Uber’de engineering manager (mühendis müdürü) olarak çalışan Dan Heller’ın kendi blogunda ‘Ten Principles for Growth as an Engineer’ başlığıyla paylaştığı yazıyı çok etkili buldum. Kendim defalarca okudum, sizlerinde bundan faydalanmasını istiyorum. Eğer ingilizcenin yeteri seviyedeyse orjinalini okumanızı tavsiye ediyorum.
Yazıyı beğendiğiniz ve faydalı bulduğunuz takdirde takım arkadaşlarınızla, sizinle çalışan mühendislerle paylaşmanızı öneririm. Bir mühendis çoğu zaman takımının ortalamasından daha ileriye gidemiyor. Etrafınızdakilerin gelişimine katkı sağlamak uzun vadede sizi de ileriye götürecek, bunu unutmamak lazım. Son olarak yazının aslına sadık kalmaya çalıştım, fakat bazı noktalarda kelime seçiminde insiyatif kullandım. İyi okumalar.
*** Çeviri:
Bir senedir müdürlük yaptığım mühendis geçen ay başka…
Her bölümünü dört kulakla beklediğim bir podcast serisi var, adı How I Built This (link). Belki ‘bunu nasıl yaptım/başardım’ diye çevirebiliriz. Sunucunun katılımcılara her bölümde sorduğu bir soru var; başarının ne kadarını çok çalışmana, ne kadarını şansa borçlusun? Bana kimse sormadı ama fikrimi belirteyim istedim. Ne de olsa burası benim çöplüğüm.
Şunu farkettim; yapılacak iş çok, işini kaliteli yapan insana inanılmaz derecede ihtiyaç var. Fakat insanlar bunu kendi lehine kullanmıyor. İş başvurularını değerlendiriyorsun, başvuranların özgemişini, LinkedIn profilini inceliyorsun, hiçbir sinyal alamıyorsun. Yüzde doksan beşten fazlasını mülakata bile çağırmıyorsun. Aralarında potansiyeli yüksek o kadar kişi var ki.. Ön elemeden geçenleri mülakat…
Ohohoo, uzun bir aradan sonra yeni bir blog yazısı.
Topluluk adını verdiğim bir girişimim var. İnsanlar biraraya toplansın, güzel güzel bildiklerini, tecrübelerini paylaşsın. Birey olarak değil, grup olarak yükselelim, birşeyleri başaralım istiyoruz.
Mentörlük programı üzerine uzun süredir kafa yoruyorduk. Bir şekilde Topluluk üyeleri arasında etkileşimi arttırıp bilhassa yazılım konusunda tecrübe aktarımını tetiklemek nasıl mümkün olur, öğrenmeye çalışıyorum. Yan not; iş ortamımda bir mentörle eşleşip birkaç kez bu konsepti profesyonel kurulumda denedim, fayda sağlamadı. Devamlılık bu tür eforlarda oldukça zor.
Neyse, uzun uzun düşündükten sonra üyelerle basit bir yazılım projesi geliştirmeye ve bu şekilde tecrübe aktarımını test etmeye karar verdim. Yaklaşık…
Müdürüm altında çalışanları her ay bir odaya topluyor, düzenli aralıklarla olan bitenlerden konuşuyoruz. Önümüzdeki ay takımca aynı katta başka bir yere taşınacağımızı söylüyor, yüzlere koca bir gülümseme yayılıyor. Ne de olsa mahzenden farksız şu an bulunduğumuz yer.
Bir ay geçmek bilmiyor, acaba yine ofisin karanlık bir köşesine mi taşınacağız? Şirkette geçirdiğim 1.5 senede takımım üç kez (aynı bina içerisinde) farklı lokasyonlara taşındı. Son geldiğimiz yer öylesine karanlık ki, ofise gündüz giriyorsunuz, akşam hava karardıktan sonra çıkana kadar güneş ışınına denk gelmiyorsunuz bile. Zaten çocukluktan beri nefret ederim güneşin erken batmasından, güzel havalarda içeri tıkılıp kalmaktan.
Taşınmamıza bir hafta kaldı, herkes…
Varolan blog sitem hantal, pis, çirkin birşeydi. Hal öyle olunca altı senede yüzün üzerinde yazıyla hayatımı arşivleyen ben, son üç senede ancak beş yazı yazıp benden haber bekleyen milyonları üzdüm.
Medium biraz daha janjanlı, yazmayı teşvik eden bir platform. Bir umutla tüm yazıları buraya taşıyıp eski sitemin kepenklerini indirdim.
Önümüzdeki haftalarda çılgın blog yazılarında görüşmek üzere!
(yazmadı)
Haziran ayında 3 adımda yurtdışında staj yeri bulmak adlı bir video paylaşmıştım (videoyu bu yazı sonunda bulabilirsiniz). Bu videoda gerekli şartları sağlayan ve staj yeri bulan ilk kişiye 1500 dolar değerinde yani 5000 TL üzerinde bir finansal destekte bulunacağımı taahhüt etmiştim.
Video yorumlarında süreci benimle paylaşıp ilk olarak 27 Ekim’de bana ulaşan bir arkadaşa az önce bu desteği gönderdim. Kendisi çok güzel bir şekilde sürece hazırlanıp, video altına yorumlarla bizleri bilgilendirdi. Birçok yere staj başvurusunda bulunup nihayetinde bir yerden kabul alınca bana ulaştı. Güzel bir dil ve formatla bana attığı mailde Youtube üzerinden bıraktığı yorumların ekran görüntüsünü, firmalara başvuruda kullandığı…
4 ay önce ‘Yazılıma/Programlamaya nereden başlamalıyım?’ adında bir video çektim, 250 bine yakın izlendi. Videoya cevap oldukça iyiydi; 900’den fazla yorum aldı, sosyal ağlarda yüzlerce kez paylaşıldı, ilginiz için tişikirler!
Video içerisinde izleyenlere üç farklı kategoride proje sundum. İki ay süresince HTML, CSS ve JS kullanarak bu projeleri geliştirenler codepen üzerinden kodlarını benle paylaştı. Toplamda 200 üzerinde proje linki aldım. Hepsini tek tek inceleyip, ön elemeden geçirdikten sonra diğerlerinden hem görsel hem kod yapısı olarak biraz daha ön plana çıkanlar arasında canlı yayında oylamayı yaptık. Projeniz listede yoksa kesinlikle diğerlerinden kötü ya da yetersiz olduğu anlamına gelmiyor.
Bazen 70–80 saat sürebiliyor.
Geçtiğimiz günlerde ‘LC Waikiki Yetenek Kampı 2017‘ organizatörlerinden biri benimle iletişime geçti. Bu gönüllülük usulüyle organize edilen etkinliğe katılıp, katılmak istemediğimi sordu. Bende ‘ya hacı madem uygun gördünüz, lise ve üniversite öğrencilerine bir faydamız dokunacağını düşündünüz, neden olmasın, neden?’ dedim.
Sonra, nasıl bu lise ve üniversite öğrencilerinden oluşan kitleye ulaşabilirim diye düşündüm, durdum. Oturdum video için konuyu, ana mesajı ve akışı hazırladım. Ardından uzun bir metin yazdım. 10–20 kez bu metnin üzerinden geçtim. Türkçesine güvendiğim bir arkadaşıma gönderdim. Sonra metni 2–3 kez farklı zamanlarda seslendirip, günlerce tekrar tekrar dinledim; bazen metrodan eve dönerken, bazen iş yerinde…
Takip ediyorsanız biliyorsunuz, ‘Türkler Amerika’da Ne Yapıyor?’ adında bir youtube serim var. Başarılı bulduğum kişilerle röportaj yapıyorum. Hem ben mi yapacağım, bu sefer röportajı Doğukan yaptı, ben konuştum!
Bence güzel oldu, bakalım siz de beğenecek misiniz? Yazılım ile ilgileniyorsanız Doğukan’ın kanalına bir gözatın, abone olmaya değer bulabilirsiniz.
Öğrenmek güzel sorular sormakla başlıyor, cevabı kavrayabilmekle devam ediyor. Güzel soru sormak içinse problemin ne olduğunu anlamak lazım.
Youtube’da henüz 35 bin civari abone olmasına rağmen farklı platformlardan günde toplam 40‘a yakın mesaj ve youtube üzerinden onlarca yorum geliyor. İlginiz için hepinize teşekkürler, fakat problem şu; gelen her soruyu okuyup cevaplamak için min 4 dakika ayırsam, ki bazen on, on beş dakikayı buluyor, her gün üç saatten fazla vaktı buna harcamam gerekiyor. İnsanlara yardımcı olmak için sarfettiğim efor benim için full-time bir iş değil, gündelik sorumluluklarım devam ediyor. …
💻 uber’de muhendis 📸 youtube’da icerik ureticisi