Önsöz
Bloguma hoşgeldiniz.
Turkish below | Click here for English.
Ben kimim?
Selamlar arkadaşlar.
Erhan ben, 27 değil de 28 yaşındayım diyeyim, öyle hissediyorum çünkü, bir de mühendis mantığı düz hesap olsun. Yaklaşık 1 aydır hayatı son 10 yılda yaşadığımdan farklı bir şekilde yaşıyorum. Eğer hafızam bana ihanet etmiyorsa üniversiteye girene kadar, hatta hazırlıktan bölüme geçene kadar da aslında bu şekilde yaşadım. Fakat gelin görün ki Orta Doğu Teknik Üniversitesi(ODTÜ) bana bunu unutturdu maalesef. Kendimi suçlamak yerine okulumu suçluyorum burada, haksız bir şekilde. Yoksa bu hayata yine gelsem yine 10 yılımı ODTÜ’ye gözüm kapalı adarım.
Bu eski halime dönmeyi başarmış iken çevremden çok güzel tepkiler almaya başladım tekrar, eskiden olduğu gibi. Ben yakınlarımın mutlu olmasından acayip haz alan bir insanım. Son 1 aydır bir şeyleri doğru yapmaya başlamışken bunları yapma şeklimi sevdiklerim ile paylaşmaya başladım öncelikle. Çünkü tüm sevdiğim insanların hayattan şuan benim aldığım zevki almasını istiyorum, bütün içtenliğimle. Onların da bana blog açmalısın fikri ile gelmeleri uzun sürmedi, fakat gerçekten hiç beklemiyordum.
Son dönemde hevesimi zapt etmiyorum! (Buna daha sonra değineceğiz.) Bu yüzden blog açma fikrine hayır diyemedim ve şu anda buradayız.
10 yıllık ve hala devam eden üniversite hayatımdan bahsetmemin bir diğer sebebi ise, aramızda hayatında yıl kaybetmiş olan veya kaybetmekten korkan varsa endişeye düşmemesini sağlamak. Hepimiz farklı hızlarda yaşıyoruz bu hayatı. Theodore Roosevelt’in de dediği gibi:
"Comparison is the thief of joy."
"Karşılaştırma neşe hırsızıdır."
İkinci bir söz paylaşmak isterim burada, Jordan Peterson’a ait(büyük harfler bilinçli):
"Compare Yourself to who you Were Yesterday, not to who Someone Else is Today"
"Kendinizi Başka birinin Bugün Olduğu kişiyle değil, Dün Olduğunuz kişiyle Kıyaslayın."
Bu iki söz üzerinde de düşünmeliyiz.
Neden beni dinlemelisiniz?
Açıkçası beni veya hiç kimseyi direkt dinlememelisiniz, baştan söyleyeyim. Her insan hayata farklı şartlarda başlıyor, farklı çevrede yaşantısına devam ediyor. Bu yüzden benim bu blogda özellikle hayat konusunda yapacağım tespitler kendi şahsi tespitlerim ve sadece benim hayatıma uyuyor. Ben hayattaki teorik bilgimi, etrafımı gözlemleme kabiliyetimi 18 yıl kullandım ama son 10 yıldır kullanmadım. Şimdi tekrar 1 ay kullanınca çok güzel sonuçlar görmeye başladım.
O yüzden siz beni değil, hiç kimseyi değil, her zaman kendi gözlemlerinizi ve yaptığınız deney sonuçlarını dinleyin. Bilim insanı olmak bunu gerektirir. Benim veya başkalarının dediklerini bir süre hayatınıza entegre edip deneyler yapınız. Sonuçlarına göre hareket ediniz.
Şunu da en baştan söylemekte fayda var. Ben aksini belirtmediğim sürece bu blogda yazdığım her şey kendi kişisel fikrimdir. Hak verirsiniz ki her cümleye bence diye başlamak, böyle düşünüyorum diye bitirmek istemiyorum. O yüzden beni didaktik algılamak yerine sadece fikirlerini dile getiren biri olarak görürseniz sevinirim. Yapacağınız yorumları ve atacağınız mesajları bu çerçevede değerlendirmenizi rica edeceğim.
Son 1 aydır neyi farklı yapıyorum?
Hayatımda bir dönüm noktası oldu geçen ay. Bunu tetikleyen bir değil, iki değil, üç etken oldu. 2 etken için detaya girmeyeceğiz, ama o etkenlerin altında yatan sebepleri bu blogda konuşacağız. Geriye kalan etken ise okuduğum kitaplar. Dürüst olayım, 10 yıldır ben C++ Veri Yapıları ve Algoritmaları kitabı dışında herhangi bir kitap okumadım. (O kitap da ağlatır bu arada.) O kitaptan önce son okuduğum kitap büyük ihtimalle bir şiir kitabıydı lise 3'te, o dönemki mükemmel edebiyat öğretmenim sağ olsun.
Fakat son 2 ayda 2.5 kitap okudum. Üçüncü kitabı biraz sindire sindire okuyorum, o yüzden biraz yavaş ilerliyorum. 10 yıldır kitap okumayan biri için büyük bir söz olacak ama söyleyeyim yine de hayatınızı kitap okuyarak değiştirip düzene sokmak istiyorsanız bu 3 kitaptan daha iyi bir karma hayal edemiyorum ben.
Sırasıyla kitapların isimleri ve tek cümlelik içeriği şu şekilde, ayrıntıya bilerek girmiyorum, daha sonra tekrar bahsederim bunlardan.
- Atomik Alışkanlıklar — James Clear | Kitabın yarısı nasıl iyi alışkanlıklar edinilebileceğini diğer yarısı ise kötü alışkanlıklardan nasıl kurtulunabileceğini anlatıyor.
- İrade Terbiyesi — Jules Payot | İsminden de anlaşılacağı üzere irademizi terbiye edip kontrol altına almayı anlatıyor.
- Poetik ve Politik — Besim F. Dellaloğlu | Kısa özeti biraz kitaba haksızlık olacak ama bu şekilde ifade etmek zorundayım şuanda. 25+ mühim kavramın nereden, nasıl, niye ortaya çıktığını anlatan, anlamlarının derinliğine inen, bol alıntılar ile şahane sentezlerin yapıldığı bir kitap.
Bu 3 kitabı öncelikle yeni üniversiteye geçiş yapacak gençlere öneriyorum fakat okumayan herkese de tavsiye ediyorum. Yukarıda da dile getirdiğim gibi hiçbir zaman geç değil!
Neden MadManWithABlog, yani blogu olan deli bir adam?
Şöyle ki, MadManWithABox en çok sevdiğim dizilerden bir tanesi olan DoctorWho’da başrolün kendini ifade etmek için kullandığı bir lakap. Benim mavi bir kutum, yani TARDIS’im, yok ama artık bir blogum var. Ben de kendimi çoğu zaman deli birisi olarak tanımlarım. Yazdıklarım da bence deli saçması ama o kararı okuyucuya bırakmak daha doğru olabilir. Evet, bu ilginç kullanıcı ismim de buradan geliyor. Diziler konusuna değineceğiz bu blogda daha sonra.
Burada neler paylaşmayı planlıyorum?
Sadece yakınlarımın değil, mutlu olmak için çabalayan her düzgün insanın mutlu olmasını samimiyetimle istiyorum. Bu yüzden önceliğim şu anda hayatımın güzelleşmesine sebep olan, benim de deneyip sonuç aldığım tespitlerimi size aktarmak. Söyleyeceğim şeylerin bir kısmına başka yerlerde denk gelmiş olmanız çok olası, günlük hayatımda etkilendiğim her şeyden güzel tarafları seçip sunuyorum sizlere.
Bunlardan sonra ise kitaplar, diziler, oyunlar üzerine konuşabiliriz. Benim ile ortak zevke sahip olduğunuzu düşünürseniz çok güzel önerilerim olacak. Aynı şekilde sizden de öneriler almayı çok isterim. Eminim ki az bilinen mücevherler vardır, keşfetmeyi çok seviyorum.
Yeri geldiğinde de kendi alanında bilgili insanlar ile röportajlar yapmak isterim, önce yakınımdaki insanlar olur sonra belki buradan yeni tanışacağım insanlar ile olur, kim bilir.
Şu an için sadece yazı planlıyorum. Fakat podcast fikri ilerisi için aklımda. Yazılarım hem Türkçe hem de İngilizce olacak bu arada. Çeviriyi kendim yapmayı planlıyorum, çünkü iki dilde de mizahımı, kişiliğimi en iyi kendim yazarak aktarabilirim.
Teşekkür
Efenim buraya kadar okuduğunuz için çok teşekkür ediyorum. Bu benim önsözüm ve her yazımın başına link olarak ekleyeceğim. Yazılarımı ilk defa okuyan herkesin önce bu önsözü okumasını isteyeceğim. Eğer yazdıklarım size hitap ettiyse beni takip etmenizi, ve beni anlayacağına inandığınız yakınlarınız ile paylaşmanızı rica edeceğim. Fakat hitap etmediyse internetin geriye kalanını nasıl göz ardı ediyorsanız beni de o şekilde göz ardı edebilirsiniz. Nasıl olsa adı üstünde bu bir delinin blogu.
Yazıların altında yorumlarda seviyeli sohbetlerde buluşmak dileğiyle. Arzu ederseniz bana Instagram’daki profesyonel hesabımdan da ulaşabilirsiniz.
https://www.instagram.com/madmanwithglasses/ (@madmanwithablog alınmış olunca ikinci kullanıcı ismi tercihimi orada kullandım.)
Peşinen özür ve af dileme
Hem rasyonel hem de duygusal akla sahip, gereğinden fazla düşünen bir insan olarak, ben şahsen yazıların üzerinden birkaç kere geçiyorum paylaşmadan önce. Fakat buna rağmen insanız, gözümden kaçan, sürçülisan ettiğim yerlerin bulunması çok olası. Bu yüzden peşinen özür diliyorum. Bu tarz şeylere denk gelirseniz yorumlarda bildiriniz efenim, teşekkürler şimdiden.
Sevgiyle, saygıyla, hevesle kalınız.
Erhan