Öldürür müsün beni? Sözlerin ve söylememelerin, suskunlukların ve sessiz ses yükseltmelerinle öldürüyorsun şimdi kalbimi, bedenimi öldüren de sen olur musun? Kalbimi, bedenimi ve en sonunda zihnimi öldüren olur musun? Kalbimi öldürdüğün gibi fark etmeden ve masumiyetle değil ama, bütün öfke ve nefret ve hıncınla öldür istiyorum beni. Vurarak ve parçalayarak…

Bir önceki blog yazımda eğitim hayatımda öğretmenlerimin yerinden bahsetmiştim. Ailelerin, çevrenin ve okulların kişileri şekillendirdiği gibi eğitim sistemi öğretmenleri de şekillendirir. Bizim eğitim sistemimiz, yıllardır çok insanın şikayet ettiği gibi, çoktan seçmeli sorulara ve ezbere dayalı. Bu da uzun süre beni zorladı, hâlâ da oldukça zorluyor. Lise beni ’soru sormamaya’…

Ben 7 yaşından beri okuyorum. Birçok farklı okulda bulundum. Özel okullarda okudum, devlet okullarında okudum. Sınıf öğretmenlerim oldu, ders öğretmenlerim oldu. Beni anladığını düşündüğüm, güvendiğim öğretmenlerim oldu. Beni anlamak istemediğini düşündüğüm, sorularımla kafasını şişirdiğimi fark ettiğim öğretmenlerim oldu. Öğrenim hayatım çok büyük bir yapbozun parçalarını oluşturdu. Benim kişiliğim olan yapbozu…

Veriyi kullanarak ve şekillendirerek nasıl hareketli, akışkan eserler oluşturulur? Refik Anadol veri ile yapay zekayı kullanarak; bizi içine çeken, çok boyutlu tablolar oluşturan bir medya sanatçısı. Sanatı; rüzgar verisine, sese, fotoğraflara ve en ilginci: insan hücrelerine¹ bakış açımızı tamamen değiştiriyor! İşte kendime ‘nasıl yaparız?’ sorusunu sormama sebep olan da verinin…