Bölüm4: Bir İş Fikrinin Potansiyel Değerini Ölçmenin 10 Adımı

Tunçsel Ülkü
6 min readJul 22, 2020

Aşık olduğunuz ve arkadaşlarınızca temelsizce desteklenmiş, hayata geçmeye hazır iş fikirleriniz mi var? Peki, fikriniz gerçekten kaç puan eder? Bunu sayısal olarak ölçebilmenin bir yolu olduğunu öğrendiğimde çok heyecanlanmıştım.

Josh Kaufman — The Personal MBA

Bundan 3 sene önce Josh Kaufman’ın “Kendi Kendine MBA” kitabını okumuştum. (Orijinal ismi: The Personal MBA) En küçüğünden en büyüğüne kadar her işletme sahibinin ve mümkünse çalışanlarının işletme uzmanlık programlarındaki bilgilere ihtiyacı olduğuna inanıyorum. Bu pahalı bir yurtdışı eğitimi de olabilir ya da benim gibi kendi kendinize kitaplardan da öğrenebilirsiniz. Bu konuya yazının sonlarında tekrar değineceğim.

Şimdi bu kitapta rastladığım ve neredeyse her gün faydalandığım harika bir aracı sizlerle paylaşmak isterim. Josh Kaufman bu konunun başlığını “Bir İşin Piyasa Değerini Ölçmek” olarak veriyor ama ben buna “1 Fikrin Potansiyel Değerini Ölçmenin 10 Adımı” diyorum. Çünkü sadece yeni bir iş fikri bile olmaksızın mevcut yapı içerisindeki küçük bir iyileştirmenin bile zaman harcamaya değer olup olmadığını ölçmemi sağlıyor. Zaman kazandırıyor.

Hadi testi birlikte yapalım. Siz de bir köşeye alttaki 10 maddeyi yazın, güncel iş fikri örnekleriyle nasıl değerlendirme yapmanız gerektiğini de açıkladım. Birazdan bu konu başlıklarına 1–10 arası puanlar vereceğiz. Puan verirken biraz acımasız olun.

  1. Aciliyet
  2. Piyasa Büyüklüğü
  3. Fiyatlandırma Potansiyeli
  4. Müşteri Kazanma Maliyeti
  5. Değer Sağlama Maliyeti
  6. Ürünün Benzersizliği
  7. Piyasaya Girme Hızı
  8. Ön Yatırım
  9. Yan Ürün Satma Potansiyeli
  10. Süreklilik Potansiyeli
İş Yerimdeki Büyük Beyaz Yazı Tahtam

İş yerimdeki büyük beyaz tahtamda bu maddeler sıralı ve ben de her yeni fikir için bu aracı kullanıyorum. Her madde için açıklamaları okuduktan sonra siz de kendi fikriniz için her maddeye 1–10 arası bir puan verin.

1. Aciliyet:

Kendinize sormanız gereken soru şu: İnsanlar şu anda veya yakın gelecekte yoğun şekilde bu ürünü veya hizmeti talep ediyor mu? Örneğin cerrahi maske üretimi veya el dezenfektanı üretimi yapmak covid-19 salgını öncesinde aciliyetli bir ihtiyaç değildi ama şimdi bu sektör ve ürünlerine yoğun şekilde talep var. Ya da aynı sebeple bireysel ulaşımın toplu ulaşımdan daha yoğun ilgi göreceğini düşünerek, önümüzde 2–3 sene için bir projeksiyon yapılabilir. Bunlara karşılık artık günümüzde sinemaya gitme ihtiyacının acil olduğunu söylemek imkansız.

2. Piyasa Büyüklüğü:

Açık bir madde. Josh Kaufman’ın örneklerini kullanacağım. El işi kursu açmanın piyasa büyüklüğü oldukça küçük. Bu kursları videolar çekerek internet ortamında satmak daha ölçeklenebilir bir fikir. (Bu aşamasını ben ekledim.😁) Kanser tedavisi ise devasa bir endüstri. Bu alanda sürece katkısı olacağını düşündüğünüz en ufak iyileştirme fikriniz bile astronomik bir piyasa büyüklüğüne sahip diyebiliriz. İşte tüm maddeleri bu iki uç örnek şeklinde düşünerek puanlarınızı optimize etmeye çalışın ve gerçekçi olun.

3. Fiyatlandırma Potansiyeli:

Soru şu: Alıcıların ürün veya hizmetleriniz için ödemeyi istediği fiyat ne kadar çok? Evime kürdan alırken çok fazla para ödemeyi kabul edeceğimi sanmıyorum. Otomobil alırken ise kriterlerim daha farklı tabii. Bazı oyuncaklı teknolojiler için ederinden daha çok para ödeyebilirim. Sizin fikrinizin fiyatlandırma potansiyeli kaç puan?

4. Müşteri Kazanma Maliyeti:

Yeni bir müşteri kazanmak ne kadar kolay? İşlek bir yere kafe açmayı düşünüyorsanız yoldan bir kez geçen biri bile müşteriniz olabilir? Ayrıca bir pazarlama kampanyası yapmaya gerek neredeyse yok. Fakat Netflix’e rakip bir platform tasarlıyorsanız içeriklerinizin diğer tüm platformlardan ayrışması gerekli ve açıkçası 4–5 platforma birden üyelik yaptırmayı asla düşünmedim. Demek ki beni kazanmak için mevcut üye olduğum platformu terk etmeme değecek bir değer önerisine ihtiyacınız var. Beni kazanmanın maliyeti çok yüksek.😅

5. Değer Sağlama Maliyeti:

Satılacak bir şeyi ne kadar ucuza mal ediyorsunuz? Mesela internetten eğitimlerinizi satmanın maliyeti çok düşük. Ama inovatif bir ürün tasarlıyorsunuz diyelim. Ürün tasarımları, üretimleri yapmak için atölye veya fabrika kurmak, çalışacak kişilere ödemeler yapmak, dağıtım kanalları oluşturmak derken maliyetler çok yükseliyor.

6. Ürünün Benzersizliği:

Bu madde çok açık ama yine kitabın yazarının örneği üzerine düşünmek çok eğlenceli. Yeni bir kuaför salonu açmak çok benzersiz bir fikir değil ama uzay turizmi hala benzersiz. Kimsenin yapmadığı bir şey. Çoğu zaman benzersiz fikir daha önce düşünülmemiş olan değil daha önce yapılmamış olandır. Sizin fikriniz ne kadar benzersiz?

7. Piyasaya Girme Hızı:

Satacak bir şeyi ne kadar hızlı yaratabilirsiniz. Bir fotoğraf makinası alıp arkadaşınızın ürünlerinin e-ticaret için fotoğraflarını çekmek size hızlı bir başlangıç sağlayabilir. Döviz büfesi açmak ise daha cidde bir süreç gerektiriyor. Regülasyonlar sebebiyle ödemeniz gereken teminatlar, onay süreçleri gibi hukuki işlemleri çözmeniz gerekli. Para kazanmaya yarın başlayamayacağınız çok açık.

8. Ön Yatırım:

Henüz bir şeyler satmaya başlamadan ne kadar yatırım yapmaya devam edebilirsiniz? Bunu cebinizdeki nakite veya kredibilite oranınıza göre düşünmek gerekli. Altın arama işine girecekseniz altını bulup satılabilecek hale getirmeden çok uzun süre yatırım yapmaya devam etmeniz gerekli. Üstelik hala bulacağınızın garantisi olmayabilir. Böyle bir fikriniz varsa bu maddeye 1 puan verin 😂

9. Yan Ürün Satma Potansiyeli:

Bunun harika örneği şu: Tıraş bıçağı satıyorsanız, yedek tıraş bıçağı, traş köpüğü, krem gibi yan ürünler satabilirsiniz. Hatta öyle ki bu yan ürünlerden sattığınız ilk üründen daha çok para kazanacaksınız. Printer kartuşları da böyledir. Printer alırsınız, çok pahalı değildir ama sonradan aldığınız kartuşları çoğu zaman printer fiyatına yaklaşır. Bu kartuşları sürekli almaya devam etmelisiniz. Evinize taktırdığınız klima ise pek öyle bir ürün değildir. Bozulana kadar kullanırsınız. Yanında ikincil bir ürün satmak neredeyse imkansız. En eğlencelisine geliyorum. Frizbi yan ürün satma potansiyeli en düşük ürünlerden biri sanırım. Bir tane alın ve kaybetmezseniz sonsuza kadar kullanın. Sizin de fikriniz frizbi örneğine benziyorsa 1 verin.

10. Süreklilik Potansiyeli:

Bir kitap yazıp senelerce hatta siz öldükten sonra bile satmayı sürdürebilirsiniz. Çocuklarınız da rahat eder. Bir kitap yazmak süreklilik potansiyeli açısından harika bir fikir. Fakat benim gibi reklam sektöründe fotoğraf, video üretimleri yapıyorsanız. Sürekli satmaya, sürekli üretmeye devam etmek zorundasınız ve çoğunlukla başlarda siz yokken sürdürülebilmesi mümkün değil. Sonuçta çok satan bir roman veya iş kitabı yazma hedefiniz varsa süreklilik potansiyeline 8–9 verin. Bizim işlerden buraya puan çıkmıyor.🥺

Şimdi gelin sonuçları nasıl değerlendirmemiz gerektiğine bakalım. İşte burası çok eğlenceli.

Puanların toplamı <50 ise:

Hemen vazgeçin. Üzülerek söylemeliyim ki fikrinizin piyasada karşılığı yok. Zaman kaybetmeyin, başka bir fikri test edin.

Puanların toplamı 50–75 arasında ise:

Riskler var ama üzerine düşülürse bir kıymete dönüşebilir. Fikrinizin hangi kısımlarında iyileştirmeler yaparsanız puanlarınızın toplamını 70–75 seviyelerine taşıyabilirsiniz? Bunu düşünmenin tam sırası. Biraz zaman harcamaya ve denemeye değer.

Puanların toplamı >75 ise:

Tam yol ileri.

Sonuçlar nasıl? Lütfen benimle yorumlarda gerçekten faydalı bulup bulmadığınızı, düşüncelerinizi paylaşın. Açıkçası bu zamana kadar 75puan ve üzeri olabilecek bir fikir bulamadım. Sizin fikriniz kaç puan etti? Başlamaya değer mi?

Bence bu, henüz bir şey yapmaya başlamadan, fikrinizin harekete geçmeye değer olup olmadığını ölçmek için kaba taslak bir düşünme tarzından çok daha fazlası. Her işin içerisinde olan dinamikleri, fikrinizin avantajlı ve dezavantajlı taraflarını size açıkça gösteriyor.

“Fikrinize aşık olmanızı engelliyor.”

Bu arada, aynı içeriği geçtiğimiz haftaki Podcast bölümümde de farklı örnekler vererek anlattım. Sizin için dinlemek de iyi bir pekiştirme olabilir. Benim için de aynı içerik bile olsa izlemek, dinlemek ve okumak hep faydalı oluyor. Bu linkten dinleyebilirsiniz: Tunçsel Ülkü ile Kendi İşim Podcast Serisi

Bonus:

Gelelim bir okulda MBA programına yazılmak konusundaki düşüncelerime. Henüz üniversiteden mezun olduysanız, bu pahalı eğitim programlarından birine yazılıp daha derin öğrenebilirsiniz ve daha önemlisi bu okul ortamında kendinize sizin gibi düşünen yol arkadaşları da bulabilirsiniz. Bu sayede doğru bir çevre inşa edebilirsiniz ve geneleceğiniz için bu 2 sene harika bir yatırım olabilir. Ama benim gibi meslek hayatınızın 10. senelerinde zaman ve kaynaklar konusunda daha hassassanız elbette tüm bilgiler kitaplarda yazılı. O yüzden alın bir kaç kitap okuyun ve bilgileri hemen mevcut işinizde uygulayın veya adapte edin derim.

Artık bilgiye ulaşmak ve öğrenmek için tam anlamıyla okullara ve pahalı eğitimlere ihtiyacımız yok. Eğitim sistemleri üzerine düşünülmesi gereken en önemli konu bu. Hala insanlar bir sınıfta toplanıp tahtalarda anlatılan şeyleri defterlerine mi geçirmeli?

Bu yöntemlerin hızlıca değişmesi gerektiği çok açık. Artık önemli olan bilginin kendisi değil çünkü bilgiye ulaşmak herkes için aynı oranda kolay. Yani bilgi artık çok demokratik. Önemli olan bu bilgileri yorumlama, sentezleme, yeni bilgiler üretebilme becerisi edinmekte.

Yani daha çağdaş bir tabirle data var ve asıl kıymetli olan bu dataları analiz edip içinden fayda çıkartabilmek.

Farkediyorum ki bu başlı başına ayrı ve çok daha tartışmalı bir makale konusu sanırım. Daha fazla uzatmadan bitiryorum o zaman. ✌️😁 Yine de bu konudaki görüşlerinizi duymak isterim. Lütfen yorumlarda düşüncelerinizi paylaşın. Haftaya görüşmek üzere.