Hemen Olmaz Değil Bazen Olmaz
Bize hep bir şeyi yeterince çok istersek olacağı söylendi.
Yeterince çalışırsak, yeterince inanırsak… Her şey mümkündü. Öyle demişlerdi. Öyle olmalıydı.
Ben de yıllar önce bir cümle görmüştüm. Bunu hayatımın mottosu yapmıştım:
HEMEN OLMAZ
Bu cümle benim için çok şey anlatıyordu. Çok da mantıklıydı. Çünkü hayatımda güzel olan ne varsa hemen olmamıştı. Hayat bana pek samimi öpücükler sunmadı bu yaşıma kadar. Kötü insanlarla karşılaşmadım ama pek şanslı da sayılmam. Hayal ettiğim ve gerçekleştirdiğim ne kadar şey varsa, hepsi çok büyük sabretmeler sonucunda oldu. Çok gözyaşından, çok alın terinden, çok uykusuz geceden sonra oldu. Ben de hep inandım. Bir şey gerçekleşmiyorsa, ben yeterince çabalamıyordum. Yeterince inanmıyor muydum? Yeterince istemiyor muydum? Yeterince ağlamıyor yahut çalışmıyor muydum?
Bu beni çok yüksek beklentileri olan, mükemmeliyetçi bir depresife dönüştürdü. Hiçbir şey yeterli değildi. Her şey daha iyi olmalıydı aslında. Daha çok yazmalıydım. Yazdıklarım her yerde yayınlanmalıydı. Yazdığım dizi en iyi şekilde çekilmeli, tam da hayal ettiğim gibi olmalıydı. Sevdiğim adam, benim onu sevdiğim gibi sevmeliydi beni. Regl olduğumda sıcak su torbası yapmalı, bana sık sık çiçek almalıydı.
Annem hastalandığımda hemen yanıma gelmeli, sesim biraz kötü olsa dostum hemen şarabını kapıp kapımda olmalıydı.
Her şey olması gerektiği gibi olmalıydı benim için. Eğer değilse burada benim bir hatam vardı. Yeterince sevilmeyi hak edememişim, yeterince değer görmek için çok çalışmamıştım. Çok sonra anladım sevilmemiş olmamın sebebi yeterince sevmemiş olmam değildi. Sadece sevilmemiştim. O kadar..
Yıllar geçtikçe fark ettim ki hiçbir şey benim beklentimi karşılamıyor. Çalıştığım hiçbir yer, yazdığım hiçbir şey, ailem, dostlarım, sevdiğim adamlar…
Demek ki ben korkunç biriyim. Başarısız, değersiz, sevilmeyen…
Beklentimi karşılamayan insanları hayatımdan çıkararak özsaygımı koruduğuma inandım. Peki ya yakıp yıktıklarım? Aslında beni çok seven ama sırf bana istediğimi istediğim şekilde vermediği için kalbini paramparça ettiğim onca insan?
Özsaygım ve ben yatakta tavanı izlerken çok düşünüyoruz onları…
Terapistim bunun çocukluktan kazanılan bir davranış biçimi olduğunu söyledi. Normal bir şeymiş bu.
Düzelebilir diye ekledi.
Yıllarca insanlara hep “HEMEN OLMAZ” dedim.
Pişmanım.
“Hemen olmaz” değil, bazen “olmaz” demeliymişim.
BAZEN OLMAZ
Olmuyormuş. Gariptir ki çoğunlukla bunun benimle bir alakası yokmuş. Her şey benim için, benim yüzümden ya da benim sayemde değilmiş. Ben bir hiçmişim. Hep “hiç olmak” kavramını düşünür, araştırırdım. Dövmesini bile yaptırdım. Halbuki hiç olmaktan ne kadar uzakmış zihnim. Ben, her şey benim dünyamda diye benimle ilgili olduğuna inanmışım. Değilmiş.
BAZEN OLMAZ canlarım… Bazen olmaz…