Siberuzay teriminin ilk kullanımı ,William Gibson tarafından “Burning Chrome” isimli kısa bilim kurgu hikayesinde ortaya çıkmaktadır. İlk zamanlarda bilgisayar bilimlerine ilgisi olan insanların bulunduğu ortamı tanımlamak için geçirilen alanın ne isimde olacağı söz konusu olduğunda, akla gelen “Bilgi Uzayı” yada “Veri Uzayı” tanımlamalarından daha çok “Siber Uzay” tanımını yaygınlaştırıp bilimkurgu dünyasında yazdığı eserlerle birçok insanı etkilemiş olan Gibson, daha sonra oluşacak internet insanlarına etkileşim kapısını aralamıştır.
İnternet insanları ve kullanıcılarına bağlanan “Siber Uzay” ‘ın bir sonraki durağı, tanımını kazandıktan sonra varlığını kazanması olacaktı. Sonraları ortaya çıkacak olan World Wide Web ile varlığını kazanan elektron hiyerarşisi, ilk savunuşunu ve peygamberini John Perry Barlow’un “Siber Uzayın Bağımsızlığının İlanı” yazısında kazanmıştır.
“Endüstriyel Dünyanın Devletleri… Ben Siber Uzaydan geliyorum” diye başlayan yazısı, sizin bize hiç bir şekilde tiranlıkla dayatacağınız kuralların olmadığı özgür bir yerden geliyorum diye devam eder.
Bizim dünyamızın problemleri olduğunu söyleyip alanlarımızı kontrol altına alma girişiminiz başarısız olacak ve bizler Siber Uzayın kendi Sosyal Kontratını yaratacağız. Kurallarımız birilerinin bize zorlamasıyla değil burada var olan ilişkiler ağlarındaki insanların tepkileriyle oluşacağını söyler.
Tüm dayatmalarınız maddeye dayanıyor ama burada madde yok. Kimliklerimizin vücudu yok. Hem her yerdeyiz hem hiç bir yerde. Kodlarımız kültürümüzdür.
“Bitlerin iletişimi”
Siber Uzayın varlığını kelimeleriyle yeterince ilan eden Barlow.
”Bizler gezegenin her yerine yayılacağız ki artık düşüncelerimizi kimse tutuklayamasın”
diye bitirir.
