Şili Cumhuriyeti

Rüstem Yurteri
Adalet Yayın
Published in
20 min readDec 30, 2020
Şili Cumhuriyeti

Ülkenin İspanyolca ismi olan Chile kelimesinin kökeni tek ve kesin bir şekilde kanıtlanmamıştır. En yaygın açıklama, kelimenin Aymara dilinden türediğidir. Bu dilde Chilli kelimesi Dünyanın son bulduğu diyar“ anlamına gelir.

Photo by Vinícius Henrique Photography on Unsplash

Bu durum, Aymara yerleşim bölgelerinden yola çıkıp Şili’ye gelen ilk İspanyol olgusuyla desteklenir. İspanyollar Güney Amerika’nın sömürgeleştirilmesinin başlangıcından itibaren Atacama Çölü’nün güneyindeki toprakları Chile adıyla nitelendirirler.

Şili
Dünya Nasıl Oluştu?: Dünyanın En Kurak Yeri — Atakama Çölü
ATACAMA’NIN GÖZLERi — UYDU GÖZLEM BELGESELi

Başka ve daha az yaygın bir teori ise, İnka dili Quechua’yı ismin kökeni olarak gösterir. İnka Krallığı’nın azami genişliği bugünkü Santiago’ya ulaşır.

Photo by Caio Silva on Unsplash

İnkalar Río Aconcagua’nın güneyindeki toprakları, görece soğuk iklime ve karlarla kaplı Andlar’a dayanarak kar anlamına gelen Tchili diye adlandırırlar.

Coğrafya

Yüzölçümü 756.945 km² olan Şili; her ne kadar Güney Amerika kıtasının kuzey-güney doğrultusunda Antarktika’ya kadar uzanan bir ülke olsa da, ortalama genişliği sadece 180 km’dir.

Photo by Thomas Griggs on Unsplash

Ülkenin en dar yeri (Antarktika’daki Şili toprakları sayılmazsa) 90 km iken en geniş yerinin uzunluğu 240 km kadardır. Avrupa ile kıyaslanacak olursa Danimarka’dan Sahra Çölü’ne uzanacak kadar bir mesafe kat edilir.

Photo by Loïc Mermilliod on Unsplash

Doğu-Batı mesafesi çok az olsa da bu iki uç arasında çok fazla rakım farkı oluşur. Ülke ayrıca kuzeyden güneye çok farklı iklim, bitki örtüsü ve coğrafi şekiller gösterir. Bu yüzden Şili, birçok kaynakta tezatlar ülkesi olarak anılır.

Photo by Olga Stalska on Unsplash

Hakikaten de kuzeydeki çölü, Afrika’nın Sahara’sını, güneydeki kanalları Norveç kanallarını, Los Lagos’daki Osorno ve çevresi İsviçre Alplerini, Orta bölgeleri Akdeniz’i hatırlatmasıyla, ayrıca Patagonya’daki buzullarıyla, bu ismi hak eder.

Photo by Vinícius Henrique Photography on Unsplash

Dağları

Şili dağları, yeryüzünün en yüksek sıradağlar zincirini oluşturur. 6000 m’nin üstünde birçok zirvesi vardır. Bunlardan biri olan Şili’nin en yüksek dağı (6.880 m) Ojos del Salado aynı zamanda dünyanın en yüksek volkanıdır. Aşağıda en ünlüleri listelenmiştir.

Photo by Alex Wolowiecki on Unsplash
Photo by Jorge Barahona on Unsplash

Nehirler ve göller

Ülkenin özel coğrafi yapısı sebebiyle, uzun nehirleri yoktur. En uzun nehir olan Rio Loa’nın uzunluğu 443 km’dir. Ülkenin kuzeyinde Atacama Çölü’ndeki ekstrem kuraklık, büyük su birikimlerinin oluşmasını engeller. Kuzeydeki az sayıda nehir And Dağları’ndaki karlardan beslenirler.

Photo by Jens Johnsson on Unsplash

Güneye indikçe artan yağışlar, beraberinde bu bölgelerdeki nehirlere daha fazla su hacmi getirir.

Photo by Gustavo Espíndola on Unsplash

Nehirler, Şili ekonomisinde, özellikle enerji sağlanmasında önemli rol oynar. Bununla birlikte somon balıkçılığı ve rafting gibi macera turizmi içinde fırsatlar sunar. Kuzeyden güneye önemli nehirleri aşağıda sıralanmıştır.

Photo by Hailey Kean on Unsplash

Gölleri arasında kuzeydeki tuz gölleri sayılabilir ki bunların en ünlüsü olarak Salar de Atacama’yı söyleyebiliriz. Bununla birlikte en kuzeyde, yeryüzünün en yüksek konumdaki göllerinden biri olan Lago Chungará gölü bulunur. Gölün alanı 21,5 km² olup, 4.500 m yükseklikte bulunur.

Photo by Juan Manuel Núñez Méndez on Unsplash

Bir grup büyük ve güzel göller Temuco şehrinin güneyinden başlayıp Puerto Montt’a kadar uzanır. Bunlar sırasıyla şöyledir.

Ayrıca güneyde 970 km² alanı ile Şili’nin en büyük gölü Lago General Carrera bulunur ki bu göl Arjantin’deki Lago Buenos Aires gölünün batı kanadını oluşturur.

Photo by Jens Johnsson on Unsplash

Demografi

Nüfusun en sık olarak bulunduğu yer başkent Santiago ve çevresidir. Toplam nüfusun neredeyse yarısı bu bölgede yaşar. Sadece şehirde 6.5 milyon insan yaşar ki bu ülkenin 1/3'üne tekabül eder. Kuzeyde ve güneyde tarımın yapılabildiği Andlar’ın arasında kalan ovalar yine yoğun yaşanan yerlerdir. Santiago’nun 100 km batısında liman şehri Valparaíso’da 1.5 milyon insan yaşar.

Photo by Jairo Gallegos on Unsplash

Ülkenin kuzey ve güney uç noktalarına gidildikçe, yerleşim yoğunluğu, elverişsiz yaşam koşulları sebebiyle seyrekleşir. Zira kuzey çölü ve güneyin soğuk, rüzgârlı iklimi buralarda yaşamayı zorlaştırır.

Photo by Jorge Fernández Salas on Unsplash

Nüfus

Şili nüfusunun %95'ini Avrupalılar ve torunları oluşturur. Genellikle Basques. Ülkeye özellikle 19. yüzyılda Avrupa’dan İngiliz, İrlandalı, Alman göçmen gelmiş; sonraları ise Hırvatistan, Filistin, İtalya’dan göçmen almıştır. Yerliler, nüfusun sadece % 3,2'sini temsil eder.

Photo by Cristian Reyes Barrera on Unsplash

Şili nüfusu (2017 yılı rakamları) 17.574.003 kişi, nüfus yoğunluğu kilometreye insan sayısı 24 kişi.

Photo by Vinícius Henrique Photography on Unsplash

Türkiye (2019 yılı rakamaları) 83.154.997 kişi nüfus yoğunluğu kilometre insan sayısı 100 kişi.

Photo by Samuel Chenard on Unsplash

Şili istatistiklerine göre Şili’de 50.000 (0,30%) dolayında Müslüman bulunmaktadır. Birçok İslami kuruluşun bulunduğu Şili’de; Şili Müslüman Toplumu ve Es-Selâm Mescidi Santiago şehrinde, Bilal Camii Iquique şehrinde, Muhammed Kültür Merkezi VI Coquimbo şehrinde bulunmaktadır.

Photo by Debbie Grap on Unsplash

1856 yılında Osmanlı İmparatorluğu topraklarından (Suriye, Filistin ve Lübnan) Şili’ye bir Arap göçü oldu. Bunlar arasında bulunan Müslümanlar (bu Arapların çoğu Ortodoks Hıristiyan idi) Müslüman Toplumu Birliği’ni kurdular. 1907'de ülkedeki Müslüman sayısı 1498'e çıkmış, bu rakam %0,04 oranı ile ülke tarihinde en yüksek orana yükselmiştir.

Photo by Vinícius Henrique Photography on Unsplash

1988 yılında Şeyh Tevfik Rumi öncülüğünde ilk camiyi Santiago’da inşa ettiler. Cami 1989 yılında tamamlandı. 1980 yılı sonlarına kadar birkaç yerli Şilili İslam’ı seçmişti. Bu cami tamamlandıktan sonra İslam’a geçenlerin sayısında artış oldu.

Photo by Diego Marín on Unsplash

Bitkiler

Şili, kuzeyden güneye uzanan uzun bir ülke olması nedeniyle çok geniş ve değişik bir bitki örtüsüne sahiptir.

Photo by Danilo Alvesd on Unsplash

Atacama Çölü’nde pratikte hiçbir şey yetişmez. Burada daha çok kaktüs çeşitlerinin yanı sıra, Andlar’a doğru ve sahil kesimlerinde bitkilere rastlanabilir. Bununla birlikte bazı yıllarda yağan yağışların ardından, çöl birkaç günlüğüne de olsa milyonlarca çiçek ile bezenir.

Photo by Diego Marín on Unsplash

Çölün güneyi step ve bozkırdır ve Andlar’da And yastığı da denilen taş sertliğinde yareta (Azorella yareta) yetişir. Kuru bölgelerde Boldo (Peumus boldus) denen bir çalı türü hakimdir. Kıyı bölgelerdeki sıradağlarda ve Andlar’da sisli ormanlar mevcuttur.

Photo by Diego Marín on Unsplash

Şarap bağları, Rio Elqui nehir bölgesindedir. Nehir vadisinin dışında sadece dikenli çalı ve kaktüsler vardır.

Photo by Paul Berthelon Bravo on Unsplash

Ülkenin orta bölgesinde Jubaea cinsi bir palmiye ağacı ve şili arokaryasına çokça rastlanır. Arokarya Mapuçeler için kutsal bir ağaçtır, zira belenmelerinde onun iri tohumlarından yararlanırlar. Ayrıca yine merkezi Şili’de okaliptus ağaçları ile kaplı alanlar görülebilir.

Photo by Christian de Rivia on Unsplash

Güney Şili’de yağmur ormanları kategorisine giren büyük ormanlar mevcuttur. Bu ormanlarda ağırlıklı olarak servi, çam, ve melez gibi ağaçlar bir arada bulunur. Ayrıca Antarktika yalancı kayını (Nothofagus antarctica) ve kavak gibi ağaçlar da çok geniş alanlara yayılmışlardır.

Photo by Julia Goralski on Unsplash

Patagonya bölgesinde büyük otluk stepler ve tundralar hakimdir. Magellan ve Asyen bölgelerinde çok büyük alanlar buzullarla kaplı olduğundan buralarda çok fazla bitki örtüsüne rastlanmaz.

Photo by Jp Valery on Unsplash

Hayvanlar

Steplerle kaplı alanlarda devegiller familyasından lamalar, guanakolar, alpakalar ve vikunyalar çok yaygın bir şekilde yaşarlar.

And Dağları’nda yaşayan buraya özgü geyikler ve kondorlar aşağı yukarı ülkenin bütün armalarında resmedilmişlerdir.

Photo by Adriana Leon on Unsplash

Dağlık steplerde pumalar, kemirgenler yaşarken ormanlar da tilki, kodkod, geyik ve kolibri gibi canlılara yaşam alanı sunar.

Photo by Yuvy Dhaliah on Unsplash

Humboldt pengueni, macellan pengueni, deniz aslanı, pelikan türü canlılar ise kuzey Şili’nin soğuk sularında ve güney Şili’nin buzluk alanlarında rastlanan hayvanlardır.

Photo by Alec Favale on Unsplash

Yaklaşık Şili’nin tüm And dağları kısımlarında And kondoru ve büyük tuz göllerinde flamingolar yaygın olarak yaşarlar.

Photo by Jaddy Liu on Unsplash

Güneyde, nandu, magellan tilkisi ve Ateş Toprakları’nda baykuş yörede görülen canlılardandır.

Photo by Carlos Ruiz Huaman on Unsplash

Tarihçe

Kolomb öncesi ve koloni dönemi

MÖ yaklaşık 13.000 yıllarında, bugünkü ülke sınırlarında insanların yaşadığı bilinmektedir.

Photo by Willian Justen de Vasconcellos on Unsplash

Kuzey Şili İspanyollar tarafından fethedilmeden kısa süre öncesine kadar İnka Krallığı’na aitti.

Photo by John Salzarulo on Unsplash

1520 yılında dünyanın çevresini dolaşmak için yelken açan Ferdinand Magellan, kendi adıyla anılan Magellan Boğazı’nı geçerken ülkenin güney ucunu keşfetmiş oldu.

Photo by Jeremiah Berman on Unsplash

Daha sonra Şili’ye ulaşan ilk Avrupalılar altın aramak amacıyla 1535 yılında Peru’dan gelen Diego de Almagro ve mahiyetindekilerdi.

Photo by Adrian Dascal on Unsplash

Ancak bu kişiler yerel halk grupları tarafından geri püskürtüldü. Avrupalılar’ın ilk tam manasıyla yaptıkları yerleşim, 1541 yılında Pedro de Valdivia’nın 1541 de Santiago’yu kurması olmuştur. 1542 den itibaren de Şili, İspanyol Peru Valiliği’nın bir parçası hâline gelmiştir.

Photo by Adrian Dascal on Unsplash

Şili’de İspanyollar çok az altın ve gümüş bulduğu ve ülkenin ücra konumu sebebiyle Şili İspanyol Krallığı için daha ziyade fazla önem verilmeyen bir koloni durumundaydı.

Photo by Yaro Felix Mayans Verfurth on Unsplash

Ayrıca Atacama Çölü, Peru’ya direkt ulaşıma engel teşkil ettiğinden, ülke çok daha sonra, diğer tarım ürünleri ve minerallerinin devreye girmesiyle, İspanyollar tarafından önemli bir tedarik bölgesi hâline gelmiştir.

Photo by Amanda Hortiz on Unsplash

Bağımsızlık savaşı ve ‘cumhuriyet’in oluşum

Bernardo O’Higgins

Bağımsızlık talepleri ilk, 1808 yılında, İspanya Napolyon’un kardeşi Joseph tarafından yönetilirken başladı. 18 Eylül 1810 yılında başa geçen bir cunta İspanya Krallığı’na bağlı bir otonomi ilan etti.

Photo by Anqi Lu on Unsplash

İspanyollar’ın Napolyon’a karşı yürüttüğü bağımsızlık savaşından sonra, sınırsız bir güçle tekrar Şili’yi almaya kalkıştı. Ancak İspanyollar Chacabuco’daki muharebede Şili ve Arjantinli birliklere yenildiler.

Photo by celso costa on Unsplash

5 Nisan 1818'deki Maipu muharebesinden sonraysa İspanyol direnişi sona erdi. Muharebelerin başındaki komutan Jose de San Martin, Bernardo O’Higgins yararına başkanlıktan feragat edince O’Higgins ilk Şili Devlet yöneticisi oldu.

Photo by Sofia Guaico on Unsplash

O’Higgins 1823 yılında düşürüldü ve Peru’ya sürgüne gitmek zorunda kaldı. Akabindeki yıllarda çeşitli devlet adamları başa geçti. 1830 yılında başa geçen Diego Portales Palazuelos ülkeyi diktatör tarzda yönetirken 1833 yılında çok sıkı bir anayasa hazırlattı.

Photo by Allan Rodrigues on Unsplash

Bu merkezî anayasa ile 1833–1891 yılları arasında Şili uzunca süre istikrar kazandı. Zamanla ülke, Güney Amerika’nın ekonomik olarak en güçlü bölgesi hâline geldi. Yürüttüğü birçok savaşla, özellikle 1836–1839 Peru-Bolivya konfederasyon savaşını kazanmasıyla Şili gücünü pekiştirdi.

Photo by Ignacio Amenábar on Unsplash

İspanya, Peru’daki eski kolonileri tekrar ele geçirmeye çalışınca, Şili İspanya’ya 1865 yılında savaş ilan etti. Papudo ve Chiloe adaları önünde deniz muharebeleri meydana geldi. Peru’da ortak düşmana karşı Şili’ye katıldı. Savaş pratikte 1866 yılında sona erdiyse de, İspanya ile problemler 1871 ve 1883 yıllarındaki antlaşmalarla çözüldü.

Sınır anlaşmazlıkları

19. Yüzyılda İspanya dışından Avrupalılar da Şili’ye göç ettiler. Bugün bu kişileri etkileri ve izleri ülkenin güney bölgelerinde görülmektedir.

Photo by Sofia Guaico on Unsplash

Şili, 1879 ile 1883 yılları arasında Peru ve Bolivya ile yapılan Güherçile Savaşı (ayrıca Pasifik Savaşı olarak da anılır) savaşta, o güne kadar bu ülkelerin elinde olan Atacama Çölü bölgesini fethetti.

Photo by Guido Coppa on Unsplash

Böylelikle Bolivya, Büyük Okyanus kıyılarını kaybetmiş oldu. Bu bölgelerde daha sonra çok zengin bakır yatakları bulundu. Dünyanın en büyük bakır madeni Chuquicamata bu bölge sınırlarındadır.

Photo by x o p i t o on Unsplash

1891 yılında Şili deniz kuvvetleri Başkan José Manuel Balmaceda’ya karşı ayaklandılar. Bir iç savaş bu yüzden patlak vermiş oldu. Bu savaşta 6000 insan öldü. Balmaceda muharebeyi kaybedince Eylül 1891 de intihar etti.

Photo by Gaston Abascal on Unsplash

1893 yılında bu kez Arjantin’le sınır sorunları yaşanmaya başladı. 1902 yılında İngiltere Kralı VII. Edward bu probleme arabuluculuk ederek Patagonya ve Ateş Toprakları iki ülke arasında pay edildi. Bu şekilde Şili 54.000 km², Arjantin 40.000 km² pay aldı.

Photo by Ignacio Amenábar on Unsplash

Yakın tarih ve Allende

… Salvador Allende

1969 yılında ülkede sol güçler Unidad Popular(UP) adlı bir seçim birliği oluşturdular. Bu birlik komünist ve sosyalist parti gibi partilerin yanında birkaç tane daha solcu, hümanist küçük partiden oluşuyordu. UP kendisini sosyalist bir çizgiye oturtarak, endüstrinin devletleştirilmesi ve büyük arazi sahiplerinin arazilerinin istimlak edilmesi gibi vaatlerde bulundu. Bu birlik 1970 yılında Salvador Allende’yi başkanlık için aday gösterdi.

Photo by Vinícius Henrique Photography on Unsplash

1970 seçimlerinde seçim birliği UP oyların % 37 sini alarak seçimlerin en güçlüsü olarak çıktı ve Allende Devlet Başlanlığı’na seçildi. Muhafazakâr rakibi Jorge Alessandri oyların %35,3 ünü ve Hristiyan Demokrat Radomiro Tomic % 28.1'ni aldı.

Photo by Kurt Cotoaga on Unsplash

Allende’nin azınlık hükûmeti ekonominin başlıca dallarını peş peşe devletleştirmeye başladı (Bankacılık, tarım, bakır madenleri, haberleşme). Böylece muhalefetle gitgide büyüyen çekişmeler oluştu. Ayrıca ABD’de de Allende’nin seçim zaferine karşı rahatsızlık oluşmuştu. Zira Şili’de marksist etkilere sahip halk cephesi, Küba’dan sonra ikinci Amerika devleti olarak yönetimdeydi.

Photo by Mariana Proença on Unsplash

Bu endişe, 1954 yılındaki ABD başkanı Eisenhower’in domino teorisinden tetiklenmiş oluyordu. Bu teoriye göre yan yana dizilmiş domino taşlarından birincisinin devrilmesinin zincirleme bir şekilde diğerlerinin de devrilmesi gibi Şili’den sonra diğer Güney Amerika ülkeleri de teker teker komünizm altına girecekti. 1973 yılında UP oy sayısını daha da arttırmayı başardı.

Photo by Jackman Chiu on Unsplash

Pinochet dönemi

Yukarıda sıralanan gelişmelerin ardından, 11 Eylül 1973 tarihinde hükûmete karşı bir askeri darbe gerçekleşti. Yüzlerce Allende yanlısı bu günlerde öldürüldü, binlercesi tutuklandı. Tüm devlet birimleri askeri birlikler tarafından işgal edildi. Tüm yetkileri, cunta lideri olarak General Augusto Pinochet devraldı. Pinochet aynı zamanda donanma, hava birlikleri ve polis teşkilatınında en üst kademedeki yetkilisiydi.

Photo by Jorge Mülchi Cossio on Unsplash

Askeri birlikler kuzey Şili’nin en tenha çöl bölgelerinde ve Patagonya’nın yerleşimi seyrek yerlerinde toplama kampları oluşturdu. Birçok cunta muhalifi işkencede öldürüldü ya da uçaklardan denize atıldı. Binlerce Şilili insan hakları ihlalinden yurt dışına kaçtı ya da sürgüne gönderildi.

Photo by Raphael Nogueira on Unsplash

Pinochet’nin iktidarı ele geçirmesiyle, ABD tekrar yoğun olarak ekonomik bağlamda ülkeyi desteklemeye başladı. Yeni hükûmet daha önceki devletleştirmeleri, önemli bakır madeni Chuquicamata hariç olmak üzere geri aldı. Neoliberal bir ekonomi politikası izlerken, tüm sendikal hakları da geri aldı. Bu ekonomi poltikalarıyla beraber zengin ile fakir arasında fark daha da belirginleşmeye başladı. Ama kamu ekonomisi, büyüme ile birlikte, Güney Amerika’daki alışılmış olandan daha fazla istikrar kazandı. Ekonomik istikrarın yanında insan hakları ihlalleri devam etmekteydi.

Photo by Kaitlyn Collins on Unsplash

Aralık 1978'de Arjantin ile Şili arasında savaşa gidebilecek gerginlikler oluştu. Gerginliğin sebebi, Beagle Kanalı’ndaki, üzerinde yaşam olmayan Lennox, Picton ve Nueva gibi adalardı. Zira buralarda çok yüksek petrol rezervleri olduğu tahmin ediliyordu. Bu gerginlik Vatikan’ın araya girmesiyle 1985 yılındaki sınır antlaşması sonucu, dostça çözülürken bu 3 ada da Şili’ye bırakıldı. Bugün hala bu ülke ile tamamen çözülememiş ufak tefek sınır tartışmaları vardır.

Photo by Jorge Mülchi Cossio on Unsplash

Yeniden demokrasi

1988 yılında yapılan referandumda % 55 oy oranıyla Pinochet’in ülkeyi daha fazla yönetmemesi sonucuna varıldı. 1989 yılında 15 yıllık dikta rejiminden sonra ilk seçimler yapıldı.

Photo by Jared Verdi on Unsplash

Hristiyan Demokrat Patricio Aylwin Başkanlığa seçildi. Aylwin mütevazı ekonomi reformlarının yanı sıra beraber yaşayabilmek için devlet ile halkı barıştırmaya başladı. 1993 yılında ilk defa bazı subaylar insan hakları ihlalinden mahkemeye çıktılar. Çok sayıda sürgün ülkeye döndü.

Photo by Jairo Gallegos on Unsplash

1994–2000 yılları arasında ülkeyi Hristiyan demokrat Eduardo Frei Ruiz-Tagle yönetti.

Photo by Pedro Gandra on Unsplash

Pinochet 1998 yılında İngiltere’de tutuklandı ve daha sonra dışarı çıkma yasağı kondu. 2000 yılında sağlık sorunları yüzünden serbest bırakıldı.

2000 yılında Sosyalist Ricardo Lagos Başkan seçildi. 2006 yılında ise ülke tarihinin ilk kadın başkanı Michelle Bachelet bu makama geldi. 11 Mart 2018'de Sebastián Piñera, ikinci kez Şili Devlet Başkanı oldu. 11 Mart 2011'den 11 Mart 2014'e kadar Şili’nin başbakanı olarak ilk görevini tamamladı.

Ekonomi

Dünyanın en büyük bakır madeni Chuquicamata

Photo by Cris OBey on Unsplash

Salvador Allende’nin sosyalist halk ekonomisinin aksine Pinochet, neoliberal pazar ekonomisine yönelmiştir. Kamu kuruluşlarının büyük bölümü hem Pinochet zamanında hem de daha sonraki yönetimlerde özelleştirilmiştir.

Photo by Delaney Van on Unsplash

Ancak Allende zamanında devletleştirilen, Pinochet’nin militer kontrolü altında tutulan bakır üretimi bugün hala devlet elindedir. Pinochet’den sonra orta sol iktidarlar ,sosyal hakları tesis etmek için gayret etmiş olsa da, Şili hala daha bugün sosyal eşitsizliğin çok fazla olduğu ülkelerden biridir.

Photo by Peter Winckler on Unsplash

Ülkenin en büyük sektörlerinin başında % 57 ile hizmet sektörü gelir. Bunu % 34 ile sanayi, % 9 ile de tarım izler. Şili Latin Amerika’nın en büyük hammadde üreticilerindendir.

Photo by David Vives on Unsplash

Dünyanın en büyük bakır rezervlerine sahiptir ki bu, Dünya üretiminin % 40’ına tekabül eder… Çeşitli değerli metaller ve Şili güherçilesi 19. yüzyıl boyunca ülkeyi zengin kılmıştır.

Photo by Joshua Sortino on Unsplash

Bugün Pascua-Lama projesi ile planlanan Dünya’nın en büyük altın madeninin, beraberinde çok büyük çevre sorunlarını da getirmesinden endişe ediliyor.

Photo by Vinícius Henrique Photography on Unsplash

Bunların yanında balıkçılık ve tarım da ülke ekonomisinde önemli rol oynar. Ülke alanının % 7’si tarım alanı olarak kullanılır. Bu alanlar daha çok ülkenin merkezi kısımlarında yoğunlaşmıştır. Kuzeydeki çölde tarım sadece vahalarda yapılır. Hayvancılık ise ağırlıkla orta Şili ve güney Şili’nin kuzey kısımlarında yapılır.

Şarapçılık da ülke ekonomisine önemli katkılar yapar.

Kültür

Şehirlerde ve ülkenin kültürleri arasında büyük farklılıklar vardır. Ülkede folklor, ulusal dans Cueca gibi geleneksel danslarda önemli rol oynar. Halk kültürü oldukça İspanyol ve Araukan ‘dır. “Payadores” şarkıları çoğunlukla aşk ve hayaller üzerine olan halk şarkılarıdır.

Photo by Luis Villasmil on Unsplash

Pinochet diktatörlüğü sırasında siyasi şarkılar yasaklandı. Ülkedeki el sanatlarında kızılderili etkileri belirgindir. Her şeyden önce dokuma ve çanak çömlek işlerinin yanı sıra oymalar üretilir. Huasolar bir tür Şilili kovboy veya gaucho kırsal kesimde önemli rol oynarlar. Neredeyse tüm folklor festivallerinde ve özellikle Şili Rodeosu’ndadırlar. Kent kültürü kozmopolittir.

Photo by mauro mora on Unsplash

2008'de yapılan temsili bir ankette Şilililerin neredeyse yüzde 50'si hiç okumadıklarını ya da neredeyse hiç okumadıklarını söyledi. Şili’de kitaplar çok pahalıdır çünkü baskı sayısı çok azdır. Kitap pazarı askeri diktatörlük altındaki kültürel felçten sonra ancak yavaş bir şekilde iyileşti.

Photo by Isabel Retamales on Unsplash

Mutfak spesiyaliteleri ve yeme alışkanlıkları

Şili Cazuela: patatesle pişirilmiş taze kesilmiş tavuk, koçanda mısır, balkabağı ve diğer sebzeler; pancar, yeşil salata, taze fasulye ler, maydanoz, kişniş lahana ve “pebre” ile birlikte ev yapımı ekmek ve Şili kırmızı şarabı.

Photo by Toka Ruiz on Unsplash

Şili mutfağı sanıldığı gibi kesinlikle İspanyol mutfağının bir dalı değildir. Aksine birçok durumda Alman göçmenlerinde çok sayıda etkisi vardır. Örneğin “Kuchen” (kuchen Almanca’da olduğu gibi telaffuz edilir) veya „Apfelstrudel“ (estrudel) gibi Almanca terimler de Şili şekerleme sözlüğünde bulunur.

Photo by Fikri Rasyid on Unsplash

Berliner (çoğunlukla puding dolgulu) Berlines adıyla yaygındır. Christstollen Noel kurabiyeleri olarak (pan de pascua adıyla) da bilinir ve Güney Amerika’da Şili’ye özgü bir spesiyalitedir ve domuz kafası (queso de cabeza) Tatar (tártaro de carne) veya bouillabaisse benzeri Şili balık çorbası Paila marina da aynı şekilde Şili’ye özgüdür.

Photo by Ola Mishchenko on Unsplash

Tipik Şili Lahana turşusu (Fransız Choucroute ‘dan türetilen Chucrú olarak adlandırılır), kuark benzeri krem peynir tercihi ve güneydeki çok güçlü olan bira geleneği de Orta Avrupa etkilerine kadar izlenebilir. Çoğu biralar Alman yetiştirme alanlarından ithal edilen Reinheitsgebot ve şerbetçiotu’ndan yapılır.

Photo by Pablo Huilipan on Unsplash

Orta ve kuzey Şili’deki güneşli koşullar ve volkanik topraklar nedeniyle ülke, Şili pazarlarında çok çeşitli olarak sunulan Tarla bitkileri ve meyve çeşitlerinin yetiştirilmesi için çok uygundur.

Photo by Diego Marín on Unsplash

Patates ‘in menşe ülkelerinden biri olan Şili’de, birçok farklı türde sofralık patates de vardır. Pazarı haftada en az bir kez ziyaret etmek ve mutfakta taze sebzeler ve diğer malzemeleri kullanmak çoğunlukla varlıklı hanelerde bulunan Şilili ev hanımları ve mutfak kahyalarının çoğunluğu için hala önemli bir rol oynar.

Photo by L'odyssée Belle on Unsplash

Çok çeşitli balık ve deniz ürünlerinin yanı sıra tavuk da Şili’de çok popülerdir. Asado denen ızgara et tıpkı komşu Arjantin’de olduğu gibi sosyal ortamlarda geleneksel yemeklerden biridir. Sığır eti ve domuz etine ek olarak, ağırlıklı olarak baharatlı kırmızı biber sosisleri (“longanizas”) kullanılır. Et hassasiyetini artırmak için ızgara yapmadan önce genellikle birkaç saat biraya batırılır.

Photo by Jaime Sainte Marie on Unsplash

Ulusal yemekler arasında fırında pişirilebilen veya kızartma yağında kızartılabilen farklı dolgularla (örneğin sığır eti, tavuk, deniz ürünleri veya peynirle) doldurulmuş bir köfte olan Şili empanada yer alır.

Photo by Jermaine Ee on Unsplash

Cazuela tavuk veya sığır eti, mısır koçanda (Choclos) kabak ve diğer sebzelerle yapılan doyurucu bir güveç yemeğidir. Humitas mısır yapraklarında pişirilen veya ızgara yapılan ve tatlı veya tuzlu olarak yenen mısır lapasını ifade eder.

Photo by Claudio Olivares Medina on Unsplash

Pebre acı kırmızı biber (Ají) ince doğranmış soğan ve otlardan yapılan, öncelikle etle birlikte servis edilen ancak diğer yemekler için de çeşni olarak servis edilen yağlı bir limon sosudur. Cochayuyo adlı (“Durvillaea antarctica” türünden kahverengi algler ile ilgili) kurutulmuş yosunla hazırlanan garnitürler de popülerdir.

Photo by Vero Photoart on Unsplash

Nispeten tatsız algler küçük parçalara bölünür ve soğan, çeşitli baharatlar ve otlar ve muhtemelen baklagiller veya diğer sebzelerle karıştırılarak pişirilir.

Photo by Jeppe Vadgaard on Unsplash

Ayrıca tipik olarak ısıtılmış ve sonra öğütülmüş buğday’dan elde edilen ve su ve şeker muhtemelen kavun suyu veya şarap ile yapışkan bir karışım halinde işlenebilen „kavrulmuş un“ (“harina tostada”) da tipiktir. ulpo ferahlatıcı bir içecek olarak tüketilir.

Photo by Jorge Fernández Salas on Unsplash

1950'lerde ortaya çıkan Klasik Şili fast food türü Completo bol miktarda avokado mus (Palta) ve lahana turşusu veya Lahana salatası (Chucrú) ve Acı ezmesi (salsa de ají chileno) ve hafif tatlı Şili hardalı ile yenir.

Photo by Diego Marín on Unsplash

Ayrıca tipik olarak Şili sandviçleri (sánguches), genellikle kavrulmuş et veya diğer malzemelerle zengin bir şekilde doldurulmuş ve yiyecek tezgahlarından, atıştırmalık barlarından veya şehirlerin hemen hemen her yerindeki restoranlardan alınabilen sandviçlerdir.

Photo by Jaime Sainte Marie on Unsplash

Önemli sanatçılar

Pablo Neruda

Modern Şili kültüründe, birçok önemli şahsiyet iz bırakmıştır. Bunlardan bazıları şunlardır:

Isabel Allende (d. 1942), en ünlü çağdaş Şili yazarı. Ruhlar evi (filme de alınmış), Fortuna’nın kızları, Sonsuz plan gibi dünya çapında yayımlanmış romanları mevcuttur. Ayrıca kendisi eski başkan Salvador Allende’nin de yeğenidir.

Photo by Diego Marín on Unsplash

Roberto Bolano (1953–2003), sürrealist şiir yayımcısı. 1973'teki askeri darbeden sonra sürgüne çıkmıştır. Birçok edebiyat ödülü sahibidir. Barselona’da ölmüştür.

Photo by Diego Marín on Unsplash

Víctor Jara (1932–1973), politik şarkıcı. Nueva canción (yeni şarkı) akımının ve tüm Güney Amerika’daki devrimci sanatçı hareketinin en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilir. Salvador Allende’yi desteklemiş, askeri darbe sırasında işkence görerek öldürülmüştür.

Photo by Vinícius Henrique Photography on Unsplash

Pablo Neruda (1904–1973), Dünyaca ünlü şair, yazar ve 1971 Nobel ödül sahibi. Çok sayıda sosyal ve politik şiir yayınlamış ve Salvador Allende döneminde Fransa Büyükelçiliği görevinde bulunmuştur. Askeri darbeden kısa süre sonra kanserden ölmüştür.

Photo by Jens Johnsson on Unsplash

Tom Araya (d. 1961), Dünyaca ünlü thrash metal grubu Slayer’ın kurulduğu 1981 yılından beri vokalistiğini ve bas gitaristliğini yapmaktadır.

Gabriela Mistral (1889–1957), şair ve 1945 Nobel edebiyat ödülü sahibi. Sevgilisi Romelio Ureta intihar ettikten sonra şiirlerinde aşk, ölüm ve umut temalarını işlemiştir. Daha sonra Şili için diplomatik alanda çalışmıştır.

Photo by Guzmán Barquín on Unsplash

Inti Illimani, Quilapayún, Illapu gibi müzik grupları “Nueva Canción Chilena” (Şili yeni şarkısı) akımını dünyaca ünlü hale getirmişlerdir. Bu gruplar askeri darbe yüzünden yıllarca yurt dışında mülteci olarak bulunmuşlardır.

Photo by Thomas Fields on Unsplash

Violeta Parra (1917–1967) “Nueva Canción Chilena” akımının kurucusudur. Şarkıcı fakirlik içinde büyümüş ve çok erken yaşlarda kendi folk müziklerini bestelemiş, 1950'li yıllarda geleneksel şarkıları toplamış ve derlemiştir. Kendi eserleri, güçlü politik karaktere sahiptir. Müziğin yanında şiir yazmış, resim ve heykel yapmıştır. Birçok Şilili ve uluslararası sanatçı şarkılarını seslendirmiştir. En tanıdık şarkısı Gracias a la vida ‘dır.

Photo by Alec baker on Unsplash

Antonio Skármeta (1940), yazar ve Salvador Allende taraftarı. 1973 darbesinden sonra ülkeyi terketmiştir. Diktatörle ilgili çok sayıda roman ve hikâye yazmıştır. 2000 ile 2003 yılları arasında, daha önce sürgünde bulunduğu Berlin’de konsolosluk görevinde bulunmuştur.

Photo by Bailey Hall on Unsplash

Roberto Matta (1911–2002), 20. yüzyılın büyük sürrealist ressamı. Aynı zamanda Salvador Dalí ve Federico Garcia Lorca’nın arkadaşıdır.

Bazı önemli şehirleri

Photo by HelpStay.com on Unsplash
Photo by Antonio Sessa on Unsplash
Photo by Matteo Piscioneri on Unsplash
Photo by brahan milla on Unsplash

Şili biyosfer koruma alanları

UNESCO Ülkede 8 bölgeyi doğal biyosfer rezervi ilan etmiştir. Bunlar:

Photo by Vero Photoart on Unsplash

(Kaynak: Şili Vikipedi)

--

--

Rüstem Yurteri
Adalet Yayın

“Hakikat diyalog ile ortaya çıkar.” Sokrates.