Lifting ‘n Gaming — Spor ve Oyun

Ozgun Yigit
4 min readMar 26, 2024

--

Bir nevi reverse batman gibi gündüzleri lifter, geceleri gamer olan bir çok insan (kendim dahil) tanıyorum. İkisinin bir arada gitmeyeceği yönünde çok genel bir kanı mevcut nedense.

Ya sivilceli, cheetos-fingered, gözlüklü ve kilolu bir nerd gamer olursun ya da greek-god gibi bir chad.

Level 30 Epic Wizard arkadaşları yine de tenzih ederim.

Ya biri olursun ya diğeri düşüncesinin büyük bir yanılgı olduğunu düşünüyorum. Entropik açıdan baktığımızda neyin derinliğine inersek başka yerden salman gerektiği aslında evrensel bir kanun, o sebeple denge önemli bir unsur. Her konseptin nerd’ü olduğu gibi, lifting’in de nerd’leri elbette mecut. Hatta en ağır toplar bu klansmanda baya baya nerd.

Şimdi işin derinliğine inecek olursak, buz dağının görünmeyen kısmı bir çok kişi için büyük bir anlam ifade ediyor. İşinden çıkıp salonuna giden sonra eve gelince iki el LoL ya da Spider-Man atan tayfadan (normies) bahsetmediğimi hepiniz anlamışsınızdır.

Sözüm daha çok Malenia’ya parry ata ata kesen Dank Lord/Lady’lere, 500 saat Baldur’s Gate III’ü playthrough’su olanlara, Dwarf Fortress’te üşenmeden Moria ile Erebor’u inşa ederek aralarında ticaret yaptıran King Under the Mountain’lara ya da Rimworld’de tek başına survivor olarak sıfır teknoloji ile başlayıp gelirini ziyaretçilerin böbreklerini black-market’a satarak elde eden manyaklara.

Şimdi doğruya doğru, üzerine düşünüp uğraş verilmesi gereken yetiler zaman gerektiriyor. Bir şeyde iyi olabilmek için allah vergisi bir yeteneğiniz yoksa defalarca tekrar etmeniz gerekiyor. Ahanda işte gaming ile lifting arasında daha büyük bir benzerlik olamazdı.

Gaming yapısı itibari ile insanı masa başına kitlemeye, junk food yemeye (hızlı enerji) ve yerken kilo almaya, bel ve boyun problemlerinin çıkmasına oldukça rahat zemin hazırlayan acayip keyif veren bir uğraş. Peki bunu nötrlemenin en kolay ve mantıklı yolu ne olabilir? Doğru egzersizleri yapmak ve zamanınızın bir bölümünde fiziken aktif olmak.

Düzenli egzersiz yapmanızın oyunlarda sergileyeceğiniz performansı oldukça iyi oranda arttırabileceğini biliyor muydunuz? Bu satırları okumadan önce de bu bilgiye belki vakıftınız; size rahatlıkla söyleyebilirim ki hurafe değil arkadaşlar. Dolaşımınızın, düzenli çalışan hormonlarınızın ve gelişmiş sinir sisteminizin hem oyundan alacağınız keyife hem de sergileyeceğiniz performansa büyük bir etkisi var. Özellikle reaksiyon ve zamanlama (reaction-time) gerektiren türlerde en büyük dostunuz dahi olabilir.

Düzenli sporun sağlıklı bir bağımlılık yaratan bir unsur olmasından mütevellit, oyun ve yiyecekler arasında kurulmuş olan sağlıksız bağımlılığı nötrleyerek bu hobinize daha sağlıklı yaklaşmanızı sağlayabilmesi de cabası. Oyunlar her ne kadar keyif verse de gerçek değil. Siz onu bir gerçeklikte kontrol ediyorsunuz fakat kontrol edilen şey gerçek olmadığı için semi-realite yaratıp siz farkında olmadan zihninizi bulandırıyor ve dopamin akışından alınan keyifi sentetikleştirmeye başlıyor. Sporun tamamen elle tutulur (pun intended) bir hobi olması, araya kaymak gibi giren sadeleyici unsur olmasına neden oluyor.

>Oyunda ruhunuz yorulurken, bedeniniz dinlenir
>Sporda ruhunuz dinlenirken, bedeniniz yorulur

Bu şekilde hobisel açıdan çok makul bir cycle’a girdiğinizi düşünebilirsiniz.

Hobinize sağlam bir reality check arıyorsanız, bundan daha iyisini bulamayabilirsiniz.

İşin bir de çok tatlı bir vanity tarafı mevcut. Oyunlardan, romanlardan ya da tarih sayfalarından tanıdığınız figürlermişçesine egzersiz rutinlerinizi uygulamak, bazı özelliklerini örnek almak müthiş keyifli bir hale geliyor. Bir Hoplite nasıl antrenman yapardı ya da Ağır Süvari ne gibi egzersizlere ihtiyaç duyardı gibi geek geek düşünceler insanın peşini bırakmıyor açıkçası.
Kratos’un, Geralt’ın ihtiyaç duyacağı gibi antrenmanlar yapmak/tasarlamak işin en keyifli kısmı.

Spin to Win

Siz yine de siz olmaya devam edin tabii.

--

--