Bir yoruma yorum: Prekarya
Mine’nin bir serisi var: Yönetim Kurulunda Felsefe. Yazıyla yetinmez; konuklu sohbetler, keynote konuşmalar, eğitimlerle konunun önünü açmış yürüyor.
https://www.linkedin.com/in/mine-kobal-ok-b044581a
Serisinin 1 Mayıs’taki sayısı, o günün anlam-önemini modernize ederek yakalamış: Precarious proletarya. Yeni bir emekçi türü. Çok önemli buldum; freelancer güzellemesinin öteki yüzü.
Guy Standing 48’li bir İngiliz akademisyen ekonomist.
Bu kitabı ilk defa Şubat 2011’de yayınlanmış. Kitabın en dikkat çekici yönü, çağın normali kabul edilen bir çalışma modelini “tehlikeli” olarak nitelendirmesi. Çünkü gelip geçicilerin iş bulma güvencesi yok, işin, dolayısıyla gelirin sürekliliği güvencesi yok, iş dünyasında temsil edilme güvencesi yok. Yani o çok imrenilen insanlar o kadar yalnızlar ki, aslında yoklar.
Bu muğlaklık denizinde prekaryalar ne hissediyor olabilir? Muhtemelen; belirsizliğin, istikrarsızlığın getirdiği bir süreğen ve örtülü kaygı.
Kaygının gerekçesi mi? Mesela işin değişkenliği (kapasitesiyle uyumsuzluğu), iş yükünün istikrarsızlığı (çok fazla veya hafif olması), kurum kültürlerinden dışlanma, sosyal izolasyon, kariyer gelişim imkanlarının olmaması. Bunların hiçbirisine sahip olmayan bir çalışanın elinde bir tek şey kalır: duygusal dirençlilik, o da herkese nasip olmaz.
Yönetim kurulları ne yapsın mı diyeceksiniz?
Sadece stratejik bir karar verseler yeter: Ayrımcılık yok.
Değer falan gibi kavramlarla süslemek istemiyorum, kalanı operasyonel, İK halleder: “Onboarding’ten geri bildirime, yan haklardan günlük akışa dahil etmeye kadar misafirsin ama bizden birisin.”
Gelecek belirsizliği çözülmeyebilir; o herkesin derdi, artık kimse o lükse sahip değil.
Yorum diye kabul et lütfen Mine🙂