ÜRETİMDE AKTİF, TÜKETİMDE PASİF

Helin Gençoğlu
Acemi Medya
Published in
2 min readDec 26, 2018

Her zaman olduğu gibi doğal, dengeli ve sağlıklı beslenmek insanoğlunun her zaman bir gereksinimi oldu.

Türkiye’de organik beslenme 2013–2014 yılında yarı yarıya artış gösterdi, insanların hayatlarında büyük ölçüde yer edindiği iddiası ortaya atıldı ve 2023'e kadar %100 artacağı söylendi.

Fakat gelir gider endeksi ile alakalı herhangi bir açıklama yapılmadı.

Son haberlere bakıldığında ise; Gıda mühendislerinin şikayetlerinin arttığı görüldü.

Gıda mühendislerinin şikayetleri; Türkiye organik üretimde her geçen gün güçlenirken, tüketimde hala çok geride olmamızdı bunun yanında üretimde bu kadar aktifken, gelişmiş ülkelerin gerisinde kalmamızdı.

Şehir merkezinden uzak, büyük tarlalarda çuval çuval yetiştirilen doğal besinler, şehir merkezinde küçük kavanozlarda ve tek kullanımlık paketlerde ederinin oldukça üstüne satılmaya başladı,“ödeyeceğiniz her fazla kuruşa değecek..” sloganları ile beraber, büyük markalar haline geldi.

Marketlerde normal yoğurt-organik yoğurt, normal pirinç-organik pirinç ayrımı yapılmaya başladı.

Geliri düşük olan normal yoğurt yerken, geliri yüksek olan organik yoğurt yedi.

Organik beslenmenin temeline bakıldığında eti kullanılan tavuğun, sütü sağılan ineğin dolaştığı toprak, yediği yem tamamen organik olmalı. 2009 yılında Migros ilk organik tavuğunu satışa çıkardı ve bahsi geçen hassasiyeti en iyi şekilde gösterdi fakat, aynı hassasiyeti fiyat konusunda gösteremedi.

Gösterilen genel tepkilere bakılırsa hem üreticiler hem tüketiciler hemde aracı firmalar, organik beslenmenin Türkiye’deki durumundan hiç memnun değil.

Çünkü; doğanın bize sunduklarından faydalanmak,doğadaki dengeye, mevsimsel değişikliklere uygun olarak beslenmek aslında bir ayrıcalık değil, aksine doğal bir denge olarak kabul edilmeli.

--

--