Besin İsrafını Neden Önlemeliyiz?

Rumeysa Yolcu
3 min readMar 24, 2023

--

Merhaba, sevgili okur!

Dünyada, bir yandan insan nüfusu giderek artarken diğer yandan doğal kaynaklarımız hızla tükeniyor. Bu duruma paralel olarak doğal kaynaklarımızın israfı da artıyor.

Eskiden atalarımız, kendi besinini kendi ürettiği için besin üretim sürecine hakimdi. Ürettiği besin; tarladan sofraya ulaşana kadar harcanan enerji, su, emek, toprak vb. kaynakların değerinin bilincindeydi ve besine saygı duyuyordu. Bu yüzden de besin israfı minimum düzeydeydi. Ancak toplumlar geliştikçe, şehirlerde yaşamaya başladık ve besinlerimizi marketten satın almaya başladık. Besin üretim süreci, bize çok yabancı gelmeye başladı; harcanan kaynakları görmezden geldik ve besine hak ettiği değeri veremedik.

Photo by GreenForce Staffing on Unsplash

Besin israfı, şu an dünya çapında çok ciddi boyutlara ulaşmış durumda. Ben de bu yazımda genel bir bakış açısı ile besin israfından bahsedeceğim. Haydi başlayalım!

Besin israfı, sürdürülebilirlik gündeminin üst sıralarında yer alıyor.

2011 yılında, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), insan tüketimi için üretilen besinin kabaca üçte birinin küresel olarak kaybolduğunu veya israf edildiğini tahmin ediyor, bu da yılda 1.3 milyar tona tekabül ediyor (1).

Bir tüketici olarak fark yaratmanın en iyi yollarından biri, uzun yollar katederek evimize, soframıza ulaşan besinleri israf etmeyi bırakıp onlara hak ettikleri değeri vermeye başlamaktır.

Besin Kaybı ve Besin İsrafı Arasındaki Fark Nedir?

Besin kaybı ve besin israfı, kısaca tedarik zinciri boyunca besinin miktarında veya kalitesinde meydana gelen azalmadır.

Besin Tedarik Zinciri

Besin kaybı ve besin israfı arasındaki fark, besin tedarik zincirinde kalite veya miktardaki azalmanın nerede meydana geldiği ile ilgilidir.

Besin kaybı, besin tedarik zincirinin ilk kısmında, yani üretici ile pazar yeri arasında gerçekleşir. Hasat, işleme veya taşıma sırasında tüketime uygun olan besinlerin dökülmesi, ezilmesi, bozulması veya çürümesidir. Besin kaybına bazı örnekler:

  • Şekil, renk veya olgunluk açısından pazar standartlarını karşılamayan taze ürünlerin satış merkezine ulaşmadan önce atılması.
  • Besinlerin uygun olmayan taşıma ve depolama uygulamalarına maruz kalarak bozulması.
  • Fazla üretilen besinlerin elde kalarak bozulması.

Besin israfı ise, satış veya tüketiciler düzeyinde meydana gelir. Besin israfına bazı örnekler:

  • Son kullanma tarihi geçtiği düşünülen tüketime uygun yiyeceklerin satış anında veya tüketiciler tarafından çöpe atılması.
  • Uzun süre markette bekleyen ve satılmayan besinlerin bozulması.
  • Restoran veya kafe gibi ev dışı mekanlarda yemek yedikten sonra tabakta bırakılan yemek artıkları.
  • İhtiyaç fazlası satın alınan besinlerin evlerde tüketme sırası gelene kadar bozulması.

Besin İsrafına Farklı Bakış Açıları

Besin israfı, küresel bir sorundur.

Besin atıklarının besin sistemimiz üzerindeki etkisi; çevreyi, biyolojik çeşitliliği ve doğal kaynakları olumsuz etkilemektedir, artan ekonomik ve sosyal maliyetlere sahiptir.

Dünya çapında yaklaşık 820 milyon insan yetersiz besleniyor ve 1 milyar insan aşırı besleniyor.

Eş zamanlı olarak, milyonlarca ton besin ve başka bir şekilde ifade edersek insanları beslemeye yönelik kalorinin dörtte biri, besin tedarik zinciri boyunca besin kaybı ve israfı haline geliyor (2).

Besin israfı, açlık ve yetersiz beslenmenin bu birlikteliği zamanımızın en büyük paradokslarından biridir.

Yiyeceği israf ettiğimizde, o yiyeceğin üretilmesi için kullanılan arazi, su, toprak, enerji gibi harcanan tüm kaynakları da israf etmiş oluyoruz.

Besin israfını azaltmak çok sayıda fayda sağlayacaktır: Sera gazı emisyonlarını azaltmanın yanı sıra besin yoksulluğunu ele almaya yardımcı olacak, doğal çevreyi koruyacak ve aynı zamanda para tasarrufu sağlayacaktır.

Bu haftalık anlatacaklarım bu kadar. Haftaya besin israfını azaltmaya yönelik hazırlanan “Besin Kullanım Hiyerarşisi” konusundan ve bu sistemi hayatımıza nasıl uygulayabileceğimizden bahsedeceğim.

Haftaya görüşmek üzere :)

Yazımı beğendiysen alkış atarak bana destek olabilirsin. (Maksimum 50'ye kadar alkış atılabildiğini biliyor muydun?)

Beni instagramda @dytrumeysayolcu hesabımdan takip edebilirsiniz.

Geçen hafta paylaştığım, serinin ilk yazısını okumak isterseniz:

--

--