Hayır demeyi öğrenmek

Üçüncü yaş koçu
3 min readAug 21, 2024

--

‘Hayır’, 5 harf, iki hece. Anlamı net: Yok, öyle değil, olmaz. Başka bir
açıklamaya da ihtiyacı yok.

Çocukken bu kelimeyi ne kadar kolay ve hızlı söyleriz. Hatırlayın. ’Hayır
istemiyorum’, ‘Hayır, yemek yemeyeceğim’, ‘Hayır, oyuncağımı
alamazsın.’ Hatırladınız mı? Büyüyünce ne oldu da, ‘hayır’ diyememeye
başladık. Yalnız değilsiniz, bu sadece sizin yaşadığınız bir sorun değil.
Okumayı bırakıp bir saniye düşünün. Son günlerde kaç kez ‘hayır’
demek istediniz ama ‘evet’ dediniz? Bir yemek davetine, borç para
istemine, ya da işyerinde sizden beklenen fazla mesaiye. ‘Evet’ derken
bile aslında yapmak istemediğinizi biliyordunuz. Ama ağzınızdan çıkmış
oldu bir kere ‘evet’.

“En eski, en kısa kelimeler — evet ve hayır — en çok düşünmeyi
gerektiren kelimelerdir”
İyonyalı düşünür, matematikçi Pisagor’un bu
cümleyi söylemesinin üzerinden yüzyıllar geçti. Pisagor, ‘en çok’ derken
herhalde yüzyılları kastetmemişti. Ama biz yüzyıllardır hala diyemiyoruz,
hala da tartışıyoruz. Neden dudaklarımızdan hemen ‘evet ‘dökülüyor?
Neden acaba dersiniz?

2002 Nobel Ekonomi Ödülü alan Psikolog Danıel Kahneman, iki
sistemden söz eder: ‘Sistem 1’ hızlı, otomatik, sezgisel zihnimiz, hiç çaba
sarf etmeden çalışır, öylece çıkıverir ortaya. ‘Sistem 2’ ise yavaş,
kontrollü, müzakereci, analitik zihnimiz, çaba gerektirir. Kahneman,
aslında iki düşünme biçimine vurgu yapar, otomatik olarak akla gelen
düşünceler ile üretilen düşünceler.

Otomatik düşünceler; üzerinde kontrolümüz olmayan veya farkında
olmadığımız, içgüdüsel, bilinçsiz, oldukça da etkili bir zihinsel süreçtir. Bu
sürecin temelini ise alışkanlıklar, koşullandırmalar, duygusal deneyimler, öğrenmeler, toplumsal kurallar, önyargılar oluşturur. Otomatik
düşüncelerimizi oluşturan bu süreç, bizim ‘hayır’ dememizin önüne geçer
ve bize ‘evet‘ dedirtir.

Hangi otomatik düşüncelerle çıkıyor ağzımızdan ‘evet’? Bu sorunun
yanıtını en iyi ‘evet’in sahibi bilir. Bize ‘evet’ dedirten; karşı tarafı hayal
kırıklığına uğratmamak, herkesi memnun etmek isteği olabilir mi? Karşı
tarafın öfkelenmesinden veya olumsuz bir tepki vermesinden kaçınmaya
ne dersiniz? Ya da sevilmemek, yalnız kalmak endişesi, karşı tarafı
üzmek kaygısı. Peki, geçmişten gelen bir davranış kalıbı? Ailemizin,
arkadaşlarımızın hayır kelimesine olumsuz bir değer yüklemesi olasılıklar
arasında mı? Bu düşünceler, inançlar, kaygılar, toplumsal baskılar ve
geçmiş deneyimlerle şekillenir.

‘Hayır’ diyememenin üstesinden gelmenin ilk adımı, önce otomatik
düşüncelerin farkına varmak, Sistem 2 yi devreye sokup bu düşünceleri
yeniden değerlendirmektir. Ve ardından sorulacak ilk soru:

‘Eğer ben şimdi evet dersem kendimde neye hayır diyorum?’.

Bu soruya yanıt verirken kendinize haksızlık yapmayın. Hatta zamanınız
varsa hemen kağıt kaleme sarılın, yazın, kendinizde nelere ‘hayır’
diyorsunuz? Son bir haftada nelere ‘evet’ dediniz? Hangilerine hayır
demek istiyordunuz? Eğer evet yanıtlarınız hayır olsaydı yaşamınızda
neler değişirdi?

Fark ettiniz mi? Kişisel sınırlarınızı koruyabilirdiniz, özgürlüğünüzü ve
otokontrolüzü sağlayabilirdiniz, stresinizi önleyebilirdiniz, değerlerinizi ve
önceliklerinizi koruyabilirdiniz. Elbette hayır demek hiç kolay değil ‘hayır’ demek, yıllarca ‘evet’ demişsiniz, özellikle de ailenize, sevdiklerinize, dostlarınıza.

Sert bir kelime olan hayır’ı incitmeden söylemek de mümkün. Birkaç
ipucu:

  • İsteyen kişiye ‘hayır’ demeyin, istediğine yani konuya ‘hayır’
    deyin. ‘Senin için yapabileceğim çok şey var. Ama bu
    yapabileceğim bir şey değil’
  • Asla telefonda ‘evet’ demeyin. Düşüneceğinizi, duruma
    bakacağınızı sonra yanıt vereceğiniz söyleyin, biraz zaman
    kazanın.
  • İki olumlu düşüncenin arasına olumsuzu koyabilirsiniz. ‘Aslında
    istediğini yapmak istiyorum, ama şimdi çok yoğunum, onun için
    istediğini yapamayacağım, bir dahaki sefere elimden geleni
    yaparım’,
  • Neden ‘hayır’ dediğiniz konusunda yalan söylemeye gerek yok,
    belirsizlik yaratmadan nazikçe ‘hayır’ deyin. Eğer isterseniz
    gerekçe de söyleyin.
  • Alternatif sunun. ‘borç veremiyorum, bütçem uygun değil,
    başkalarına da sordun mu?’
  • Empati kurun, ‘seni anlıyorum, ancak şu anda bunu yapamam,
    hatta imkansız’.
  • Her şeye hayır demenize gerek yok, ancak bu otomatik zihninizle
    olmasın, evet demek istiyorsanız da kendinize zaman tanıyın.

Kolay gelsin.

--

--