Yedi: Anayurt ve Uzaklar
16 Mayıs 2019 / San Jose, Kaliforniya
Ada,
Bugün tam yedi aylık oldun. Birbirimizi 10 Nisan’dan bu yana, yani beş haftadır görmüyoruz. İşlerim nedeniyle ben buraya gelip, siz de planlanmamış biçimde Türkiye’de kalınca senin altı ve yedinci ay dönümlerini, Annenin de ilk Anneler Günü’nü kaçırdım.
İçim buruk.
Bugün biraz bu nedenle, biraz da sırası geldiği için anayurt kavramı üzerine konuşacağız.
Anayurt, insanın doğduğu yerden bağımsız olarak atalarının ağırlıklı olarak geldiği veya büyürken kültürünün içinde yoğrulduğu toplumun üzerinde yaşadığı toprak parçası kızım.
Aşağıda detaylarını okuyacağın gibi, senin ataların yakın erimde Anadolu ve Balkanlardan, uzak erimde Sibirya’dan Avrupa’ya kadar uzanan bir coğrafyadan geldiler. Annenle ben Anadolu’nun kültürel coğrafyasında yetiştik. Seni de -evrensel değerlerle bezesek te- bu yerlilik ile yetiştireceğiz.
Senin doğum yerin Santa Clara. Silikon Vadisinin tam göbeğinde doğdun. Ancak anayurdun Anadolu, resmi adıyla Türkiye Cumhuriyeti.
Sana biyolojik ailenle ilgili biraz bilgi vereyim. Benimle ilgili tüm genetik veriye, bu linkten ulaşabilirsin.
Görebileceğin gibi yarı yarıya Güney Avrupa ve Anadolu kökeni taşıyorum. 300 yıl kadar geriye gidildiğinde atalarım Avrupa, Kuzey Afrika ve hatta Sibirya’dan gelmiş. Bu yazı yazıldığı tarihte annene henüz DNA testi yaptırmamıştık, ancak annenin ailesinin tümünün Balkan göçmeni olduğu düşünülürse senin gen havuzunun üçte ikisinden fazlasının Güney Avrupalı atalardan geldiği söylenebilir.
Haliyle biyolojik kökenin Güney Avrupalı / Balkan olduğunu söylüyor. Yirminci yüzyılın çalkantılı tarihinde oradan oraya göçmek zorunda kalan büyük insan topluluklarının hepsinin soyları gibi, sen de bir göçmen torunusun.
Bununla birlikte, yaşamın ilerledikçe kendine yerleşmek için dünya üzerinde (veya dışında 😐) yeni coğrafyalar seçebilirsin. Dünya vatandaşlığı kavramı, herhangi bir coğrafyaya bağlı kalmaksızın tüm dünya kültürünü özümseyip sahiplenen bireyler için kullanılır. Bundan önceki yazılarımı okuduysan, başka coğrafyaların insanları ile aranda bir genetik üstünlük / eksiklik farkı olmadığını farketmiş olmalısın. Aynı denklik farklı coğrafyalar arasında da geçerlidir, kendine yaşamını sürdüreceğin yer olarak dünya üzerindeki herhangi bir yeri seçebilirsin. Yaşamını orada sürdürüp kök salmaya karar verdiğin andan itibaren orası senin yurdundur.
Ancak bu anayurdunu değiştirmez. Senin anayurdun Türkiye.
Senin anayurdun, büyük bir emperyal işgal grubuna karşı anavatanının bağımsızlığını savaşla, emekle kazanmış son ülkelerden biridir. Çöken bir imparatorluğun küllerinden yeni ve modern bir cumhuriyet kurabilmiş bir toplumun çocuğusun sen. Bu yeryüzündeki bir çok ülkenin mensubuna nasip olmamış bir ayrıcalıktır ve işte bu nedenle bizim anayurdumuz ile bağımız pek çok ülkeden farklıdır.
Yaşamın boyunca belki çok uzaklara gideceksin, belki oralarda yeni hayatlar kuracaksın, yaşam mücadeleni orada sürdüreceksin. Uzakları ve mücadeleyi sev. Unutma: rahatlık bölgenin dışına çıkmadığın sürece, kendin için anlamlı hiçbir şeyi elde edemezsin. Mücadelesiz erinç yoktur.
Ancak şunu da hep hatırla: anayurdundan ne kadar uzakta, sevdiklerinden ne kadar ayrı kalırsan kal, senin anayurdun Türkiye’dir. Aynı havaya fırlatılmış bir bumerang gibi ne kadar uzağa gidersen git, sonunda bir şekilde hep memleketine ve sevdiklerine döneceksin.
Anayurdunu içindeki bütün çalkantıya rağmen sev, ama dünya vatandaşı olmaktan da vazgeçme kızım.
Dünya ve gelecek senindir.
Sevgiyle,
Baban.
