Artık Pazartesi Sendromu Yok

Pazartesi, salı, çarşamba. Artık her gün birbirinin aynısı.

Aslı Zal
İzole
Published in
2 min readApr 8, 2020

--

Karantinanın başlamasıyla birlikte gencinden yaşlısına, öğrencisinden emeklisine herkesin, dışarıda yapılması zorunlu olan işleri bulunmadıkça, evde kalması tavsiye ediliyor. Halkı kalabalıktan uzak tutmak adına tüm sosyal alanların kullanımı (sahiller, piknik yerleri, vb.) yasaklanırken, okullar çevrim içi ders uygulamasını sürdürüyor. İş yerlerinin bazıları ise çalışanlarına ücretsiz izin verirken, bazı işverenler işleri sürdürebilmek adına çalışanların evden yani -Home Office- çalışmasını istiyor. Eskiden öğrenciler ve özellikle çalışanlar için kabus olan pazartesi günleri ve yaşanan pazartesi sendromu yok oldu diyebilir miyiz? Her gün sabah erkenden uyanıp trafik çilesini de çekerek işe kim gidecek, sıcacık evini kim bırakacak diyenler, şu an hallerinden memnun mu acaba?

İnsanlar evlerinde hem gündelik hayatlarını sürdürmeye çalışıp hem de işlerini bir şekilde yapmaya devam ediyorlar. Psikolojik açıdan zorlu geçen bu süreç bir şeyler yapmadan, üretmeden, hayatımızı devam ettirecek işlere devam etmeden de geçmez tabii. Ama ev ortamı her işin yapılması için uygun mu? Evden ders veren hocaların, aynı anda kendi çocukları ağlamaya başlayınca ne oluyor? Evde çalışıyorum diye üstüne gömlek altına pijama giyen insanları da gördük tabii. Üstelik evde olmak demek bence aynı zamanda sosyalleşmemek de demek. İş yerine gitmek için güzelce giyinmek, insan içine karışmak, iş arkadaşlarıyla muhabbet edebilmek, oturduğunuz masa ya da kendinize ait odanızın olması bile başlı başına size kendinizi iyi hissettirebilecek ve evde bulunamayacak artılar.

Bu süreçte öğretmenler de evden çalışıyorlar. Dersleri çevrim içi olarak veren öğretmenler, öğrencilerini özlemiş gibi duruyorlar. Sınıftaki gibi öğrencileriyle göz teması kuramayan, dersi anlayıp anlayamadıklarını tam olarak bilemeyen Sınıf Öğretmeni Sezen Kuş, bu öğretmenlerden biri.

Özel sektörde ise durum biraz farklı. İptal edilen sözleşmeler, askıya alınan planlar. Sektör durma noktasına gelmese bile yavaşladığı açık. Türk Hava Yolları Proje Yöneticisi Doğukan Tapar ise bu süreçte insanlarla çalışmanın zorluğundan bahsediyor.

Karantina ile birlikte iş hayatındaki zorlayıcı zamanlara bir de daha kötüsü olan işten çıkarmalar ekleniyor. Çoğu işveren çalışanına ücretsiz izin verirken, birçoğu da süreçteki belirsizlik yüzünden çalışanlarını işten çıkarıyor. Bunu birebir yaşan Sanat Yönetmeni Şölen İnce, durumun ne kadar vahim olduğunun altını çiziyor.

Çalışanlar arasında şanslı sayılabilecek olanlara bir örnek ise Ziraat Mühendisi Işın Düzyol. Kendisine firması tarafından ücretli izin verilmiş. Artık pazartesi sendromu onun için yok. Haftanın tüm günlerini kendisi ve ailesi için kaliteli vakit geçirmek üzerine planlıyor.

Çalışanların durumu iş verenlerin vicdanına kalmış durumda. İş verenler ise aynı şekilde devletten ekonomik destek görmeyi bekliyor. Karantina daha kaç gün sürer? İşten çıkarmalar artar mı? Bu soruların kesin bir yanıtı yok ama görünen o ki işten çıkarmalar ve ücretsiz izin verme durumu arttıkça çalışanlar pazartesi sendromunu bile arayacaklar.

--

--