Onsuz Bir Hollanda Seyahati Düşünülemez: AMSTERDAM

Seyahat Notlarım
5 min readMar 1, 2018

--

Fotoğraf: Kaci Baum

Amsterdam kanalları, rahat yaşam tarzı, çok kültürlü yapısı ve özellikle hareketli gece hayatı ile tüm dünyada popülerite kazanmış bir şehir. Çoğu ziyaretçi bu güzel şehre sadece birkaç günlüğüne gece hayatını doyasıya yaşamak için geliyor ve şehrin sunduğu diğer çoğu şeyi kaçırıyor. Fakat burası inanın çılgın eğlencelerin ve gece hayatının çok daha ötesinde bir yer. Bu yazımızda inanılmaz güzellikteki müzeleri, tarihi mimarisi ve bakmaya doyamayacağınız kanalları ile bu kısıtlamalardan çok daha fazlasını hak eden Amsterdam ile sizlerleyiz. Ve şu cümle ile başlamak istiyoruz: Amsterdam, Amsterdam ile özdeştirilen şeylerden ibaret değil!

Gezilecek yer önerilerine başlamadan önce Amsterdam hakkında ilginç birkaç bilgi vermek istiyoruz:

Fotoğraf: Jacques Pannekeet

Hollanda’nın dörtte biri deniz seviyesinin altında ve Amsterdam da buna dahil. Amsterdam’ın en alçak noktası deniz seviyesinin 6,5 metre altında bulunuyor. Bu nedenle Hollanda’yı tanımlayan en güzel sözün “Tanrı Dünyayı, Hollandalılar ise Hollanda’yı yarattı” olduğunu söylemek hiç de yanlış olmayacaktır!

Amsterdam Centraal tren istasyonu altında gerçekleşen yenileme çalışması. Fotoğraf: Fons Heijnsbroek

Şehrin tamamı bataklık alan üzerine kurulu olduğundan yapılan binaların sabit kalması için tüm Amsterdam yüzlerce, binlerce tahta kazığın üzerinde inşa edilmiş. Mesela, Dam meydanındaki Kraliyet Sarayı 14.000 tahta kazık üzerine inşa edilmiş. Bu sebeple de şehri gezerken yana veya öne doğru eğilmiş evlere sıkça rastlayabilirsiniz.

Fotoğraf: Jim Forest

Amsterdam’da araba sayısının dört katı kadar bisiklet bulunuyor. Amsterdamlılar her mevsimde ve her koşulda bisiklet kullanıyorlar. Şehir genelinde bisikletlerin çoğunun eski ve gösterişsiz olduğu dikkatinizi çekebilir. Bunun nedeni Amsterdam’da bisiklet hırsızlığının oldukça yaygın olması. Her yıl 100.000 adet bisiklet çalınırken, 25.000 bisiklet kanallara atılıyor. Buranın yerel halkının bir lafı var: Sokakta bisikletim çalındı diye bağırırsanız birkaç kişi elindeki bisikleti olduğu yere bırakıp kaçmaya başlar! Asla aklınızdan çıkarmamanız gereken şey ise; burada bisikletlerin geçiş önceliği bulunuyor ve dikkat etmediğiniz takdirde birisi tarafından ezilme ihtimaliniz oldukça yüksek. Evet, aklınızdaki soruyu duyabiliyoruz. Hayır, durmuyorlar.

Fotoğraf: Martha Rotter

Amsterdam’ın diğer bir ilginç özelliği ise tekne evler. En başta insanların yaşayacak yer sıkıntısı çekmesi sonucunda ortaya çıkan bu yüzen evler zaman içerisinde iyice benimsenmiş ve bir yaşam stili olarak burada yaşamayı seçen insanların sayısı git gide artmış. İnanması zor biliyoruz ama bu evlerin çoğunun suyun altında bulunan ikinci bir katları var! Fakat, her güzel şeyin bir bedeli olduğu gibi böylesine orjinal bir evde yaşamanın da bazı bedelleri oluyor. Tekne evlerden yüksek vergiler alınıyor ve su arıtma amacıyla kullanılan filtrasyon sistemleri oldukça maliyetli. Ancak her gün muhteşem kanal manzarasına uyanmanın tüm bu zorluklara değeceğini düşünen birçok insan bulunuyor ki burada 2500'den fazla kanal evi var!

Peki Amsterdam’da mutlaka gidilip görülmesi gereken yerler nereler?

1. Rijks Müzesi

Fotoğraf: dolanh

Rijks Müzesi Amsterdam’ın en büyük ve popüler müzelerinden birisi. Geniş koleksiyonunda 800 yılı aşkın Hollanda ve dünya tarihinin yansıtıldığı çok sayıda eser sergileniyor. Rembrandt, Van Gogh ve Vermeer gibi ünlü ressamların eserlerinin dışında heykeller, arkeolojik eserler, giysiler ve kültürel açıdan önemli diğer objeler de bulunuyor. Küçük bir hatırlatma: Hollandalılar buranın adını ‘’rayk’’ şeklinde telaffuz ediyor ve bu şekilde söylemezseniz genellikle neyden bahsettiğinizi anlamıyorlar. Aklınızda bulunsun.

2. Van Gogh Müzesi

Fotoğraf: photopoésie

Civardaki diğer müzelere kıyasla daha küçük olan bu müze dünyanın en geniş Vincent van Gogh koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor. Van Gogh’a ait 700 mektup, 500 çizim, 200 resim ve sanatçının Japonca baskılarının bulunduğu bu özel müzede en dikkat çeken tablolar ise Yatak Odası, Patates Yiyenler ve Vazodaki Ayçiçekleri. Yıldızlı Geceler resmi New York’taki Modern Sanatlar Müzesi’nde (MoMA)bulunuyor. Van Gogh Müzesi hakkında küçük bir öneri: Genellikle müzeye girişte uzun bir sıra oluyor. I-Amsterdam Card edinerek bu müzeyi ücretsiz gezme şansı yakalayabilirsiniz ve bu sayede uzun sıralarda beklemek zorunda da kalmazsınız.

Kart hakkında daha fazla bilgiyi buradan edinebilirsiniz.

3. Vondelpark

Fotoğraf: Saurabh Thakur

Kalabalık ve koşuşturma dolu bir şehirde sığınacak huzur dolu bir yer mi arıyorsunuz? Gençlerin çimlerin üzerinde güneşlendiği, ebeveynlerin çocuklarını gezmeye çıkardığı, yaşlıların banklarda oturup sohbet ettiği, kısacası her yaştan insanın gönüllerince vakit geçirdiği bir yerdir Vondelpark. 150'den fazla ağaç türüne ev sahipliği yapmaktadır, parktaki tüm ağaçların sayısı ise 4700 civarındadır. Parkta; ördekler, çeşitli kuşlar, sincaplar, tavşanlar ve daha birçok hayvan çeşidi de bulunmaktadır. Amsterdam’ın başka hiçbir yerinde doğayla ve hayvanlarla böylesine iç içe olamayacağınızı söyleyebiliriz. Yoğun Amsterdam temposundan yorulduğunuz an Vondelpark’a gidin, çimlerin üzerine uzanın ve kuş sesleriyle birlikte anın keyfini çıkarın!

4. Amsterdam Çiçek Pazarı

Fotoğraf: David Morgan

Hollanda denilince akla gelen ilk şeylerden biri de şüphesiz laleler. ‘’Bloemenmarkt’’ olarak geçen Amsterdam çiçek pazarının şehrin en renkli noktası olduğuna şüphe yok! Burada çiçek buketlerinin yanı sıra tohumlar, ev bitkileri ve bahçe araç gereçleri de bulabilirsiniz. Aynı zamanda tahta ayakkabılar, yeldeğirmeni heykelleri ve şehre özgü diğer hediyelik eşyaları da bulmak mümkün. Amsterdam’a gidip de çeşit çeşit çiçekleriyle bu rengarenk pazarı görmemek gerçekten büyük bir eksiklik olur.

5. Red Light District

Fotoğraf: Jordan Merrick

Kırmızı lambalı camlı odalar ve camların arkasında müşteri çekmeye çalışan kadınlar. Burası için Amsterdam’ın özgürlükler şehri olarak nitelendirilmesinin en büyük sebebi diyebiliriz. Ancak burası kulağa geldiği kadar ürkütücü bir yer değil, öncelikle oldukça güvenli bir bölge. Burada çocuklarıyla gezen ve sadece yollarının üstü olduğu için kafalarını kaldırmaya bile gerek duymadan geçip giden insanlar göreceksiniz. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta ise fotoğraf çekmek kesinlikle yasak! Böyle bir durumda kadınlar anda agresifleşiyor. Telefonu alınıp mazgallara atılanı mı duymadık, odadaki kadınlar tarafından kovalananı mı… Aman diyelim, denemeyin.

--

--