Yeni hukukçuların sık sorduğu sorular

10 yıldan fazla süredir stajyer avukat seçmeleri yapıyorum; aşağıdaki cevaplarım ve güncel bilgim biraz oradan, biraz da hukukçu-İK’cı çift şapkamdan geliyor.

Not: Fikirlerim kişisel, öznel ve genelleştirilmiştir. Kişilere ve durumlara özgüleştiğinde farklılaşabilir.

• Bir son sınıf öğrencisinin özgeçmişinde nelerin bulunması ona bir avantaj sağlar?
• Öncelikle yaz stajları. Ama onun da koşulları var; nerede, ne kadar süre ve nasıl yapıldığı önemli. Bu ayrıntılar yazılamaz, görüşmede konuşulur. Bu arada bir taneden fazla olması ve çeşitlilik de bir kazanımdır. Ben şahsen 2’inci sınıf stajlarının aynı önemde olduğunu düşünmüyorum. Bir de Moot Court’lar; ama onların da kendi içlerinde ağırlıklaması var, hepsi aynı değil.

• Not ortalaması (GPA – Grade Point Average) bir seçilme veya elenme sebebi mi?
• Noktasal bakmadan, tüm geçen yıllardaki gelişim çizgisini nedenleriyle bilerek ve tamamlayıcı bir faktör olarak evet. Sırf o sebeple birisi seçilmez ya da elenmez.

• Erasmus yapmış olmak bir üstünlük sağlar mı?
• Ayrıntılarına inmek şartıyla evet. Hangi dersler alındı? Sınav yöntemleri ve sonuçları neydi? Her Erasmus farklı.

• Online sertifikalara bakılıyor mu?
• Tek tek değil, bütünsel olarak: Mantığı ne? Ne amaçlanmış? Birbirlerini ne kadar tamamlıyorlar?

• LLM (hukuk yüksek lisansı) ne zaman yapılmalı?
• Lisans eğitiminin hemen arkasından yapılan bir LLM’in tabii ki önemi var ama bana 5’inci yıl gibi geliyor. Aynı ders çalışma ve sınav alışkanlığıyla lisansla bütünleşiyor. Halbuki mesleğe başladıktan 2–3 yıl sonra yapıldığında pratikle de ilişkilendirilebilir; alan, konu seçimi, hatta hukuki muhakeme yetisi daha netleşebilir. O zaman yapılan, bir nevi alan uzmanlaşması sayılır.

• Hukuk dışı etkinlikler, hobiler özgeçmişte önemli mi?
• Bilinçli bir görüşmeci onları küçük bir tutum analizi malzemesi gibi kullanabilir. Şunu söylemeden geçemeyeceğim; ilginçlik olsun diye oraya konanların içi boş olduğu anlaşılırsa itibar kaybına yol açar.

• Yaygın mülakat hataları var mı?
• Bana göre iki tane var. Hem de çok yaygın. Birisi meraksızlık, ilgisizlik, araştırmamak. Mesela “Sizin büronuz nasıl bir yer? Orada mutlu olur muyum?” sorusunu duydum. Ya da arkadaş tavsiyesiyle veya Legal 500’dan seçip geçmek; bir büroyu seçme kriteri sırf tanınmışlığı olmamalı. İkincisi, daha mezun bile olmadan “şu alanı seviyorum” söylemi; bu kadar erken alan seçilmez. Üstelik o yıl ne modaysa herkes onu istiyor.

Biliyorum, gelecek belirsizliği çok yıpratıcı. Yeni mezun çok fazla ve rekabet yorucu. Türkiye’de mesleğin icrası ayrıca zor.

Bu koşullarda CV’ye eklenebilecek en önemli şey kendinizsiniz.

Kişiliğiniz, yaklaşımınız, sahiciliğiniz, isteğiniz, çabanız.