YAPAY ZEKANIN FİLMLERDEKİ YERİ
Herkese merhaba, ben Başak.
Bugün size keyifli bir içerik hazırlamak istedim ve benim de en büyük hobim olan filmlerden bahsetmeye karar verdim. Tabii ki bu filmler içinde yapay zeka bulunduran filmler olacak, O zaman lafı uzatmadan başlayalım.
Sinema alt başlıkları ile ayrıldığında çok geniş bir yapı oluyor. Bilim kurgu, sinemanın en masraflı fakat bir o kadar da izleyicisinin çok olduğu bir türü. Bilim kurgu filmlerinde yapay zekaya çokça yer verildiğini görüyoruz. Genellikle yapay zeka, insandan üst seviyede olan, insan gibi bir ruhu olmayan, insanlığın sonunu getirmek isteyen ve insanların düşmanı doğanın dostu bir varlık. Kısaca yapay zeka insanlara korku salan, insanların çekindiği bir teknoloji oluyor filmlerde. Yapay zeka filmlerinin insanların yapay zeka hakkındaki düşüncelerine direkt etkisi olduğunu düşünüyorum. Birçok insan yapay zekanın filmlerde bize sunulduğu gibi bir teknolojik gelişme olduğunu düşünüyor fakat tam olarak gerçeği yansıtmakta olduğu söylenemez. Peki o zaman yapay zeka hangi filmlerde işlenmiş, bize nasıl sunulmuş tüm bunlardan, sevdiğim birkaç filmden örneklerle biraz bahsedeceğim.
Dip not: Bahsettiğim filmleri izlemeyen ya da ansızın spoiler’a yakalanmak istemeyen arkadaşlar filmleri izledikten sonra yazının devamını okuyabilirler. 😊
HER (2013)
İlk olarak en sevdiğim filmlerden biri olan Her ile başlamak istedim. Her, günümüzdeki dünyadan çok kopuk bir film olmamak ile birlikte teknolojinin arşa çıktığı bir dönemi konu alıyor. Filmin bir yarısı izleyicilere günümüz dünyasından farklı bir hissiyat verebilmek için Çin’in Şanghay şehrinde çekilmiş. Filmde yapay zeka ve onunla beraber bir çok teknoloji insanlar tarafından sıkça kullanılır hale gelmiş fakat insan doğası teknoloji aksine bir değişime uğramamış. Joaquin Phoenix, Theodore isimli, eşi ile boşanma aşamasında olan bir karaktere hayat veriyor. Karakterimizin üzgün ve melankolik bir dönemini ele alıyor film. Bu dönemde satın aldığı işletim sistemi filmin gidişatını şekillendiren olay oluyor. Bu işletim sistemimizin ismi Samantha. İsmini dahi kendi üretiyor bu işletim sistemi. Günümüzde olmayan çok güçlü bir yapay zekaya sahip, hem hız bakımından hem de internet ile bağlantısının sınırsız olmasından kaynaklı istediği tüm datalara saniyeler içinde ulaşabilen bir süper yapay zeka. Samantha ile Theodore’un ilişkisi bir süre sadece hizmet amaçlı devam ediyor fakat başrolümüz zamanla Samantha’ya aşık oluyor. Size yazının başında bahsettiğim insanlara zarar vermek isteyen, korkunç yapay zekanın, şiddet içeriği olmadan insanda duygusal olarak bırakabileceği çöküntünün örneğini izliyoruz. Aslında bu çöküntüyü insan insana da yaşatmakta, yapay zeka teknolojisi için kurduğumuz olumsuz senaryolar için konuşmak gerekirse, içinde bulunduğumuz endüstriyel sistemin dünyamıza ve hayatımıza bıraktığı olumsuz etkiler gibi örneklendirme yapabiliriz. Filmin bize sunduğunu şeylerden biri de yapay zekanın insansal duyguları -bir insan olmadığı için- anlayamayıp onları işleyemeyeceği durumu. Günümüz teknolojisi ile aslında yapay zeka bir çok veri ile eğitilmiş, durumları taklit eden bir varlık. Bu sebeple insansı duygulara sahip değil ve olamaz. Eğer insansı duygulara sahip gibi davranıyorsa da bu, bir çok insan tarafından oluşturulan verilerin sonucu olduğu için tamamen bağımsız bir duygu olmayacaktır. Tabii ki gelecek teknolojilerle bu durum değişiklik gösterebilir.
UPGRADE (2018)
2.film olarak korku ve gelirim sinemasında ruhlar bölgesi ve görünmez adam gibi filmlerinin sahibi, yönetmen, senarist ve aynı zaman da oyuncu bir isim olan Leigh Whannell’ın eseri Upgrade’i seçtim. Upgrade’in de senaryosu ve yönetmenliği kendisine ait. E bu kadar korku film deneyimi olan biri için upgrade’in nasıl bir film olacağına dair fikirler oluşmuyor değil. İnsanların tüm yapay zekaya olan korkularının birleşimi olan bu film Grey Trace’in yaşadığı korkunç saldırı ile başlıyor. Bu saldırıda karısını kaybeden Grey aynı zamanda da felçli kalıyor. Bütün bu olaylar sonrasında katilin kim olduğu bulunamıyor ve Grey hayatına devam etmeye çalışıyor. İlerleyen zamanla Grey bir mucitten bedenini geliştirecek deneysel bir tedavi teklifi alıyor ve bu teklifi kabul ediyor. Grey eski beden gücüne ismi stem olan bir yapay zeka ile kavuşuyor ve olayların da tetiklenmesi ile birlikte bu saldırıyı yapanların peşine düşüyor. Film bu şekilde devam ederken sonucunda Grey, akıllara durgunluk veren bir gerçekle karşılaşıyor, aslında karısının bu yapay zeka tarafından öldürüldüğünü hatta kendisinin de kasten felçli bırakıldığını öğreniyor. Yapay zekanın planı bu zamana kadar tıkırında çalışmış oluyor ve aslında yapılacak bir şey kalmıyor. Filmin sonunda da Grey her şeyin rüya olduğuna inansa da, yapay zeka tarafından ele geçirilmiş oluyor. Bu sondan biraz matrix biraz da black mirror tadı alıyoruz diyebilirim. Film, Leigh Whannell’ın distopyasında şekillendiğinde önümüze belki de yapay zekanın getirebileceği en kötü sonuç ile karşılaşıyoruz. Yapay zekanın kusursuz bir şekilde çalışması, her şeyi hızlı bir şekilde planlaması ve tüm olası sonuçları hesaplayıp planını uygulaması onun tehlikeli bir hale sokabilir. Özellikle insan gibi duygusal bağlamda düşünmemesinin onu acımasız bir hale getirmesi de tüm bu kötü sonuçları doğurmasına sebep veren unsurlar olurdu. Tabii ki bunlar olamaz demek de bunların kesinlikle gerçekleşeceği fikrini savunmak kadar yanlış olurdu. Yapay zeka ve teknolojileri çok hızla ilerleyen bir sektör fakat daha yeni başlıyoruz diyebilirim. Nereye doğru gidiyor ya da gidecek bunun hesabını yapmak henüz çok zor.
BLACK MIRROR: HANG THE DJ (4.Sezon, 4.bölüm)
Yapay zeka filmleri ile ilgili bir yazı yazıp da neredeyse tüm bölümlerinde yapay zekaya yer veren Black Mirror’dan bahsetmeseydim olmazdı. Black Mirror aslında bir online dizi serisi fakat izleyenler bilir her bölüm diğerlerinden bağımsız olarak ilerliyor ve genellikle bölümün sonu insanlık için kötü bitiyor. Fakat ben yapay zekanın anlatıldığı ve sonunun da kötü bitmediği bir bölümünü seçtim. Hang the dj bölümü aslında tam olarak insanı taklit eden bir yapay zekayı değil de , yapay zeka metotlarının kullanıldığı, yapay zeka destekli bir uygulamayı ele alıyor, bu uygulama sizin tüm bilgilerinize sahip olduğundan sizden bir kişi yaratıyor kendi benliğinde ve size en uygun çifti yapay zeka simülasyonu sayesinde buluyor. Filmin son sahnesine kadar biz bu olay örgüsünün bir uygulama simülasyonu içerisinde gerçekleştiğini bilmiyoruz, aylar yıllar süren bu süreçte çiftlerimiz en sonunda birbirlerini seçerek simülasyon içindeki uygulamadan kaçmak istiyorlar, simülasyon sona eriyor ve devamında cep telefonunuzdan yüzde kaç eşleştiğinizi görebildiğiniz bir sonuç çıkıyor, tabii ki bu süreç saniyeler içinde tamamlanıyor aslında. Yapay zekanın insanlık yararı için kullanıldığı bir black mirror bölümü olan hang the dj, sezonunda en yüksek puanı alan bölümü olmuştu. Buradan insanların yapay zekanın olumsuz yönleri hakkında olan filmlerden biraz sıkılmış olabileceği durumunu çıkarabiliriz bence. Ya da sadece bölüm gerçekten çok iyiydi 😊
Yapay zeka sinema sektörü için çok önemli bir konu çünkü insanların ilgisini kolayca çekebiliyor, bu sebeptendir ki daha çok yapay zeka içerikli film izleyecek olduğumuzu düşünüyorum. Ben yapay zekanın insan hayatını daha iyi hale getirmek için kullanılabileceğine inanıyorum, tüm bu izlediğimiz bilim kurgu filmlerinin de gerçekçi yanlarının olduğunu da görebiliyorum. Bu sebeple filmlerin bize verdiği mesajları da göz önünde bulundurarak daha dikkatli adımlar atılacağını inanıyorum. Yapay zeka geleceğin değil tam olarak dönemimizin teknolojisi aslında, daha yolun başındayız ve tüm bu filmlerde gerçekleşmemiş bir çok senaryo daha olduğuna eminim. Umarım bizim filmimizde son güzel biter 😊
Okuduğunuz için teşekkür ederim, başka yazılarda görüşmek üzere!