayacak istikrar/tutarlılık sahibi olmak bu seviyeye örnek olarak verilebilir.

3. Sevgi ve Aidiyet İhtiyaçları

Fizyolojik ve güvenlik ihtiyaçları karşılandıktan sonra daha toplumsal ve daha sosyal bir hal alan üçüncü seviye, aidiyet duygularını içerir. Bu seviyede davranışları motive eden şey insanlar arası ilişkilere duyulan ihtiyaçtır. İnsanlar tek başına yaşayamazlar ve yaşamlarını sürdürebilmek için başkalarının varlığına ihtiyaç duyarlar. Bu sosyal ihtiyaçlarını tatmin edemediklerinde, aidiyet duygusundan yoksun, yalnız ve terk edilmiş hissederler.

Arkadaş olmak, aile kurmak, güven duymak, kabul etmek, samimi olmak, sevgi duymak ve sevgi duyulmak, üye/dahil olmak, bir grubun parçası haline gelmek çeşitli örnekler olarak sıralanabilir.

4. Saygı İhtiyaçları

Maslow, bu seviyeyi iki kategoride ele alır; (a) kendine saygı (haysiyet, başarı, ustalık, bağımsızlık) ve (b) başkalarından saygı veya itibar arzusu (örneğin, statü, prestij).

Saygı ihtiyaçları, öz güven ve başarı ile doğrudan ilişkilidir. Öz güven oluşması için saygı duyulmaya ve itibara, bunlar için de başarıya ihtiyaç olduğu düşüncesi hakimdir.

Maslow, başkalarından saygı ve itibar ihtiyacının, çocuklar ve ergen çağdaki gençler için daha önemli olduğunu ve gerçek benlik saygısı (kendine saygı) veya haysiyetten önce geldiğini belirtir.

5. Kendini Gerçekleştirme İhtiyaçları

Piramidin en üstünde yer alan bu seviye, kişisel potansiyeli, kendini gerçekleştirmeyi, kişisel gelişim ve en yüksek deneyimleri aramayı, daha basit bir ifade ile “Kişinin olabileceği her şey olma arzusu”nu temsil eder.

Kişinin kendini gerçekleştirme arzusunu, yani potansiyel olarak gerçekleştiği yerde gerçekleşme eğilimini ifade eder. Kendini gerçekleştiren insanlar, yapılabilecek her şeyi yapan kişilerdir.

Kendini gerçekleştirmenin gelişmesi (1962), bir kişinin hayatı boyunca mevcut olan kişisel gelişim ve keşif ihtiyacını ifade eder. Maslow’a göre, bir kişi her zaman ‘kendini gerçekleştirebilir’ ve bu anlamda hiçbir zaman durağan olarak kalmaz.

Her birey benzersiz olduğundan, kendini gerçekleştirme motivasyonu insanları farklı yönlere yönlendirir. Bazı insanlar için kendini gerçekleştirme, sanat veya edebiyat eserleri meydana getirmek, bazıları için sportif bir başarı, bazıları için para kazanmak, bazıları için ise annelik olabilir.

Bununla birlikte, çok az insan tamamen kendini gerçekleştirir, çünkü toplumlar çoğunlukla, Maslow’un belirttiği gibi esas olarak saygı, sevgi ve diğer sosyal ihtiyaçlara dayalı motivasyonu ödüllendirir.

Bu arada “kendini gerçekleştirmenin”, “sonsuza dek mutlu” ya da hep “başarılı” olan mükemmel bir durum tanımı olmaktan ziyade sürekli bir motive olma süreci olduğunu da belirtmem gerekebilir.

Maslow Piramidi (1943)

Beş seviyeden oluşan bu ilk piramit modeli, “eksiklik ihtiyaçları” ve “gerçekleşme (gelişme) ihtiyaçları” olarak iki ana başlıkta toplanabilir. İlk dört seviye genellikle eksiklik (deficiency) ihtiyaçları (D-Needs) olarak, beşinci ve en üst düzey ise gerçekleşme (Being) veya gelişme (Growth) ihtiyaçları (B-Needs) olarak bilinir.

Eksiklik, yoksunluk nedeniyle ortaya çıkar ve karşılanması için insanları motive eder. Bu ihtiyaçları karşılama motivasyonu, ihtiyaç giderimi ertelendikçe veya reddedildikçe daha da güçlenir. Susadığınız zaman suya karşı yoksunluk duymanız sizi su içmek için su aramaya motive eder. Bu durumda su içmeyi erteledikçe veya reddettikçe suya erişme motivasyonunuz daha yüksek seviyeye çıkar.

Maslow, 1943 yılındaki ilk yayınında; bireylerin daha yüksek gerçekleşme ihtiyaçlarını (B-Needs) karşılamak için ilerlemeden önce, daha düşük düzeydeki eksiklik ihtiyaçlarını (D-Needs) karşılamaları gerektiği hususuna odaklanır. Ancak 1987 yılına geldiğimizde; ihtiyaçların karşılanmasının “ya hep ya hiç” gibi bir olgu olmadığını, önceki ifadelerinin “bir sonraki ihtiyaç ortaya çıkmadan önce bir ihtiyacın tamamının (%100’ünün) karşılanması gerektiği konusunda yanlış bir izlenim vermiş olduğunu” kabul eder.

Bir eksiklik ihtiyacı “az ya da çok” karşılandığında ortadan kalkabilir ve faaliyetlerimiz henüz tatmin etmediğimiz bir sonraki ihtiyaçları karşılamaya yönelebilir. Bunlar, daha sonra belirgin ihtiyaçlarımız haline gelebilir. Bununla birlikte, gelişme ihtiyaçları hissedilmeye devam edilebilir hatta daha da güçlenebilir.

Gelişme ihtiyaçları, bir şeye ait eksiklikten değil, bir birey olarak gelişme arzusundan kaynaklanır. Bu gelişme ihtiyaçları makul bir şekilde karşılandıktan sonra, kişi “kendini gerçekleştirme” adı verilen en yüksek seviyeye ulaşabilir.

Eksiklik ihtiyaçları karşılandıkça motivasyon düşerken, gelişme ihtiyaçları karşılandıkça tam tersine motivasyon artar. Basit bir temsille; susadığımız zaman su içmeye karşı oluşan isteğimizi karşılamak isteriz. Bu nedenle içtiğimiz her bardak su için susuzluk motivasyonumuz bir önceki bardağın susuzluk motivasyonundan daha düşük olur. Diğer bir deyişle susuzluğumuz giderildikçe suyun marjinal faydası azalır.

Her insan hiyerarşinin en üstündeki “kendini gerçekleştirme” seviyesine doğru tırmanma yeteneğine sahiptir. Fakat bu tırmanma sürecindeki ilerleme daha düşük seviyelerdeki ihtiyaçları karşılayamama sebebiyle kesintiye uğramaktadır. İşten atılma, iflas etme gibi maddi, terk edilme, aldatılma gibi hayat tecrübeleri, kişinin piramitteki seviyeleri arasında dalgalanmaya neden olabilir.

Bu açıdan, herkes piramitte aşağıdan yukarı ve tek yönlü olarak hareket etmez. İnsanlar, farklı ihtiyaç türlerine ait seviyeler arasında iniş ve çıkışlar yaşayabilirler ve hayatları boyunca çokça da yaşarlar.

Maslow, ihtiyaçlar hiyerarşisi kavramına dayanarak teorisini geliştirmeye (1943, 1962, 1987) devam eder. Yukarıda değindiğimiz beş seviye dışında bilişsel ve estetik ihtiyaçlar adıyla iki tür ihtiyaçtan daha bahseder. Ancak beşinci ve en üst seviyedeki “kendini gerçekleştirme ihtiyacının” bunları da kapsadığı düşüncesi ile ayrı bir bahse konu ederek incelemez.

Maslow Piramidi (1970)

Fakat 1970'lere gelindiğinde bu iki tür ihtiyaç ile birlikte “aşkınlık (üstünlük) ihtiyacı” olarak ifade edilen kavram da piramitte kendine yer bulur. Piramit artık beş değil sekiz seviyeden oluşur.

Yukarıda da bahsi geçtiği gibi Maslow’un Piramidi zaman içerisinde, teknoloji ve çevre koşullarındaki değişimler, bazı temel ihtiyaçlara erişimin çok daha kolay hale gelmesi ile ciddi değişikliklere uğrar. Hatta yapılan son çalışmalar ile ters döndüğünü bile söyleyebiliriz. Belki bu konudaki “Ters Dönen Maslow Piramidi” yazımı da incelemek isteyebilirsiniz.

Konuyu toparlayacak ve Maslow’un Piramidi’nin günlük hayatta ne işimize yarayacağına dönecek olursak; sanattan sanayi üretimine, tasarımdan teknolojiye, tarımdan pazarlamaya, mimarlıktan mühendisliğe, tarihten sosyolojiye, öznesi insan olan tüm alanlarda insanın doğasını anlamaya, tercihleri ve davranışları için motivasyon kaynaklarını bilmeye ihtiyacımız var. Bu konudaki en önemli örneklerden biri, teori ilkelerinin okullarda öğretim ve sınıf yönetimi konularında pratik uygulamalara dönüşmesi ve sonucunda büyük katkılar sağlanmış olmasıdır.

Biraz açacak olursak; Maslow, bir bireyin tüm fiziksel, duygusal, sosyal ve entelektüel niteliklerine ve öğrenmeyi nasıl etkilediğine bakar. Maslow’un teorisinin sınıf öğretmeninin çalışmalarına uygulamaları oldukça basit ve açıktır. Bir öğrencinin bilişsel ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için önce temel fizyolojik ihtiyaçlarının karşılanması gerekir.

Örneğin, yorgun ve aç bir öğrenci öğrenmeye odaklanmakta zorlanır. Öğrencilerin ilerlemek ve tam potansiyellerine ulaşmak için sınıf içinde duygusal ve fiziksel olarak güvende hissetmeleri ve kabul edilmeleri gerekir.

Maslow, öğrencilerin sınıfta değer gördükleri ve saygı duyulduklarını hissetmeleri ve göstermeleri gerektiğini, bunun için öğretmenin destekleyici bir ortam yaratması gerektiğini önerir. Benlik saygısı düşük olan öğrencilerin, benlik saygısı güçlendirilinceye kadar akademik olarak optimum hızda ilerleyemeyeceğini ifade eder.

Hasılı, insanların neyle ne kadar motive olabileceğini bilmek, genel davranış modellerine hakim olmak yapılacak çalışmalarda ciddi bir öngörü sağlar. Başka bir yerde işimize yaramayacak olsa bile en azından kendimizi tanımaya, yolculuğumuzu anlamlandıracak ilkeler edinmeye ve özgürleşmemize yarayabilir.

Salt isteklerin dürtüsüne uymak kölelik, kendimiz için koyduğumuz yasalara boyun eğmek özgürlüktür.

Jean-Jacques Rousseau

Dipnot: Burada yer alan içerik sistematik bilimsel bir çalışma değildir. Konuyla ilgili genel bir çerçeve çizme çabasıdır ve okuyanların araştırmaya yönelmesini teşvik etme amacı taşımaktadır. Vakit ayıranlara teşekkürler…

--

--