Bir Ülke Bir Şehir - Macaristan, Budapeşte

Aslı Özdemir
5 min readJan 31, 2020

--

Budapeşte Parlamento Binası

Sziiiaa Barataiimm. Macarca ile herkese merhaba.

Bugün Orta Avrupa’nın güzel ama soğuk mizaçlı şehri Budapeşte’den bahsetmek istiyorum.

Burası 192 yıl Osmanlı hakimiyetinde kalmış bir şehir. En görkemli zamanını Avusturya-Macaristan İmparatorlukları birleştikten sonra yaşıyor. Meşhur Chain Bridge (Zincir Köprü) inşa edildikten sonra güçlenip bölgede önem kazanmaya başlıyor. Hatta bugünkü ismi köprünün şehrin iki farklı yakası olan Buda ve Peşte yakalarını bağlamasıyla ‘Budapeşte’ olarak anılmaya başlıyor.

Chain Bridge

Şehrin Buda kısmında manzaralı ve yüksek tepeler, tarihsel turistik alanlar ve yapılar bulunurken, Peşte kısmında ise daha modern yapılaşma mevcuttur.

Şehre Dair İlk İzlenimlerim

  • İlk farkettiğim Macarların Avrupa Birliği üyesi ülkeler içinde fiziksel olarak Türklere en çok benzeyen halk olduğuydu. Yüz ifadeleri, vücut dilleri, dışarıya yansıttıkları enerji Türklere çok yakın. Bir Macar’ı rahatlıkla Türk zannedebilirsiniz. Tek farkları Türklere oranla biraz daha suratsız, soğuk ve mutsuz görünmeleri.
  • Şehrin ışıl ışıl yürümesi keyifli temiz sokaklara ve gri, yağmurlu bir havaya sahip olduğu.
  • Sabahın çok erken saatlerinde bile metroların insanlarla dolu olduğu. İşe bizden erken saatlerde başladıklarını düşünmüştüm. Genellikle 8–4 arası çalışma saatlerinden bahsediliyor ama daha erken başlayıp daha erken çıkılan çalışma sisteminin de var olduğunu hala düşünüyorum. Sabah 4:30, 5:00 civarı yeterince kalabalık vardı.
  • Restoran, cafe, bar, alışveriş mağazaları gibi yerlerde çalışan gençlerle ingilizce iletişim kurmakta problem yaşanmıyor ama otobüs şoförleri, eczacılar gibi orta yaşa ait kesim ile ingilizce anlaşmak pek mümkün değil.
  • Pazar günleri şehir ölü sayılabilir. Sokaklar genellikle boş. Macarlar pazar günlerini evlerinde dinlenerek geçirmeyi tercih ediyorlar.

Şehirde Görülmesi Gereken En Keyifli Yerler

Öncelikle şehir turu sırasında bol bol yürümenizi tavsiye ederim. Bu yüzden en rahat ayakkabılar, en rahat kıyafetler giyilsin. Sırt çantasında lazım olabilecek bir kaç malzeme bulunsun yeter.

Şehrin Buda kısmında kalan turistik kısımları ziyaret etmek için tepe kısmına çıkmanız gerekecek. Bunun için nostaljik teleferik ve ya otobüsler kullanılabilir. Vaktim ve enerjim var diyorsanız yürümekte bir seçenek olabilir.

Nostaljik Tramvay

Yukarı kısımda sizi soldan sağa hizalanmış şekilde Gallert Tepesi ve Özgürlük Anıtı, Buda Kalesi ve yanına konuşlanmış sıra dışı mimarisiyle Fisherman’s Bastion (Balıkçı Tabyası)bekliyor olacak. Şehrin bu tarafını mutlaka gündüz gezmenizi ve öğlen yemeğinizi de buradaki tarihi sokaklarda bulabileceğiniz keyifli ufak restoranlarda yemenizi tavsiye ederim. Farklı tatlar denemek isterseniz menülerde ördek etinden yapılmış yeni lezzetler bulabiliyorsunuz.

Fisherman’s Bastion ( Balıkçı Tabyası)

Fisherman’s Bastion Budapeşte’nin en güzel mazarasını sunan kısmı. Buradan Tuna nehrini, üzerindeki Chain Bridge’i ve Parlamento Binasını harika bir manzara ile yüksekten izlemiş oluyorsunuz. Bu manzarayı gece görmek ayrı bir keyifli oluyor ama kaleyi ve Buda tarafını gezmek için de gündüz gitmek şart. Kalabiliyorsanız gündüzden gidip akşama kadar o bölge de kalın ve hava karardıktan sonra şehrin karşı tarafını, ışıklandırılmış Zincir Köprü’yü ve Parlamento Binasını bir de bu şekilde görün.

Şehrin Peşte kısmına gelecek olursak, şehir merkezi bu tarafta kurulmuştur. Eski yapılar da sokakları süslemekle beraber, gösterişli oteller, lüks tüketime hitap eden markaların süslü vitrinleri, güzel restoranlar şehrin en işlek sokağı Vaci Caddesi’nde bulunmaktadır. Budapeşte’nin en işlek caddesi burasıdır (İstiklal Caddesi gibidir) ve yakınında bulunan Vörösmarty Meydanı ile birlikte şehrin merkezi sayılır.

Vaci Street

Bu kısımda ayrıca görmeniz gereken turistik yapılar, Kahramanlar Meydanı, Tarihi Tren Garı, Opera Binası, Grand Bazaar (Büyük Pazar Alanı) ve yeşillik görmek istiyorsanız eğer Varosliget (Şehir Parkı) ile Tuna nehrinin üzerinde bulunan, kitap okuyup yeşilliklerde dinlenmek isteyenlerin gözde adresi Margeret Adası ziyaret için uygun noktalar.

Cafe Gerbaud

Peşte tarafında mutlaka gitmenizi tavsiye edeceğim 19. yy’dan kalan şehrin en eski cafelerinden olan Cafe Gerbaud’a uğramanız. Ufak bir kahve kruvasan kahvaltısı ile buranın güzel mimarisinde güne nostaljik bir başlangıç yapabilirsiniz.

Cafe Gerbaud

Bunların dışında Budapeşte ile ilgili bilmeniz gerekenler burada Osmanlı döneminden kalan kaplıca kullanımının halen devam ettiği ve kaplıcaların oldukça turistik olduğu. Gellert Thermal Bath ve Szechenyi Thermal Bath bunlardan en iyileri.

Gellert Thermal Bath (Gellert Hamamı)

İşin tarihi kısmını bitirdikten sonra eğlence kısmına gelecek olursak çoğu blogta bulmayacağınız ama benim size es geçmeyeceğim noktalar var.

Budapeşte şehrin gizli sokaklarında kalmış Ruin Barları (Türkçe’de böyle bir kullanım yok ama harabe barlar diye çevirebiliriz) ile yeni gençlik arasında oldukça meşhur. Bu barların farklı atmosferinde arkadaşlarınızla vakit geçirmek inanılmaz keyifli olacak. Yeni insanlarla tanışıp sohbet etmekten çekinmeyin. Özellikle Macarlarla tanışıp şehir hakkında oralı birinden sosyal yaşamla ilgili bilgiler almak şehri daha iyi anlamanızı sağlıyor.

Budapest Ruin Bars
Budapest Ruin Bars

Diğer bir alternatif eğlence: Gündüzleri sakin ve huzurlu ortamları ile hizmet sunan kaplıcalar. Bu kaplıcalarda bazı akşamlar çılgın partiler düzenlenmekte. Güneş battıktan sonra gece karanlığında üzerinden dumanlar çıkan bir havuzda arkadaşlarınızla dans edip sohbet etmek belki de yalnızca burada yaşayabileceğiniz bir deneyim olacaktır.

Szechenyi Thermal Bath Party
Szechenyi Thermal Bath Party

Yok ben sıcaktan hoşlanmam, soğuk olsun derseniz şehir merkezinde bulabileceğiniz en alternatif bar ile tanıştırıyorum şimdi sizleri: Ice bar. Her şeyin ama neredeyse her şeyin -kadehlerin bile- buzdan yapıldığı, içerideki sıcaklığın -1 ile -7 arasında olduğu, girerken sağlam giyinmeniz gereken ve üzerinize işletme tarafından kalın bir pelerinin verildiği bir değişik bar burası. Arkadaşlarımın ısrarına rağmen ben soğuk sever biri olmadığım için girmek istemedim fakat denemek yine de güzel olabilir :)

Budapest Ice Bar

Tüm bunları sindire sindire yapabilmek için şehirde üç gece konaklamanız ideal olur. Biraz daha iyi planlamayla daha hızlı bir şekilde gezerim diyorsanız iki güne de sığdırabilirsiniz. Eğer şehir merkezinin biraz dışında bulunan Avrupa’nın en büyük botanik parklarından ve hayvanat bahçelerinden biri olan Budapest Zoo and Botanical Park’ı da görmek isterseniz buraya neredeyse yarım gün daha ilave etmeniz gerekir. İçerisi oldukça büyük ve çeşitlilik çok fazla görmeye değer bir yer.

Evvet Macar dosyasını bu şekilde kapatıyorum. Gidecek olanlara şimdiden iyi eğlenceler dilerim.

Sorularınız olursa aşağıya bırakabilirsiniz.

Sevgiler ❤

--

--