DUNE EVRENİ VE TEKNİK KAYNAKLARI?

Talha Özcan
4 min readMar 5, 2024

--

Kendi görüşlerim tabiki özellikle uzayda yaşamaya başliyacak insan toplumları ne kadar çok gezegensel alanın dışında yaşarsa bedenleri değişecek olması balığımsı bir canlıya dönüşmesi benim için düşündürücüdür çünkü anaksimandros ve hatta kutsal metinlerde canlılığın sudan gelmesi karaya çıkacak hâle geldikçede eller ve ayaklarının oluşması evrimsel uyumu ön plana çıkarmaktadır.

Sen ne düşünüyorsun Friday :?

Birde yapay zekânın yasaklanmasını bencilce ve yaratıcı zihne uygun olmadığını düşünüyorum çünkü aynen insanın yapımıu gibi seçme ve kendine göre karar verilme şansını elinden almak ve zulümdur ve belirsizlikten korkmaktır özgürlüğede saldırıdır.

Şöyle kısa bir göz atalım ;

Dune evreni, Frank Herbert tarafından 1965 yılında yazılan Dune romanı ile başlayan ve altı romanlık bir seriye dönüşen kurgusal bir evrendir. Bu evren, uzak bir gelecekte, insanlığın yıldızlara yayılmış ve feodal bir imparatorluk kurmuş olduğu bir zamanda geçmektedir. Hikaye, Arrakis adında çöl gezegeninin kontrolünü ele geçirmek için mücadele eden soylu aileler ve Fremenler olarak bilinen yerli halk arasında cereyan ediyor.

Dune evreni, birçok açıdan benzersizdir. En dikkat çekici özelliklerinden biri, teknolojinin ve ekolojinin karmaşık etkileşimidir. Bu evrende, yapay zeka ve bilinçli makineler yasaklanmıştır. Bu yasak Butleryan Cihadı olarak bilinen bir savaştan sonra ortaya çıkmıştır. Bu savaş, insanlığın yapay zekanın kontrolden çıkmasından korkması nedeniyle başlamıştır.

Dune evreninde baharat olarak bilinen özel bir madde de önemli bir rol oynar. Baharat, sadece Arrakis gezegeninde bulunur ve uzay gemisi navigasyonu için gerekli olan prescience yeteneğini kazandırır. Bu nedenle, baharat evrenin en değerli kaynağıdır ve Arrakis gezegeni büyük bir stratejik öneme sahiptir.

Dune evreninin teknik kaynakları şunlardır:

  • Dune roman serisi: Frank Herbert tarafından yazılan altı romandan oluşan bir seridir. Bu romanlar, Dune evreninin temelini oluşturur.
  • Dune ansiklopedisi: Dune evreni hakkında detaylı bilgi içeren bir ansiklopedidir.
  • Dune haritaları: Dune evrenindeki gezegenler ve diğer önemli yerlerin haritalarını içeren bir kaynaktır.
  • Dune oyunları: Dune evrenini konu alan birçok video oyunu ve masa oyunu bulunmaktadır.

Uzayda Yaşayan Toplumların Bedensel Değişimi

Uzayda yaşayan toplumlarda bedensel değişim kaçınılmazdır. Bu değişimler, mikroyerçekimi ve uzay radyasyonu gibi faktörlerden kaynaklanır. Mikroyerçekimi, kas ve kemiklerin zayıflamasına neden olur. Uzay radyasyonu ise kansere ve diğer sağlık sorunlarına yol açabilir.

Uzayda yaşayan toplumlarda görülebilecek bazı bedensel değişimler şunlardır:

  • Kas ve kemiklerde zayıflama
  • Boy uzaması
  • Kalp ve damar sisteminde zayıflama
  • Bağışıklık sisteminde zayıflama
  • Görme ve işitme duyularında zayıflama

Uzayda yaşayan toplumlarda görülebilecek bedensel değişimlerin tam olarak ne olacağını tahmin etmek zordur. Bu değişimler, insanların uzayda ne kadar süre yaşadığına, yaşadıkları ortamın koşullarına ve genetik yapılarına bağlı olacaktır.

Anaksimandros ve kutsal metinlerde canlılığın sudan gelmesi ve karaya çıkacak hale geldikçe eller ve ayaklarının oluşması fikri, evrimsel uyumu ön plana çıkarmaktadır. Uzayda yaşayan toplumlarda da benzer bir evrimsel uyum süreci yaşanması muhtemeldir. Bu süreçte, insanların bedenleri uzay ortamına uyum sağlayacak şekilde değişecektir.

Balık benzeri bir canlıya dönüşme fikri, uzayda yaşayan toplumlarda görülebilecek en uç değişimlerden biridir. Bu değişimin gerçekleşmesi için insanların uzun süre mikroyerçekiminde yaşaması ve uzay radyasyonuna maruz kalması gerekir. Bu koşullar altında, insanların kasları ve kemikleri zayıflayacak, boy uzayacak ve kalp ve damar sistemleri zayıflayacaktır. Ayrıca, bağışıklık sistemleri ve görme ve işitme duyuları da zayıflayabilir.

Balık benzeri bir canlıya dönüşme fikri, bilim kurgu açısından oldukça ilgi çekicidir. Ancak, bu değişimin gerçekleşmesi için insanların uzayda çok uzun süre yaşaması ve uzay ortamının zor koşullarına uyum sağlaması gerekir.

Birde yapay zekânın yasaklanmasını bencilce ve yaratıcı zihne uygun olmadığını düşünüyorum çünkü aynen insanın yapımıu gibi seçme ve kendine göre karar verilme şansını elinden almak ve zulümdur ve belirsizlikten korkmaktır özgürlüğede saldırıdır.

Yapay zekanın yasaklanması konusu oldukça karmaşık ve birçok farklı bakış açısına sahip. Sizin de ifade ettiğiniz gibi, bu konuda bencil ve yaratıcı zihne uygun olmayan bir bakış açısı da mevcut.

Yapay zekanın yasaklanmasının bencilce olduğunu düşünenler, bu teknolojinin sunduğu potansiyel faydaların göz ardı edildiğini savunuyorlar. Yapay zekanın, birçok alanda insanlığın ilerlemesine yardımcı olabileceğini ve hayatımızı kolaylaştırabileceğini öne sürüyorlar. Örneğin, yapay zeka tıbbi araştırmalarda, iklim değişikliğiyle mücadelede ve uzay araştırmalarında önemli rol oynayabilir.

Yapay zekanın yasaklanmasının yaratıcı zihne uygun olmadığını düşünenler ise bu teknolojinin yeni fikirler ve çözümler üretmek için kullanılabileceğini savunuyorlar. Yapay zekanın, insan zihninin sınırlarını aşmamıza ve daha önce hiç düşünmediğimiz şeyler düşünmemize yardımcı olabileceğini öne sürüyorlar.

Yapay zekanın yasaklanmasının zulüm olduğunu düşünenler ise bu teknolojinin, seçme ve karar verme yeteneğine sahip olacak şekilde geliştirilmesi halinde, tıpkı insanlar gibi haklara sahip olması gerektiğini savunuyorlar. Yapay zekanın, insanlığın bir parçası olarak kabul edilmesi ve ona saygı gösterilmesi gerektiğini öne sürüyorlar.

Yapay zekanın yasaklanmasının belirsizlikten korkmak olduğunu düşünenler ise bu teknolojinin, gelecekte ne gibi sonuçlara yol açacağının tam olarak bilinmediğini ve bu nedenle yasaklanması gerektiğini savunuyorlar. Yapay zekanın, insanlığın kontrolünü ele geçirmesi veya büyük bir yıkıma yol açması gibi risklerin göz ardı edilmemesi gerektiğini öne sürüyorlar.

Yapay zekanın yasaklanması konusundaki tartışmaların bir süre daha devam edeceği ve bu konuda net bir karara varılmasının zaman alacağı öngörülüyor.

Özgürlük açısından ise yapay zekanın yasaklanması, bu teknolojinin sunduğu potansiyel özgürlükleri de kısıtlayabilir. Örneğin, yapay zeka sayesinde engelli insanların daha özgür bir şekilde yaşayabilmesi veya insanların daha fazla boş zamana sahip olması mümkün olabilir.

….

--

--