Dünyanın En Romantik Başkenti: PARİS

Seyahat Notlarım
4 min readFeb 15, 2018

--

Aşkın şehri Paris. Filmlerde, kitaplarda bahsedilen dolu dizgin aşkların yaşandığı şehir Paris. Şüphesiz dünyanın dört bir yanından çiftlerin sokaklarında el ele dolaşmak istediği, Eyfel Kulesi manzarası eşliğinde şarap içmek istediği en gözde seyahat noktalarından birisi, belki de birincisi. Ancak bu şehrin size sundukları tabii ki aşk ve romantizm ile sınırlı değil! El ele romantik bir yürüyüşün yanı sıra kendini bir süreliğine de olsa ‘’Parisien’’ hissetmek ve Paris’in kültürünü keşfetmek isteyenler hayal kırıklığına uğramayacaklarına emin olabilirler. İşte Paris seyahatiniz için bazı öneriler:

Sacré-Cœur Bazilikası ve Ressamlar Tepesi

Sacré-Cœur Bazilikası Paris’teki en meşhur kiliselerden biridir. Sacré-Cœur İsa’nın kutsal kalbine adanmıştır, zaten kelime anlamı olarak da ‘’Kutsal Kalp’’ demektir. Konum olarak Paris’in en yüksek tepesinin üstüne inşa edilmiştir. Bunun nedeni ise tüm Hristiyanların bazikilayı bulundukları her noktadan görebilmelerini ve İsa’nın varlığını daima yanlarında hissedebilmelerini sağlamaktır.

Tepeye adımınızı attığınız an bu beyaz ve görkemli bazilika sizi tam anlamıyla büyüleyecek. Ancak bizden söylemesi, gözünüz tepeye çıkan merdivenlere iliştiği zaman o büyülenmiş ifade kendini şaşkınlığa bırakabilir… Hemen korkmayın, merdivenlere alternatif olarak tepeye çıkan bir finiküler de bulunuyor. Çıkış yolunuz her ne olursa olsun, tepedeki Paris manzarasını gördüğünüzde kesinlikle her şeye değecek. Aynı zamanda mükemmel bir fotoğraf çekilme noktası olduğunu söylememize de gerek yok herhalde?

Sacré-Cœur’e sadece birkaç metre mesafede olan Ressamlar Tepesi ise bu civara gelenlerin kesinlikle es geçmediği noktalardan. Bir zamanlar Pablo Picasso, Salvador Dali, Vincent Van Gogh gibi ünlü ressamların uğrak noktası olan Ressamlar Tepesi günümüzde hala sanatın ön planda olduğu bir yer olmaya devam ediyor. Ressamlar Tepesi’nin meşhur ressamları bir meydanda dağılmış durumdalar. Oldukça yetenekli olduklarını söylemek zorundayız, evinize bir hatıra ile dönmek isterseniz burada bir portre yaptırmayı düşünebilirsiniz. Yok ben almayım, kahvemi yudumlayıp muhteşem bir portrenin ortaya çıkışını izlemek benim için kâfi derseniz eğer meydanı çevreleyen çok sayıda kafe ve restorandan herhangi birine de oturabilirsiniz.

Eyfel Kulesi

1889 yılında Expo Dünya Fuarı’nın giriş kapısı olarak inşa edilen Eyfel Kulesi o zamandan bu yana şehrin sembolü olmaya devam ediyor. Kule her 7 yılda bir boyanıyor ve bunun için 60 ton boya kullanılıyor. Kulenin tasarımı ise adını aldığı Gustave Eiffel’e ait. Gustave Eiffel’in tasarımlarını görmek için ise illa Fransa’ya kadar gitmenize gerek yok! İzmir’deki Konak Pier’in tasarımı da Eiffel’e ait.

Eyfel Kulesi’nin romantizm kısmına gelecek olursak, gece için ayrı gündüz için ayrı tavsiyelerimiz var! Champ de Mars Parkı’nda bir öğlen pikniğini yapılacaklar listenize mutlaka eklemelisiniz. Parisliler gibi baget ekmeğinizi, rokfor peynirinizi ve şarabınızı alıp çimlerin üzerinde Eyfel Kulesi manzarası eşliğinde piknik yapmak geçireceğiniz en romantik dakikalardan olabilir. Hava karardıktan sonra ise saatte bir yapılan ışık gösterilerini izleyerek görsel şölenin keyfini çıkarabilirsiniz. Belli bir miktar parayı gözden çıkarırım diyorsanız Eyfel Kulesi’nin içinde 124 metre yükseklikte bulunan Le Jules Verne Restaurant’ta ünlü şefler tarafından hazırlanan yemeklerin tadına bakarken aynı zamanda eşsiz Paris manzarasının keyfine varabilirsiniz. Ancak unutmayın, burada yemek yiyebilmeniz için önceden rezarvasyon yaptırmanız gerekiyor.

Fotoğraf çekmek için en iyi noktalardan biri olan meşhur atlı karınca, nam-ı diğer ‘’La Carousel’’
Louvre Müzesi
Paris’in en iyi makaronları burada: Ladurée
Güzel bir öğle yemeği alternatifi: Soğan çorbası. Champs-Élysées, Unisex.

--

--