UX yaratıcılığı öldürüyor mu?

İçimizde kopan fırtınaları hapsetmek yerine, cesurca işlerimize yansıtmalı ve sonuçlarını görmeliyiz.

Selçuk Sevindik
Sarı Kalem
3 min readMay 22, 2020

--

Son yıllarda kullanıcı deneyimine verilen önem muazzam derecede arttı. Artık her proje iyi ya da kötü bir UX sürecinden geçiyor. Peki kullanıcı deneyimine ve istatistiklere verilen bu değer yaratıcılığımızı ne derecede etkiliyor?

Sadece kitaba bağlı kalıp müfredatı uygular gibi kullanıcı deneyimleri mi oluşturuyoruz yoksa gerçekten hayal gücümüzün sınırlarını zorlayıp yaratıcı işler mi çıkarıyoruz?

Doğrusunu söylemek gerekirse çoğu zaman yaratıcılıktan uzak işler yaptığımızı düşünüyorum. Bunun tek bir sebebi yok tabi ki. Kullanıcıların sayısız çeşitlilikte cihazla etkileşim kurması, işletmelerin her cihaza ayrı tasarım ve yazılım süreci işletip büyük maliyetlere katlanmak istememesi, tasarımcıların risk almayıp kolaya kaçarak herkesin kabul edeceği tasarımlara yönelmesi gibi gibi…

Bir çok insan hatta tasarımcı, kullanıcıların Facebook, Google gibi sayfalarda büyük zaman geçirdiğini, insanların kullanım alışkanlıklarının bu yönde oluştuğunu ve benzer deneyimi talep ettiklerini düşünüyor. Haksız da sayılmazlar. İnsanlık tarihi boyunca alet kullanımı ve öğrenme de bu şekilde işledi, gelişti.

Kullanıcı deneyimi araştırmalarında alışkanlıklar sebebiyle kullacınıların birbirine benzer aksiyonlar aldıkları görüldü. Toplanan ve analiz edilen tüm istatistikler tasarımcıları birbirine daha da benzer yapılar oluşturmaya itti. Bu şekilde büyüyen bir kartopu gibi kısır döngü içine girdik ve yaratıcılığımızı kaybediyoruz.

Bu durumdan kurtulamaz mıyız? Tabi ki kurtulabiliriz, her şey bizim elimizde.

Kullanışlılıktan önce yaratıcılık

Kullanıcının istekleri her şeyden önce gelir yanılgısından kurtulmak gerekiyor. Müşteri her zaman haklı degildir. Siz kullanıcının önüne somut bir şey koymadan kafasında hiç bir şey canlandıramaz. Önce yaratıcılığınızı kullanın sonra kullanıcı testleri yapıp sonuçlara göre şekillendirirsiniz. Böylece milyonlarca benzer uygulamadan biri olmaktan kurtulabilirsiniz. O kendine has yöresel tadı yakalamanın peşinde koşmalısınız.

Perspektifinizi genişletin

İlk yapmanız gereken şey hedef kitlenizi ve problemi tanımak. Bulmak istediğiniz çözümü rakiplerinizin yaptıklarında değil, bambaşka yerlerde aramayı deneyin. Kullanıcıların son on yılda öğrendiklerine değil milyonlarca yıldır öğrendiklerine, doğasına bakmayı deneyin. İnsanın bir günde bildiklerini değiştirebilen bir varlık olmadığını unutmayın. Mutlaka geribildirim alın, hiç düşünmediğiniz aydınlanmalar yaşayabilirsiniz. Neye, kim için çözüm bulmaya çalışıyorsunuz sorusunu göz ardı etmeyin. Dünyanın en yaratıcı insanı dahi olsanız doğru çözümü bulamayabilirsiniz.

Trendleri takip edin, kopyalamayın

Dönem dönem farklı trendler geliyor ve internet dünyasını şekillendiriyor. Skeuomorphism, Flat design, Material design, Web 2.0, Mobile first design, Responsive design gibi bir çok trend geldi geçiyor. Yaratıcı olacağım diyerek trendlere sırt çevirmek pek akıllıca olmaz ancak birebir bunları uygulamak da sizi yaratıcı kılmayacaktır.

Veri yalan söylemez

Evet, veri yalan söylemez ancak veri size nasıl yapmanız gerektiğini de söylemez. Yolcularınızı varmak istedikleri noktaya ulaştırmak için kupkuru topraklarla çevrili bir otoyoldan götürmek yerine, aynı sürede belki de daha kısa sürede varabileceğiniz, muhteşem manzaraya sahip alabildiğine uzanan sahil yolunu tercih etseniz daha mutlu müşterilere sahip olamaz mısınız? İlk akla geleni yapmak yerine biraz daha düşünün, sınırlarınızı zorlayın. Farklı ne yapabilirsiniz, nasıl daha özgün olabilirsiniz diye düşünün.

Verinin yalan söylemeyeceğini unutmayın ve adınız kadar emin olsanız dahi işlerinizi test edin. Aşık olun ama kör olmayın, sizin de yanılabileceginizi her zaman haklı olamayacağınızı daima aklınızın bir köşesinde tutun.

Yaratıcılığı öldüren aslında…

UX yaratıcılığı öldürmez, biz öldürürüz. Her gün işe girerken aynı yolu kullanmak, her gün aynı kahveyi aynı dükkandan almak, her gelen müşteriye aynı saç tıraşını yapmak gibi her probleme aynı çözümü üretip kullanıcı deneyimini suçlarız.

Aynı sonuca ulaşmak için her zaman alternatif ve daha iyi yöntemler var olacaktır. Sadece ona ulaşmak için daha fazla okumalı, daha fazla denemeli, daha fazla yanılmalıyız. Yanıldıkça güçleneceğiz, güçlendikçe daha fazla deneyeceğiz.

İçimizde kopan fırtınaları hapsetmek yerine, cesurca işlerimize yansıtmalı ve sonuçlarını görmeliyiz.

Yaratıcı ve renkli kalmanız dileğiyle…

--

--

Selçuk Sevindik
Sarı Kalem

A designer who chases financial freedom by traveling | Head of UX at Softtech Ventures | Digital Nomad | selcuksevindik@gmail.com