Kuruluş Aşaması

Şirket kurmalı mıyım? Kuracaksam ne zaman kurmalıyım?

Av. Ahmet Necip Arslan
aclistanbul
Published in
3 min readJun 7, 2020

--

Bir girişime başladığınızda, resmi bir şirket kuruluşu yapmanız gerekip gerekmediğini, kuracaksanız bunu hangi aşamada yapmanız gerektiğini merak etmişsinizdir.

Tek başınıza değilseniz, bir ya da birden fazla ortağınız varsa, şirketinizi kurmalısınız ve bunu daha hiçbir şeye başlamadan yapmalısınız. Girişimciler genelde fatura kesmeye başlamadan şirket kurmanın gereksiz olacağını düşünebilir. Aslında, fatura kesmek, gelinen en son noktadır. Şirketin tek fonksiyonu fatura kesebilmek de değildir. Girişimler için, şirketlerin fatura kesmekten başka temel iki amacı vardır.

  • Fikri mülkiyetin şirkete devredilmesi
  • Bütün hissedarların paylarını adil şekilde, belirlenen kriterlere göre alabilmesi

Tek hissedarsanız, kendiniz ile anlaşmazlık yaşama ihtimaliniz düşük olduğu için şirket kurmayı biraz daha geciktirebilirsiniz. Tabii her yazımda bahsettiğim gibi, anonim şirketin hisse satışında vergi avantajından yararlanmak için şirket hisselerinizi iki yıl elinizde tutmanız gerektiği için bu süreyi ne kadar erken başlatırsanız o kadar iyi olacaktır. Ama birden fazla kurucu varsa, şirketi ilk aşamada kurmamanın neden sorun çıkaracağını birkaç örnekle açıklamak istiyorum.

Varsayalım ki ortağınızla beraber bir yazılım geliştiriyorsunuz. Ortağınızla beraber 2 ay çalıştınız ve 2. ayın sonunda anlaşamadığınız için ortağınız ayrıldı. Siz yazılımınızı geliştirmeye devam ettiniz, birinci senenin sonunda resmi olarak şirketinizi kurdunuz ve satış yapmaya başladınız. İşler güzel gidiyor. İşinizi daha da büyütmek istiyorsunuz. Bir yatırımcıdan randevu aldınız ve sunumunuza hikayenizi anlatarak başladınız.

İlk cümleniz, “Arkadaşım Mehmet ile geliştirmeye başladığımız bu uygulamayı, 2. aydan sonra kendim geliştirmeye devam ettim.” oldu. İlk cümlenizden sonra yatırımcınız sizi durdurdu. “Mehmet fikri mülkiyetini şirkete devretti değil mi?” Cevabınız hazır. “Hayır, o zaman resmi olarak şirket kurulmamıştı.” Yatırımcınız sunumunuzu beğendi. Size yatırım yapmak istiyor. Ancak bir koşulu var: arkadaşınız Mehmet’in fikri mülkiyet haklarını şirkete devrettiğine dair bir sözleşme imzalaması. Zira yatırımcınız, yatırımından sonra Mehmet’in şirkete açacağı bir davanın riskini almak istemiyor.

Bu tarz durumlarda, şirketin durumundan haberdar olan Mehmet’in bu imza için büyük paralar istediğini çok kez gördük. Dahası, yatırımcılar, ödenecek bu paranın şirkete yapılan yatırımdan alınmasını da istemiyorlar. Bu sebeple kurucular, kredi çekip veya borç alıp eski ortaklarına para ödemek zorunda kalabiliyorlar.

İkinci örnek; yazılımcı arkadaşınız Mehmet ile çalışmaya başladınız. Şirket kurulmadan 12. aya kadar beraber geldiniz. En baştaki anlaşma, sizin şirketin idari işlerini ve satış çalışmalarını yürüteceğiniz, Mehmet’in yazılımı üreteceği ve sonunda şirketten kişi başı yüzde 50 alacağınız şeklindeydi. Ancak bir sene geçtikten sonra arkadaşınız Mehmet kendisinin size göre çok daha fazla çalıştığını, bu sebeple kendisinin hissesinin yüzde 75 olması gerektiğini düşünüyor. Ayrıca kodların kendisinde olduğunu, bu sebeple eğer önerdiği anlaşmayı kabul etmiyorsanız şirketi kendi başına kuracağını ve sizin bir şey alamayacağınızı söyledi.

Böyle durumlarla karşılaşmamak için birden fazla ortakla çalışacaksanız veya ileride başka ortaklarınız olması ihtimalini öngörüyorsanız, mutlaka ilk aşamalarda şirketinizi kurmanızı tavsiye ediyoruz. Ayrıca, özellikle start-up’lar için şirketin kuruluş aşamasında, start-up dünyasını bilen bir hukukçuyla çalışılmasını da mutlaka tavsiye ediyoruz. Bir hukukçuyla çalışmadan, muhasebeciniz aracılığıyla anonim şirketinizi kurduğunuzda da çok beklenmedik bir senaryo ile karşılaşabilirsiniz. Buna da bir örnek vermek istiyorum.

Varsayalım ki ilk aşamada şirketinizi kurdunuz ama yazılım biraz ilerledikten sonra Mehmet başka bir iş teklifi aldı ve sizi bırakarak bu işe başladı. Siz başka bir yazılımcıyla işi devam ettirmek zorundasınız ama şirket kurulduğu için Mehmet’i hissedarlıktan çıkartamıyorsunuz. Kendi aranızda yaptığınız sözleşme de işe ilişkin fikri mülkiyeti şirkete verdiği için, yeni bir şirket kurup ilk şirketle rekabet etmeniz de ileride size bir dava olarak dönebilir. Mehmet’e dava açarak hissedarlığının sonlandırılmasını istemeniz halinde bu uyuşmazlığın çözümü yıllar alabilir. Peki böyle bir sorun yaşamamak için ne yapmalıydınız?

Biz böyle durumlarda, kurucuların start-up içerisinde kaldığı süreye göre hisselerinin arttığı hakediş sözleşmeleri kurarak herkesin hak ettiği kadar hisse almasını ve şirketten erken ayrılan kişilerin, hakedilmemiş hisselerinin şirket tarafından veya diğer hissedarlar tarafından uygun fiyatlarla satın alınabilmesini sağlıyoruz. Bu konuyla ilgili ayrıntıları tartıştığımız ayrı bir yazı da yazacağım.

Benzer yazılarımız için blog’umuzu ve internet sitemizi ziyaret edebilirsiniz.

Av. Ahmet Necip Arslan

--

--