Veri Gazeteciliği basit anlamıyla veri ile gazetecilik yapmak. Daha geniş anlamıyla oldukça büyük bir çalışma disiplini gerektiren, şeffaf gazetecilik, artırılmış gazetecilik gibi pek çok tanımla birlikte dünya ölçeğinde dijitalleşen haber odalarını veriyi daha etkin kullanarak dönüştüren aynı zamanda bilinç değişikliği yaratan bir gazetecilik türü. Araştırmacı gazeteciliğin dijitalleşen çağla uyumu da denebilir. Bilgiyi/veriyi yeni araçlar, yeni teknikler ile daha etkili bir süreçten geçirmek ve bu sürecinde veri toplama, filtreleme, analiz etme, görselleştirme ve hikayeleştirme aşamalarını kapsayarak olgunlaşması anlamına geliyor. Bu daha fazla araştırma, istatistik, programlama dili, yazılım, tasarım/dizayn demek.

Bu alanda gelişebilmenin en etkin yöntemi ise verinin gerçekten ne olduğunu anlama, soru sorma ve veriyle ilişkide şüpheci olma. Farklı disiplinleri de kullanarak geliştirilen bu süreç geleneksel gazeteciliğe göre daha etkili şekilde haberi anlatmaktır- ki bu zahmetli ve maliyetli bir çalışma biçimidir. Veri Gazeteciliği şemsiye bir tanım olsa da, dünyada gazeteciliğin tarihi kadar eski. Guardian gazetesinin 18. yüzyılda basılmış arşiv yayınlarını incelendiğinizde de analiz edilmiş verilerle, grafiklerle karşılaşıyorsunuz, Cumhuriyet Gazetesi’nin ilk sayılarına baktığınızda da TÜİK verileri ile geliştirilmiş haberleri sarı sayfalarda görüyorsunuz.

Kelime gazeteciliğinden sıfırlar ve birler gazeteciliğine geçiş

Peki ne değişti, fark nedir? Kelime gazeteciliğinden, sıfırlar ve birler gazeteciğine geçiş bu alanı farklı kılıyor. Gazeteciliğin alet çantasına yeni araçlar, yeni meslek disiplinleri eklendi diyebiliriz.Artık haber odaları kod bilen, binlerce veri setini analiz edebilecek seviyede excel ya da farklı araçları etkin şekilde kullanabilen, yazılımdan, programlamadan anlayan ayrıca istatistik bilgisi olan ve veri bilimciliğinden de anlayan kişileri haberin bir parçası yapıyor çünkü artık metinden daha güçlü hikaye/haber anlatabilen teknikler gelişiyor. Üstelik veriler artık sadece “rakamlar” anlamına da gelmiyor. Fotoğraf, video, ses kayıtları, metinler de artık programla dilleriyle ölçülebilir hale geliyor.

İnteraktif haritalar, detaylı grafikler, videolar, infografikler, tasarımlar, kodlama , üç boyutlu tasarımlar gibi bilgiyi/haberi/hikayeyi daha güçlü, daha dikkat çekici ve daha detaylı sunabilen bir teknoloji var. Gazeteler ve dijital yayınlar tüm bu meslek gruplarından uzman kişileri istihdam edemeseler de, haber odaları bilgi çağında gazetecilerin artık hiç olmadığı kadar “her şeyden biraz bilme” dönemine girdiğini de gösteriyor.

Veri Gazeteciliği tanımını şekillendiren süreç ve dönüşüm

Wikileaks, 26 Temmuz 2010'da Amerikan ordusunun 2004–2009 yılları arasında Afganistan Savaşında tutmuş olduğu binlerce belgeyi The Guardian, The New York Times ve Der Spiegel gazeteleriyle birlikte açıklamış belgeler bireysel olaylarla birlikte, savaşta ölen sivillerin bilgilerini de içeriyordu. Sadece Irak savaşıyla ilgili 391 bin kayıt aktarılmıştı. Haberciler bu verilerden bir sonuç çıkarabilmek için haftalarca çalışmış, bilgisayar tabanlı her türlü aracın desteğine ihtiyaç duymuştu, binlerce rapor vardı üstelik bunların çoğu metindi, rapordu, adresti, ham belgelerdi.

İşte o dönemde bu üç kuruluştan gazeteciler bir araya gelerek bu kadar çok metni hem ölçülebilir bir veriye dönüştürme, hem ayrıştırma hem analiz etme hem de doğruluğunu tespit etmek için çalışmış, bu şemsiye tanım hiç olmadığı kadar görünür hale gelmişti. Çünkü teknoloji, yeni medya dili, haberin tüketim şekli artık değişiyordu.

Eski Guardian veri gazetecisi, Twitter’ın veri editörü Simon Roger’ın, Irak Savaşında ölen siviller haritası çalışması da Veri Gazeteciliği açısından üretilmiş ilk örneklerden biri. Harita 109 bin 032 kişinin öldüğünü, bunların 66 bin 081'ini sivillerin oluşturduğunu, 23 bin 984'ünün ayaklananlardan oluştuğunu ve 15 bin 196'nın ise Iraklı olduğu verilerine yer veriyordu. Hatta bu ölümlerin en fazla hangi bölgelerde meydana geldiği detayları ile birlikte ölüm şekilleri, ölüme neden olan ateşli silahın türü, yaralanma şekilleri gibi daha pek çok veri derlenip, toplanıp, anlamlandırılarak kamuyla paylaşılmıştı. Nitekim sızan raporların Türkiye bölümü de Taraf gazetesine verilmişti fakat dosyalar Veri Gazeteciliği açısından bakıldığında çok etkin şekilde kamuya aktarılamamıştı.

*Irak savaşında ölen yaklaşık 60 bin kişiyi gösteren harita. Guardiandatablog ekran görüntüsüdür.

Veri Gazeteciliği çok eskilere dayansa da bu süreci bu çağda tekrar şekillendiren Wikileaks dosyalarının medyaya sızmasıdır. Binlerce dosya ile başa çıkma, bunu bilgisayar desteğini alarak habere entegre etme ve bilgiyi tüm karmaşasına rağmen ham halinden en iyi filtrelenmiş, analiz edilmiş hale dönüştürme ihtiyacı haber odalarını programcılar, veri mühendisleri, hackerler, yazılımcılar, tasarımcılarla daha fazla çalışır hale getirmişti ve getirmeye de devam ediyor. Gelecek veriye dayalı gazeteciliği işaret ediyor. Haberciler önceden hikayelerini doğrudan diyaloglarla sohbet anında çıkarırken ( hala belli ölçüde böyle) fakat şimdi veriyi inceleme, analiz etme ve ilginç olanı bulup çıkarması da gerekiyor.

İlk Veri Gazeteciliği El Kitabının Şekillenmesi

Bu çalışmaların sonucunda ise ilk Veri Gazeteciliği el kitabı yazıldı nitekim bir rehber kitaba ihtiyaç duyulmuştu. 2011 yılında Londra’da 48 saatlik MozFest2011 atölyesi sonucunca doğan kitap; ücretsiz, açık kaynak olarak gazetecilerin veriyi kullanarak hikayelerini geliştirmeleri için alanında uzman editörler, gazeteciler, ve veri gazeteciliği pratiği olan isimler tarafından hazırlanmış, Avrupa Gazeteciler Merkezi (European Journalism Centre) ve Open KnowledgeFoundation desteğiyle The Australian Broadcasting Corporation, The BBC, The Chicago Tribune,Deutsche Welle, The Guardian, The Financial Times, Helsingin Sanomat, La Nación (Argentina), The New York Times, ProPublica, The Washington Post, The Texas Tribune, Verdens Gang, Wales Online ve Zeit Online ile birlikte pek çok farklı yayının katkısıyla oluşturulmuştu. Kitap açık kaynak olarak 13.dile çevrildi ve farklı dillere de çevrilmeye devam ediyor. Türkçesinin çevirisi ise sürüyor.

Dünyada Veri Gazeteciliği Yapan Kurumlar

Bugün The Guardian Datablog , The New York Times UpShot, i100.independent, ZeitOnline Datablog, The Washinton Post Data Post ve daha pek çok haber odası veri gazeteciliği yapıyor. Tartışmalara neden olsa da şu anda tam zamanlı Veri Gazeteciliği /Veri Güdümlü gazetecilik yapan kurumların başında eski New York Times Blogger’ı Nate Silver’ın kurduğu FiveThirtyEightolmakla birlikte, Vox, Propublica var. Türkiye’de ise doğrudan Veri Gazeteciliği yapan bir kurum yok, datablog şeklinde içerik üreten bir dijital yayın da yok. Sadece Dağ Medya’nın Veri Gazeteciliği bölümü var ve bu bölümde hem proje üretiliyor hem de Veri Gazeteciliği alanı hakkında dünyada ki son gelişmeler Türkçeye çevrilip Türkiyeli okurlarla paylaşılıyor.

Haberde Veriyi Kullanma Bilincini Küresel Ölçekte Başlatan MOOC Kursları ve Türkiye

Gazeteciler kod öğrenmeli mi? İstatistikten anlamalı mı? Biraz hackerlık yapmalı mı? Veri madenciliğine soyunmalı mı? Veri Mühendisi olmalı mı? Tasarımı ne kadar anlamanı, hangi programlama veri ile çalışırken daha etkin vb.vd.tartışmaların ışığında Batı ve Amerikan medyası bu süreci Ücretsiz Kitlesel Açık Çevrimiçi Veri Kurslar ( MOOC) düzenleyerek başlattı. Devamında Google ücretsiz haritalama kursları düzenledi ve düzenlemeye devam ediyor. Dünyanın neredeyse her ülkesinden binlerce kişi ( 18- 20 bin belki daha fazla) açık Veri Gazeteciliği eğitimine katıldı sertifika aldı. En son Mayıs ayında Avrupa Gazeteciler Merkezi binlerce kişinin erişimine açık çevrimiçi açık kurs düzenledi. Bu kurslar İspanyolca, Portekizce ve farklı dillerde olmaya devam ediyor. Türkçesinin çevirisi ise sürmekte.

Türkiye’de ise ilk Veri Gazeteciliği kursu 2013 yılında iki gün süren #uclanMade projesinin atölye ortamında düzenlediği eğitimdi. Bunu 2014 yılında ise Kadir Has Üniversitesinde Veri Gazeteciliği derslerinin verilmeye başlanması, bu alanda ilk açık syllabusun hazırlanması, ders kataloğununçıkartılması takip etti ve aynı süreçte Avrupalı gazeteciler ve geliştiricilerin İstanbul’da çeşitli medya kuruluşlarından gazetecilerle Data Journalism meet-up başlığı altında bir araya geldi ve aynı dönemde İstanbul İletişim Fakültesi öğrencilerine de Veri Gazeteciliği sunumu yapıldı. Yerel faaliyetlerde ise Demokrasi Denetçileri’nden Türkiye’nin demokrasi raporunu hazırlayan ekibine Veri Gazeteciliği’nin önemi konulu seminer verildi ve Ankaralı iletişimcilere Veri Gazeteciliği’nin ne olduğu, çalışma şekilleri hakkında bilgilendirici sunum yapıldı. 2015 yılı itibari ile tarih henüz netleşmese de Avrupa Gazeteciler Merkezi -Dağ Medya işbirliğinde Açık Veri Gazeteciliği semineri düzenlenecek ve Türkçeye kazandırılacak Veri Gazeteciliği el kitabı da seminerin düzenleneceği tarihte kamuoyu ile paylaşılıp gazetecilerin dikkatine sunulacak. [*]

Açık Veri, Açık Toplum, Açık Devlet ve Veri Gazeteciliği

“Açık” kavramını son yıllarda en hızlı üstlenen ve geliştiren kurumlar arasında Open Knowledge Foundation (OKFN) ve School of Data’yı referans gösterebiliriz. School of Data düzenli olarak veri türlerine yönelik açık sınavlar, açık eğitimler düzenliyor. OKFN, Asya, Afrika, Avrupa’da ve bazı hassas ülkelerde özellikle Kenya, Nijerya, Jakarta, Tanzanya gibi bölgelerde gazetecilerin desteği ile çalışmalar yapıyor. Ciddi sorunlar yaşayan ülkelere örneğin temiz suyun, sağlık, tuvalet ihtiyacı gibi önemli ihtiyaçlara erişimi sağlayabilmek için bölgede gazetecileri yetiştirerek veri teminini sağlayarak, sorun tespitine gitmenin yollarını deniyor, veri gazeteciliği projeleri geliştiriyor ve geliştirmeye devam ediyor.

Oluşum Açık Veri Sivil Toplum Ağı (Open Data Civil Society network) oluşturma çalışmalarına da başladı ve ilki Makedonya ile yapıldı. Türkiye’de Açık Veri Sivil Toplum Ağı yani Türkiye’nin School Of Data çalışmaları içinde alt yapı proje çalışmasını tüzel kimliği olmayan oluşumlarla birlikte bizler hazırlama sürecindeyiz.

Peki tüm bunlar ne anlama geliyor? Neden Veri gazeteciliği için “açıklık” önemli? Medya endüstrisi, dijital çağ; halk sağlığından halkın tüketim alışkanlığına, özlük haklarından, eğitimde yaşanan sıkıntılara ve gelir eşitsizliğine kadar pek çok alanda kamunun hesap verebilir oluşunun haber odalarını dönüştürdüğünü hatta hayat kurtarabildiğini göstermeye çalışıyor. Örneğin, Unicef büyük veri analizleri sonucunda verinin tasniflenip, anlamlandırılması ile milyonlarca çocuğun hayatının kurtarıldığını açıklamıştı 2014 yılının başlarında. Veriler, ölçülebilirlik, analiz edebilmek sorunun tespitinde ciddi bir destek sağlayabiliyordu fakat tersi de olabiliyordu. Veriyle çalışırken her zaman şüpheci olmanız da gerektiği de tüm bu sürecin için de yer alıyor. Çünkü kötü bir veri hayat da karartıyor.

Sürdürülebilir Veri Gazeteciliği ile Açık Veri İlişkisi

Her şartta veri ile çalışmak habercilikteki bilincin değişmesine olanak tanıyor ayrıca dijital çağın sağladığı olanaklarla bunu hiç olmadığı kadar etkin hale getiriyor. Nitekim dünyada gazetecilik ve medya hareketleri, devletlerin şeffaflaşmasının önünü hiç olmadığı kadar açmayı hedefleyen, açık toplum, açık devlet, açık bilgi, açık sağlık, açık kültür, açık ders, açık bilim, açık kurs gibi pek çok yeni tanımları da beraberinde getirdi. Öyle ki Open Knowledge küresel açık veri indeksleme anketi düzenlemeye başladı. Ülkelerin resmi kurumlarının veriyi kamu yararı için gazetecilere, araştırmacılara, halka ne kadar açık şekilde sunduklarını ya da bunu sağlayıp/sağlamadığını bu çalışma ile görebiliyorsunuz. Open Goverment Partnership.org’da ülkeler nezdinde aynı hizmeti ve aynı amacı hedefliyor. Türkiye incelendiğinde Türkiye’nin de 2011 yılında açık devlet üyeliğine katıldığını görüyoruz. Nitekim son dönemlerde Türkiye de açık veriyi konuşmaya başladı.

*OpenGovPartnership.org’un ekran görüntüsüdür. http://www.opengovpartnership.org/country/turkey

Devletlerden bilgi edinme hakkı, devletin kamu verilerine erişimi kolayca sağlaması Veri Gazeteciliği’nin sürdürülebilirliğini de destekliyor çünkü Veri Gazeteciliği projeleri çoğunlukta açık veriye ihtiyaç duyuyor. Yüksek kamu yararı taşıyan gizli kaynakların kullanımı başka bir konunun başlığı olarak ele alınabilir ama bu alanda üretilen projeler ağırlıkta herkesin rahatlıkla ulaşabildiği bir mantık ile yürüyor. Açık toplum olabilmek açık, şeffaf, hesap verilebilir, hukuk sisteminin de doğru işlediği, gazeteciliğin de özgürce çalışma yapılabildiği, ifade özgürlüğünün olduğu, yolsuzlukların da, hükümetlerin devlet hazinesinden ne kadar harcama yaptıklarının da detaylarına kadar gösterebilen zincirleme bir ilişkiyi içeriyor. İnternet’i kontrol altına alan devlet sayısı artarken, medya endüstrisinin kendi içinde “açıklık savaşı” vermesi bu sebeple Veri Gazeteciliği’ni daha fazla önemli kılıyor.

Veri Gazeteciliği İletişim Fakültelerinde

Yeni mezun ya da iletişim bölümlerine yeni girmiş olanlar artık daha fazla şey öğrenerek sektöre hazırlanıyorlar. Verinin giderek yaşamın her alanında önem kazanması üniversitelerin de bu konuya yönelik çalışmalara başlamasını sağladı. Tilburg Üniversitesi, Londra Şehir Üniversitesi, Stanford Üniversitesi, Columbia Gazetecilik Okulu ve daha pek çok okul ve üniversite Veri Gazeteciliği dersi müfredatları oluşmaya başladı ve bazı üniversitelerin yüksek lisans bölümlerinde de yer alıyor artık. Türkiye’de ise Kadir Has Üniversitesi Yeni Medya Bölümü son sınıf öğrencilerine ilk defa öğretildi ve bu yılda devam ediyor.

Grafik, Amerikalı gazetecilerin yüzde 28.1'nin Veri Gazeteciliği eğitimi almak istediğini, yüzde 26,9'unun ise belge ve kayıtların kullanımına yönelik eğitilmek istediğini gösteriyor. 2013 tarihli bu araştırmanın şimdilerde daha yükselmiş olacağını belirtebiliriz.

*Ekran görüntüsüdür. http://www.dagmedya.net/2014/09/23/veri-gazeteciligi-el-kitabi-standford-gazetecilik-bolumu-egitim-mufredatinda/

Bir sonraki yazıda, Veri neden önemli? Veri gazetecisi nasıl olunur, nereden başlanır, dünyada nerelerde veri gazetecileri var? Veri Gazeteciliği projesine başlamak için ne yapılmalıdır? Veri Gazeteciliği’nin araçları nelerdir ve kaynak kitap önerileri. Açık veri nerededir ve nasıl kullanılır, bu konuda Türkiye medyasının üzerine düşen sorumluluklar neler? Türkçe MOOC kursu altyapısı nasıl oluşur? Global Editors Network (GEN) tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen Veri Gazeteciliği ödülleri hangi projelere hangi kriterler dikkate alınarak veriliyor? Ödül almış bir veri gazeteciliği projesinin detaylı anlatımı ve medya endüstrisi veri bilimcisine ne kadar ihtiyaç duyar, Türkiye bunun neresinde? “ başlıklarına yer verilecektir.

*(*) Punto24’ün 2014–2015 ders yılında İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde sürdüreceği “Nasıl Yapmalı” gazetecilik atölyelerinin biri Dağ Medya’nın işbirliğiyle Veri Gazeteciliği konusuna ayrılacak.

--

--