İçerik Üretmede Neden İlker Canikligil Gibi Olmalısınız?

Öznur Doğan
5 min readMay 26, 2020

--

Aralık 2017.

Yine işe acayip geç kaldığım bir gün, taksideyim ve Twitter’da geziniyorum. O sırada karşıma İstanbul Film Akademi denilen bir kanalda yer alan Olmaz Öyle Saçma Şey programı hakkında bir tweet çıkıyor. Zaten işim gücüm içerik olduğu için de böyle güzel başlıklara ve isimlere sahip her şeye sazanlamasına atlıyorum.

Olmaz Öyle Saçma Şey’i açtıktan sonra tüm yol boyunca izliyor, adeta bitmesin istiyorum. Ancak ev ile iş yeri arası zaten 10 dakika. Tadım kaçıyor, kapatıyorum.

Ofise gidiyorum ve şunu fark ediyorum: Ösnurçum, yeni bağımlılığın hayırlı uğurlu olsun.

Çünkü işi sallamadan, bilgisayar başında çaktırmadan Olmaz Öyle Saçma Şey’in o güne kadar yayınlanmış tüm bölümlerini izliyorum. Yetiyor mu? Hayır, hemen arkadaşlarıma link atıyorum, eve gidiyorum erkek arkadaşıma art arda izletiyorum.

Tebrikler, artık bu kanala ve bu içeriklere bağımlı oldunuz.

Peki, bir anda beni bu seviyede tutkunu haline getiren, sağıma soluma bilgiyi yaydıran şey ne? Doğru içerik.

Sinemadan anlamak şart mı?

Devlet Bey geldi galiba.

Sinema ile bir izleyici olmamın dışında hiçbir bağım yok, şimdiye kadar en fazla kendi blogumda izlediğim filmleri okuduğum bölüm nedeniyle değerlendirmiş, bildiklerimle harmanlamış biriyim. Ancak neden bir anda Alexa kameranın nasıl çekim yaptığı, vay efendim ışığın önemi benim için önemli hale geliyor?

Çünkü iyi bir içeriği okurken, izlerken ya da dinlerken tek amacınız ilgi alanınız olan şeyleri genişletmek ve büyütmek değil aynı zamanda bilmediklerinizle de karşılaşma hevesi duyuyorsunuz. Doğru içerik, iyi üretilmiş bir içerik sizi o alanla hiçbir şekilde ilginiz dahi olmasa da engage edebiliyor. İlker Canikligil’in de temelde en iyi yapabildiği şey aslında bu. Doğru anlatım tekniği ile içine bol bol humor ekleyip izleyenlerine sunmak.

Tamam, Olmaz Öyle Saçma Şey’de yalnızca İlker Canikligil yok tabii ki. Onun bilgisini akıtmasını sağlayan, anlamsız gibi görünen soruları soran, triggerlayan birileri de kameranın arkasında var. Bu sayede farklı seviyelerde sorular geliyor, bunlar yanıtlanıyor, yayın akıyor, tüm detayları ile düşünülmüş bir izlence de son buluyor.

IFA gitti, yaşasın yeni FluTV.

Sinema bitmiş. Kesin bilgi. Yayalım.

Aralarında ne yaşandığını bilmemek ve tahmin dahi etmemek istememle birlikte İlker Canikligil’in kendi kanalı FluTV’yi daha detaylı incelememiz gerektiğini düşünüyorum çünkü Canikligil’in artık tamamen kabuğundan çıktığı, kendi hakimiyet alanını yaratabildiği, herhangi bir sansüre takılmadan ilerleyebildiği, risk alabildiği, iyi içeriğin peşinden koşabildiği, tutmayan bir içerik olursa bunu öldürebildiği bir dünyaya geçtik. Bu uzun cümlemden çıkarılacak meselleri size ayrıca ileteceğim. Fakat biraz FluTV’yi inceleyelim ve neden başarılı olduğunu da görelim.

Kanala ilk olarak zaten sevilen, izleyenler tarafından sıkı bir şekilde takip edilen Olmaz Öyle Saçma Şey videoları yüklendi. Bir farklı kanal üzerinden izlemeye başladık ve açıkçası işin arkasında İlker Canikligil olduğu için de bunu sorgulamadan devam ettik.

Ardından Otantix bölümleri yeni kanala geldi. Kimisi sevdi, kimisi sevmedi ancak yepyeni bir içerik türü denenmiş oldu.

Sonrasında ise İlker Canikligil’in sadece konuşmacı değil showrunner olarak da gördüğümüz farklı içerikler hayatımıza girmeye başladı. Burada iltimas geçip en beğendiğim bölümleri linkleyeceğim, be ready.

Bu konseptlere baktığınızda her birisinin birbirinden farklı hedef kitlelere hitap ettiğini ancak temelde çok önemli bir özelliğe sahip olduğunu görüyorsunuz: bir kişinin tüm bunları rahatlıkla izleyebilmesi.

Bir içeriğin nasıl tüketilebileceğini bilmek, ona yön vermek ve yönetebilmek aslında bir içeriği doğrudan üretmekten daha değerli olabiliyor. Tıpkı burada olduğu gibi. Hatta ve hatta bir içeriği yaratmak yerine onu doğru şekilde kürate edebilmek asıl meseleye dönüşebiliyor.

Coder mı sanatçı?

Artık herkesin içerik ürettiği, anlık olarak milyonlarca içerikle karşılaştığımız bir dünyada doğru insanları, doğru içeriği, doğru başlığı seçebilmek de bir başarı olmaya başlayacak.

İlker Canikligil’i de iyi bir küratör yapan şey tam olarak bu. Eğer sanat konuşulacaksa bu anlatımı, düşünceleri ve yaklaşımı sebebiyle öne çıkarabilecek kişi Bager Akbay oluyor. Eğer tarihten bahsedilecekse bambaşka bir sempati ve bilgi seviyesi ile Emrah Safa Gürkan oluyor. O halde İlker Canikligil’e iyi insanları kürate eden bir küratör diyebilir miyiz?

Kesinlikle diyebiliriz.

Kimse öldüremez kolay kolay içeriğini

Kuva-i Milliye ansiklopedisi üzerine çalışacağız.

Tamam Öznurçum, övdün de övdün dediğinizi duyar gibiyim. Sorun yok, her zaman bitching yapamam. Sezar’ın hakkını İlker’e verme konusunda da bir beis görmüyorum.

Ancak İlker Canikligil’i diğer üreticilerden farklı kılan çok temel bir şeyden bahsetmek istiyorum. Bu aslında tüm içerik üreticilerinin mutlaka bilmesi ve dikkat etmesi gereken bir şey: gerektiğinde içeriğini öldürmelisin.

Çok severek başladın, öyle güzel bir içerik yazdın, videosunu çektin, hazırladın ki milyonlar izledi. Sonra yavaş yavaş içeriğe olan ilgi azaldı, sen de zaten o sırada bu “popi” kategoride biraz daha içerik üretebilecek noktada değilsin. Her şey tükenmeye yakın.

O halde öldüreceksin o içeriğini.

Eğer hakkı ile bir içerik çıkaramıyorsan ya da ilgi görmüyorsa bazı şeylerden vazgeçmeyi de bileceksin. En son Emrah Safa Gürkan, Mustafa Seven ve İlker Canikligil’in Olmaz Öyle Saçma Tarih 1. yıl kutlamasında canlı yayında Canikligil şöyle bir yorumda bulundu:

Bu Olmaz Öyle Saçma Tarih’in de bir yerde bitmesi gerektiğini biliyorsunuz değil mi?

Ben pırıltı yaratmak istiyorum.

Evet, güzel olan şeyleri de sonlandırabilmeli, bir içerik üreticisi olarak bazen o çok sevdiğiniz içeriğinize veda etmelisiniz. Bunun aynısını 2014 yılında ben de Yemek.com’da yaşamıştım. Yemek.com’a ilk gönderdiğim içeriğim açılış sayfasından daha çok tıklanınca gaza gelip aynı kategoriden -yalnızca x şehirli insanların bildiği yemeklerin derlendiği içerikler- onlarda içerik üretmeye başlamıştım. Ancak daha 5. içerikte zaten ilgi yavaş yavaş kaybolmuştu.

Yani Canikligil diyor ki: Bokunu çıkarmayın.

Yani ben de destekleyerek diyorum ki: Adam haklı.

Mesellerden mesel beğenelim

Siz kazananlara bakarsanız daima yanılırsınız.

İlker Canikligil’in bu kanalda yaptığı her şeyi risk alarak başlattığını düşünüyorum çünkü denemekten ve yanılmaktan çekinmiyor. Aslında en temelde özellikle kendisinin de anlatıcı olarak yer aldığı videolarda her zaman şunu görüyoruz:

  • Mükemmel diye bir şey yok
  • Deneyerek öğrenebilirsin
  • Çabalamazsan hiçbir şey yapamazsın
  • Elindeki varlıklarla önce bir başla, sonra daha iyisini yaparsın

Tıpkı bu söylemlerinde olduğu gibi içeriklerini öncelikle bir deneme olarak başlatıyor ve ardından gelen tepkilere, dataya da bakarak devam ediyor. Ancak ne olursa olsun az önce bahsettiğim gibi hem çok farklı kitlelere hem de aynı kişilere tüm bu videoları izletebiliyor. Felsefe ile ilgilenen de bu kanalda kendine yer bulabiliyor, sinema ile de. Bunların hiçbiri ile direkt olarak ilgilenmeyen ancak kanalına ayrıca destekte bulunan binlerce insan olduğuna da eminim.

Bu risktir. Özellikle bu videoların tabletop videolar olmadığını düşünürsek ekran karşısına birisini çıkarıp bunun beğenilmeme ihtimali olabileceğini bile bile çıkarmak, o konsepti yaratmak bir risktir ve yürek ister. Bunu da Canikligil gibi anti olmayı kendine şiar edinmiş birileri yapabilir. Yoksa zaten kanalda makyaj videosu yayınlamak da kolay. Amaç eğer takipçi kazanmak ve gelir elde etmek istiyorsa.

İki elinizi birbirine vurmak suretiyle beni beğendiğinizi ifade ediyorsunuz.

Bu yüzden de yarattığı içeriği çocuğu gibi görmeyerek akıllılık ediyor ve gerekirse çürük elmayı kanaldan ayırıyor.

Toparlayayım o halde:

  • İçerik üretirken farklı kitlelere hitap etmeyi tercih edebilirsiniz
  • İçerik üretirken kendinizi öne çıkarabilirsiniz
  • İçerik üretirken doğru içerikleri kürate ederek yeni bir içerik ortaya çıkarabilirsiniz
  • İçerik üretirken kötü performans gösteren, yalnızca datasal değil sizin içinize sinmeyen şeyleri kesip atabilirsiniz
  • İçerik üretirken istikrarlı hareket ederek kitlenizi güncel tutabilirsiniz

Belki tüm bunları yaparsanız siz de bir İlker Canikligil olabilirsiniz.

Merci beaucoup monsieur!

--

--

Öznur Doğan

Content creator, digital marketing addict, gamer, atom ant. Strategist.