Sevgili Google, Seni Neden Sevmiyorum?

Google ile aramızda esen bu soğuk rüzgarların sebeplerini yazdığım oldukça gereksiz bilgiler içeren yazı dizimin ilkinde günah keçisi Blogger.com oldu.

Ahmet Burak
Ahmet Burak’ın Notları
2 min readMar 29, 2018

--

İllüstrasyon: Bâlâ Erfidan — www.behance.net/balaerfidan

2008'de, o zamanlar Obama yeni başkan, 1 ABD Doları’nın 1,2 Türk Lirası olduğu yıl. Blogger.com altyapısına sahip ilk blogumu açıp yabancı bir internet sitesinden indirdiğim şablonu kendi blogumda aktif hale getirmeyi başardığımda, bu kadar kolay şekilde bir web sayfasına sahip olma imkanı sunduğu için Google’a hayranlık duymuştum. Üstelik tamamen ücretsiz.

Şimdilerde maruz kaldığımız “Bir siteye mi ihtiyacınız var? Wix ile kendi sitenizi kendiniz oluşturabilirsiniz” iticiliğinden uzak sessizce kendi mecrasında kendi kitlesini oluşturan Blogspot.com uzantılı blogları hatırlıyorsunuzdur, hani şu ilk intibayı “beleş site” şeklinde uyandıran alan adı. Hâlâ blogger.com üzerinden neden blogspot.com uzantılı bloglar alındığına anlam veremem. Yani tam olarak içimdeki duygu 10 yıl sonra dahi şu: “Sebebi neydi ki?”

Şimdi siz “Abi herkes blogger oldu , herkes bio’suna blogger yazıyor, cafelerde beleş yemek asdfsdgdf….” diyorsunuz ya, yanılıyorsunuz. Herkesin blogger olma hikayesi 10 yıl öncesine dayanıyor, belki daha fazla. Bunun baş müsebbiplerinden olan Blogger.com, en yakın rakibi Wordpress.com ile tatlı rekabetini kaybedeli epey olsa da hâlâ kayda değer bir kullanıcısı var. Bu rekabeti kaybetme nedenlerinden biri benim Google’ı sevmeme nedenlerimden biridir. Açıklayayım: Blogger.com altyapısına sahip bloglarda ilkin “Sayfa” oluşturma özelliği bulunmuyordu. Yani siz blogunuza yalnızca “yazı” şimdiki söyleyişiyle “post” girebiliyordunuz. Bu “post”lar .html uzantılı bir erişim adresine (URL) sahip oluyordu. Bu cümleler sizin için fazla teknik geldiyse o zaman bir de şöyle anlatayım: Blogger.com, kullanıcılarının yalnızca dinamik sayfalar oluşturmasına izin veriyordu, statik sayfalar oluşturulamıyordu. Bence ikinci cümle ilk cümleden daha teknik oldu. (Şair burda lafı uzatmayı sevmiş.) Türkçe konuşacak olursam: Blogunuzda yok “hakkında”ymış “iletişim”miş, bu gibi sayfalar oluşturamıyordunuz. Oysa wordpress.com üzerinde yayın yapan bloglarda çatır çatır sayfa oluşturabiliyordunuz. Blogger.com kullanıcıları, bloguna iletişim formu ekleyebildiğinde aralarından 40 gün 40 gece düğün yapanlar oldu. (Bazısı hâlâ bu uzun düğünün borçlarını ödüyor.)

Bir takım temel eksikliklerine rağmen bendeniz bir Google fanboy olarak, etrafımdaki tüm Wordpress’çilerin “press”lerine direnç gösterip blogumu Blogger.com üzerinde devam ettirmiştim. Nedendi bu direnç? Çünkü temel bir mantığım vardı, Blogger.com’un arkasında dağ gibi Google var. Google bu işin arkasındaysa bu altyapı öyle bir gelişir, öyle bir ortalığı dağıtır ki, “ben demiştim” cümlesini gönül rahatlığıyla kurabilirim.

Öyle mi oldu, hayır! Google, hiç utanmadan işgal ettiği blogger.com adının hakkını veremedi, Wordpress’in açık kaynak mantığına karşı eridi bitti, yok olmasa da, o artık dev bir hayal kırıklığı olarak şurda duruyor: blogger.com

Ömrünüzden çaldığım okuma hızınıza göre değişen zaman dilimini, nisbeten değerli kılmak adına bu son paragrafta bir “hisse” çıkartmanızı sağlayabilirim. Blogger.com gider, Wordpress.com gelir… Medium.com gider bir başka com gelir, belki com’lu olmaz başka bi’şeyli olur… Mesela alternatifsiz görünen, video dünyasında tek başına iktidar olan Youtube’da öyle bir şey olur ki onu Barış Özcan dahi kurtaramayabilir… İyisi mi, siz bu yazıdan olmasa bile şimdiden bir yerlerden “hisse” alın. Dünya değişiyor. Google’ı gömme operasyonumun ikincisinde görüşmek üzere.

--

--

Ahmet Burak
Ahmet Burak’ın Notları

Multidisciplinary designer in Istanbul — #motiongraphics #ui #branding #animation #design #web #code — hello@aburakbal.com